GİB'in yayınladığı genelgede şöyle denildi:
"Başkanlığımıza intikal eden olayların incelenmesinden, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 371 inci maddesi kapsamında tapu harcına esas değeri pişmanlık hükümlerine göre beyan eden mükellefler hakkında bu Kanun hükümlerine göre usulsüzlük cezası tatbik edilip edilmeyeceği hususunda tereddüt yaşandığı anlaşılmıştır.
492 sayılı Harçlar Kanununa ekli (4) sayılı tarifenin 1/20 numaralı fıkrasının (a) bendi uyarınca, gayrimenkullerin ivaz karşılığında veya ölünceye kadar bakma akdine dayanarak yahut trampa hükümlerine göre devir ve iktisabında gayrimenkulün beyan edilen devir ve iktisap bedelinden az olmamak üzere emlak vergisi değeri üzerinden devir eden ve devir alandan ayrı ayrı harç alınacağı düzenlenmiştir.
İlgide kayıtlı iç genelgede;
Söz konusu hüküm uyarınca gayrimenkullerin devir ve iktisabı sırasında aranılan tapu harcı için taraflarca bir beyanname verilmemesine rağmen, gayrimenkulü devir eden ve devir alan şahısların beyanına göre doldurulan belge esas alınarak tarh ve tahakkuk ettirildiği ve yine bu tutar dikkate alınarak tahsil edildiği,
213 sayılı Kanunun 371 inci maddesi hükmünden "beyana dayanan vergiler" için yararlanılabildiği, hususlarına yer verilerek, tapu harçları için mükelleflerin 213 sayılı Kanunun 371 inci maddesinde yer verilen hükümlerden yararlanılabileceği açıklanmıştır.