‘ÖLMESİNİ ENGELLEMEYE YÖNELİK HİÇBİR ÇABA İÇERİSİNE GİRMEMİŞ’
Temyiz başvurusunda, sanık Nevzat Bahtiyar hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 21/10/2024 tarihli iddianame ile ‘İştirak Halinde Çocuğu Kasten Öldürme’ suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açıldığı, davaya konu olayın açığa çıkmasını engelleme çabası içerisine girmesine ve üzerine atılı suçlamadan kurtulmaya yönelik çelişkili beyanlarda bulunmasına rağmen eyleminin ‘Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme Veya Değiştirme Suçu’nu oluşturduğundan bahisle 4 yıl 6 ay hapis cezası verildiği hatırlatılarak, “Sanık Nevzat Bahtiyar'ın olay öncesi ve sonraki eylem, söylem ve davranışları bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanık Nevzat Bahtiyar'ın en başından beri diğer sanıklarla birlikte fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek maktul Narin'in öldürülme eylemine İştirak ettiği ortadadır. Tüm bu açıklamalar dışında kısmen kabule göre de; yerleşik Yargıtay içtihatları ve öğretiye göre bir eyleme iştirak en geç eylemin gerçekleştiği sırada (icra hareketleri devam ederken) gerçekleştirilebilir. Bir an sanık Nevzat Bahtiyar'ın ilk aşamada maktul Narin'e yönelik işlenen eylemden habersiz olarak olay mahalline geldiği kabul edilse dahi (ki Cumhuriyet Başsavcılığımız yukarıda belirtildiği üzere aksi kanaattedir) sanık Nevzat Bahtiyar'ın ‘Olay mahalline geldikten sonra yerde hareketsiz yatan maktul Narin'in ağzından köpüklü su geldiğine’ dair beyanının bulunduğu, hayatını kaybeden bir kimsenin solunum ve dolaşım sistemi duracağından ağzından köpüklü su gelmeye devam etmesinin pek mümkün olmadığı, çünkü akciğerde oluşan köpüğün ancak aktif solunum hareketleri neticesinde vücuda alınan havanın, dışarıdan akciğere kaçan/giren sıvı ya da havasız bırakılmak/kalmak vesaire şekillerde akciğerde kanama meydana gelmesi neticesinde oluşan sıvı (ki somut olayda maktulün ağız ve burun bölgesinin kapatılması ya da boğaz bölgesine bası uygulanmak suretiyle havasız bırakılması neticesinde hayatını kaybettiği ATK raporu ile sabittir) ile birleşmesi sonucunda oluşabilen bir durum olduğu, mağdurun ağızdan köpük gelmeye devam etmesi de, akciğerde bir şekilde meydana gelen olumsuzluğun, vücut tarafından yaşam mücadelesi içinde, refleksle dışarı atılmaya çalışıldığına dair güçlü bir karine teşkil ettiğinin göstergesidir. Bu da şuna delalet etmektedir ki, Sanık Nevzat Bahtiyar'ın olay mahalline geldiğinde maktul Narin'in halen yaşam mücadelesi içerisinde olduğu ve hayata tutunmaya çalıştığı, buna rağmen sanık Nevzat Bahtiyar'ın ‘hayatta kalma çabası içerisinde olan maktulün ölmesini engellemeye yönelik hiçbir çaba içerisine girmediği, kolluğa ve sağlık ekiplerine de haber vermediği’ gibi tam tersine sanık Salim ile aralarındaki yakın arkadaşlık ilişkisi nedeniyle sorgulamadan maktul Narin'in cesedini çuvala koyarak dere içerisine saklamak ve ceset bulunana kadar susmak suretiyle olayın ortaya çıkmasını engelleme çabası içerisine girdiği, ayrıca cesedin derede su içerisinde uzun süre kalmasına neden olarak delillerin yok olmasına neden olduğu anlaşılan sanık Nevzat Bahtiyar'ın diğer sanıklarla birlikte fikir ve eylem birliği içerisinde olduğu ve fiil üzerinde müşterek hakimiyet kurmak suretiyle eylemi diğer sanıklarla birlikte gerçekleştirdiği bu sebeple müşterek fail olarak değerlendirilmesi gerekmektedir” denildi.