Ankara Keçiören'de ilkokul öğrencisinin sokak köpeklerinin saldırısına uğraması sokak hayvanlarıyla ilgili tartışmaları yeniden gündeme getirdi.
Bu tartışmaya BBP lideri Mustafa Destici de dahil oldu.
Sahipsiz köpekler konusunda belediyelerin görevlerini yapmadıklarını ifade eden Destici, şunları kaydetti:
"Mama lobilerinin dezenformasyon faaliyetlerine karşı tedbirler almak zorundayız. Barolar Birliği bize karşı, açıklamamızdan sonra bir açıklama yaptı. Barolar Birliği'nin sitesine girin, sizi mama şirketlerine yönlendiriyor. Oradan fonlanıyorlar herhalde. Hayvan derneklerinin hepsini itham etmiyorum ama hayvansever maskesi altında herhalde geçimini temin edenler de var. Mama firmaları sadece köpekleri değil, sözde hayvanseverleri de besliyor."
Destici, sorunun çözümüne ilişkin en net çözümü kendilerinin ortaya koyduğunu söyleyerek, "2008-2014 arasında Sivas Belediyesi bizdeyken büyük bir hayvan barınağı yaptık ve köpekleri toplayarak, kısırlaştırma yaptık. Biz yaptık ama bizden sonra gelenler bu sorumluluğu devam ettirmedi." dedi.
BAROLAR BİRLİĞİ NE DEMİŞTİ?
Türkiye Barolar Birliği dün yaptıkları açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı: Kabul edilemeyecek nitelikteki bir diğer konu ise; yasadan kaynaklı görevlerini yapmayan belediyelerin ve denetimle sorumlu kurumların kendi ihmallerini hiçe sayarak asli kusuru sokakta yaşayan hayvanlara yüklemesidir. Ülkemizde son zamanlarda daha da görünür olan bu çevre güvenliği sorununun; bir tarafta hayvanlar ve dahi hayvanseverler, diğer tarafta köpeklerin gerekirse hunharca katledilmelerini talep edenler şeklinde bir tartışmaya hapsedilmesi de çözümden son derece uzak niteliktedir.
Hayvanseverler ve sivil toplum kuruluşları tarafından senelerdir hiç durmadan dile getirilen pet shop’larda hayvan satışı, merdivenaltı üretimlerle popülasyonu sürekli artırılan cins hayvanlar, bu cins hayvanların bizzat sahipleri tarafından özellikle tatil beldeleri olmak üzere sokaklara terki, kısırlaştırma yükümlülüğünü yerine getirmeyen ve bakımevlerini iyileştirmesi gerekirken çoğu zaman insan vicdanının kabul edemeyeceği ölüm kamplarına çeviren belediyeler ve denetimleri gerçekleştirmeyen bakanlıklar bu çevre güvenliği sorununun asli sorumlularıdır.