Yer Bilimci Prof. Naci Görür, Kocaeli'nde katıldığı bir lansmanda önemli açıklamalarda bulundu. Tüm Türkiye'yi Marmara depreminin ardından 25 senede depreme dirençli ülke yapabilme ihtimallerinin olduğunu belirten Prof. Dr. Naci Görür, "25 sene içinde biz İstanbul'u depreme hazırlayamadık. 1999 - 2025, 26 sene geçti. Depreme dirençlilik ne demek biliyor musunuz? Büyük bir deprem geldiği zaman o depremi minimum hasarla atlatan kent demektir. Yani hasar muhakkak olur ama o kadar olur ki iki günde bitirirsin, günlük yaşam bile değişmez" dedi.
Naci Görür'den kritik uyarı: Bu ülkeyi bize yar etmezler
Yer Bilimci Prof. Naci Görür, Kocaeli'de depremle ilgili kritik uyarılarda bulundu. Görür, "Eğer bu depremleri halledemezsek, bizim geleceğimiz yoktur. Ne ekonomik bağımsızlığımız kalır ne siyasi bağımsızlığımız kalır. Bu ülkeyi bize yar etmezler" dedi.
"SORUMLUSU SİZLERSİNİZ"
Görür, açıklamalarına şu sözlerle devam etti; "Japonya'da, Tayvan'da deprem oluyor. Adam masada oturuyor, çay bardağını tutuyor, düşmesin, dökülmesin diye. Deprem bittikten sonra işine devam ediyor. Bu depremden sonra ‘Benim evim çökmüştür, karım, çocuğum göçük altında kalmıştır' demiyor. Asla aklına gelmiyor. Çocuğunun okulda göçük altında kaldığını da düşünmüyor. Neden? Dirençli yapı yaptıkları için. Biz neden yapmıyoruz? Neden? Neden? Çünkü daha kavgamız, gürültümüz mü bitmedi ki? Hiç bitmiyor.
Deprem siyaset üstü bir konudur. Asla depremi partizanlıkla, particilik ile bağdaştırmayın. Biz cesetlerimizi göçük altından ‘o parti, bu parti' diye toplamıyoruz. Kendi insanımız olarak topluyoruz. Biz bu değiliz. Biz böyleyiz diye dünyaya kendimizi gösteremeyiz. Bu işi halletmemiz gerekiyor. Benim size vereceğim mesaj, özellikle Gebze'ye gelmemin sebebi de bu. Artık deprem dirençli kentler istiyoruz. Bu işin sorumlusu kim? Sizlersiniz. Diyeceksiniz ki, 'Ya nasıl hocam, benim neyim var? Ben bir emekliyim. Kim beni dinleyecek? Ya ben zavallı bir adamım.' Hayır, değilsiniz. Mülkün sahibi sizlersiniz. Devletin sahibi, bu ülkenin sahibi, bu toprakların sahibi sizlersiniz. Sizler bir şeye 'evet' derseniz o olur, 'hayır' derseniz olmaz. Onun için bu gücünüzü kullanın. Partizanlık etmeyin, siyasetle uğraşmayın, particilik etmeyin. Özellikle deprem konusunda insanınızı sevin. İnsanımıza şefkat gösterin."