tv100.com yazarı Fuat Uğur'un kaleme aldığı ve odağında ID İletişim ve Ayşe Barım'ın olduğu yazı çok konuşulmuştu. Bu yazıdan aylar sonra Barım Gezi Parkı olayları nedeniyle tutuklanmıştı. Uğur bugün tv100.com'da “İşi bitti, gün yüzü göremez artık” başlık yazısında yeni bir operasyonun işaretini verdi.
Dizi-sinema sektöründe yeni skandal! Yasak aşk bombası patladı. Tehditler ortaya çıktıYaşamUğur, kamuoyunda "Süleymancılar" olarak bilinen, kurucusunun Süleyman Hilmi Tunahan olduğu dini oluşuma ilişkin olarak bir iddiada bulundu. Uğur yazısında tutuklanıp görevden alınan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu kısmı da dikkat çekti.
İşte Uğur'un çok konuşulacak o yazısı:
Bir televizyon moderatörü dostumun, program konuğu olan ünlü muhalif hukukçudan reklam arasında işittiği söz bu.
Arkadaşımın “Ortaya çıkan belge ve tanıklıklar doğrultusunda ne görüyorsunuz hocam, kaç yıl yatarı var sizce?” sorusuna verdiği cevap aynen böyle:
“Arkasından ne geleceğini bilemiyorum tabii ama bu kadarıyla bile işi bitti ve gün yüzü göremez artık”
Henüz ortada iddianame yok.
Tahminen önümüzdeki yıl sonu gelmeden açıklanacak gözüyle bakılıyor.
Ama sızan bilgiler, medyaya yansıyan belgeler, MASAK raporları, soruşturma dosyalarının içerikleri ve sayıları neredeyse 50-60’ı bulan, her gün yenileri eklenen AÇIK TANIKLARIN anlattıkları dudak uçuklatacak türden. Tanıkların büyük çoğunluğu da anlı şanlı müteahhitler, iş adamları, İBB üst düzey yöneticileri…
Oteldeki kameraları bantlamalarından, batırdıklarını Jammer palavrasıyla sıvamalarının üstünden gün bile geçmeden koskoca İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin büyük bir pervasızlıkla, cüretkârlık ve gözü dönmüşlükle soyulduğunu öğrenmeye devam ediyoruz.
Akıl almaz biçimde, suç örgütü lideri olarak tanımlanan tutuklu Ekrem İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile mukayese eden aymazlığa ise söylenecek bir laf kalmıyor.
Mavi Vatan, Karabağ, Gabar, Karadeniz Doğalgazı, hastaneler, yollar ve tüneller, savunma sanayiindeki dünya çapındaki başarıların üstüne terörle mücadelede tarih yazan Erdoğan’ın şu sıralarda ilgilendiği işleri dikkate alınca bir kalibresiz ile yapılan mukayese gülünç olmaktan öte zavallıca kalıyor. Düşünün, muhalefet liderinin yerinden zıplaya zıplaya kıyas yaptığı Dünya lideri Erdoğan, şu sıralar savaşta olan Rusya ve Ukrayna başkanlarını; Putin ile Zelenskiy’i 15 Mayıs’ta İstanbul’da bir araya getirmeye hazırlanıyor. Birkaç gün önce ABD Başkanı Donald Trump ile görüşme yaptı. Ardından Trump Hamas ile anlaştığını duyurdu.
Ve dün PKK terör örgütü kendisini feshettiğini açıkladı.
Barış umudu insanların kalbinde öylesine yer etti ki, annelerin ağlamayacağı, çocukların yetim ve öksüz kalmayacağı bir Türkiye hayalinin gerçekleşmesinde bir başlangıç olarak nitelenebilecek bu muazzam gelişme toplumda büyük bir etki yarattı. Ama barış umudu ilk kez bu kadar ete kemiğe bürünmüşken hazımsızlık da beraberinde geldi. Daha ilk günden, kaostan beslenen ve kendileri için bitiş düdüğünün çaldığını fark eden muhalefet sözcüleri ile Ekrem İmamoğlu’nun medyadaki peçeteci tayfası itibarsızlaştırma kampanyası başlattı. Yalan haberler üzerine akla ziyan yorumlar yaparak halkta umutsuzluk ve karamsarlık yaratmak için sıraya girdiler.
Genel Başkanlığı elinden delege avıyla alındığı yakında ortaya çıkacak olan eski CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu bile nihayet kendinden beklenen vatansever duruşu sergileyerek süreci açıkça desteklediğini ilân etti.
Oysa bu açıklamayı Kürtlerin Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti ile bütünleşmesinin tarihsel teyidi ve ilanı olarak görmek o kadar zor değil. Bunun için ülkesini seviyor olmak yeterliydi.
Türkiye, Cumhuriyetin ikinci yüzyılını Türkiye Yüzyılı yapma hedefine yönelik büyük yürüyüşüne engelsiz ve daha güçlü bir şekilde devam edecek.
Bu yürüyüşte hırsızlıkla, yolsuzlukla sermaye toplayıp ülkenin kaderine el koymaya çalışanlara ve onların yardakçılarına yer yok.
FETÖ terör örgütünün yok edilmesinin ardından Adnan Oktar grubunun, Kuytul grubunun da üzerine yüründü. Şimdi Süleymancıların sırada olduğunu bütün devlet yetkililerinden işitiyoruz. BND, CIA ve Mossad tarafından yemlenen, güdülenen, aparat olarak kullanılan, dini kuruluş adı altında ülkenin altına dinamit döşeyenler için yolun sonu görünüyor.
Cezaevindeki Turpçuk’un yapacağı tek şey vardı onu da kullandı. Büyük turp amcaları ona bir fırsat verdiler, “Yolunu açıyoruz sen de taşlarını döşe” diye. O ise züccaciye dükkânına giren bir fil gibi her şeyi devirip ayaklarının altına aldı.
Devletin kendisini büyük bir soğukkanlılıkla izlediğini asla aklına getirmedi. Dediğim gibi kalibresi bu kadardı. Aklına getirdiğinde de Jammer kullandı ama iş işten geçmişti.
CHP’ye ve yönetim kadrosuna önerim açık.
Bir kifayetsize ve umutsuz vakaya umut bağlamayın. Harç bitti yapı paydos.
Size de yazık.
