Müsavat Dervişoğlu'ndan Cumhur İttifakı'nın "İç cepheyi sağlamlaştıralım" çağrısına yanıt

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, İsrail-İran savaşının ardından Cumhur İttifakı’ndan gelen “iç cepheyi sağlamlaştıralım” çağrısına yanıt verdi.

Google Haberlere Abone ol
Müsavat Dervişoğlu'ndan Cumhur İttifakı'nın "İç cepheyi sağlamlaştıralım" çağrısına yanıt

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.

İran-İsrail savaşı ve Türkiye etkilerini değerlendiren Dervişoğlu, İsrail-İran savaşının ardından Cumhur İttifakı’ndan gelen “iç cepheyi sağlamlaştıralım” çağrısına yanıt verdi.

Dervişoğlu, "Bugün Cumhur Koalisyonu, Türkiye’nin stratejik yüküne ve stratejik en zayıf halkasına dönüşmüş durumdadır. Cumhur Koalisyonu’nun iç cepheyi sağlamlaştırmaktan anladığı; terör örgütleriyle müzakere ederek ömür boyu başkanlık garantisi almaya çalışmaktır. Türk vatandaşlığı ve Türk milleti tanımlarının üzerinde oynanarak, bölücülere jest yapmak gayretinden ibarettir. Ömür boyu başkanlık ve kendi elleriyle zayıflattıkları ekonominin çökmemesi uğruna, Erdoğan’a istediğini yaptırabilmiş olmakla övünen Trump’a sesini çıkaramayan, bu son ABD saldırısını bile sadece; ‘İran’ın egemenliğine yönelik saldırılar kimden gelirse gelsin tasvip etmiyoruz’ diyerek, geçiştiren bir yönetim anlayışı vardır" dedi.

"‘İSRAİL’İN BİR SONRAKİ HEDEFİ TÜRKİYE’ SÖYLEMİ TEHLİKELİ"

İran-İsrail savaşı ve Türkiye etkilerini değerlendiren Dervişoğlu, şöyle konuştu: Türkiye’nin hem içeride hem dışarıda; boş ve hamasi konuşmalar yerine, güven veren adımlar atılmasına, içeride hukuk devleti, Cumhuriyet ve demokrasiyi, dışarıda ise millî güvenliği güçlendirici değişim ve dönüşümlere ihtiyacı vardır. İsrail lobisi, İran’ı on yıllarca ABD’de tartıştırmıştır. İsrail lobisi, ABD’nin bu son saldırısıyla amacına ulaşmıştır. Şimdi aynı İsrail lobisinin kimi unsurları son yıllarda özellikle Suriye üzerinden dillerine Türkiye’yi dolamaya başlamışlardır. ‘İsrail’in bir sonraki hedefinin Türkiye’ olduğu biçimindeki söylemler, bu tehlikeli kampanyaya odun taşımaktan başka bir şeye hizmet etmemektedir. Böyle bir tehdit değerlendirmesi varsa, İktidardaki Cumhur Koalisyonun açık, gizli liderleri bunu kamuoyu önünde seçmen tabanını konsolide etme kurnazlığına alet etmek yerine, ilgili kurumlarla gerekli tedbirleri almalı, buna uygun savunmanın güçlendirilmesi adımlarını, başta tam teşekküllü, entegre ve tam operasyonel bir hava savunma sistemi ve yeni nesil muharip savaş uçakları edinilmesi olmak üzere, derhal atmalıdır. Bu işlerde gayri ciddiliğe, şakaya yer olmadığının artık yeterince görülmüş olması gerekmektedir. Karşımızda bir savaş suçlusu ve insanlığa karşı suç işlemiş bulunan Netanyahu ile ‘sonsuz savaşları bitirme’ vaadiyle seçim kazanıp iş başına gelince hepsinden çark eden bir Trump bulunmaktadır. İkisi de birbirinden pervasızdır ve güvenilmezlerdir. Bunlardan Trump, Erdoğan’a istediğini yaptırabilmiş olmakla övünmektedir.

FATİH ALTAYLI'NIN TUTUKLANMASINA TEPKİ

Dervişoğlu, gazeteci Fatih Altaylı'nın tutuklanmasına tepki göstererek "Türkiye’de hukuk devletinin iki eksiği var; biri hukuk diğeri devlet. Son günlerde yaşadığımız bu durumun ikinci örneği hukuksuz tutuklamalardır. Onun da son temsilcisi Gazeteci Fatih Altaylı olmuştur." diye konuştu.

MADEN YASASINI ELEŞTİRDİ

Dervişoğlu'nun gündeminde kabul edilen maden yasası da vardı. Yasayı eleştiren Dervişoğlu "

Torbacı iktidarımız dur durak bilmiyor. Geçtiğimiz hafta koalisyondan geçirdikleri torba kanun teklifiyle, AK Parti iktidarının semirttiği holdinglerin menfaatlerine göre yasa yapılmaya çalışılıyor. Nerede devlet aklı, nerede kamu yararı, nerede temel hakların korunması? Yalanla ve talanla yarattığınız tek adam rejiminizi de devleti şirkete, milleti ırgata çevirdiniz. Çıkarılmak istenen yeni yasayla birlikte vatanı yağma etmekte yeni bir aşamaya geçmek isteyen iktidardan bahsediyorum. Türk milletine çağrıda bulunuyorum. Tarlanıza çökecekler. Birkaç damla mavi mürekkeple atacakları imzayla çökecekler. Türkiye tarihi boyunca üreterek yaşamak zorunda olan bir millet olmuştur. Bu topraklar bereketlidir ancak bunların yağmasına hiçbir toprak parçası yetmez.

"CUMHURİYET TARİHİNDE BÖYLESİ GÖRÜLMEDİ"

Zeytin sadece kendi sofralarına gelmesi gereken bir nimete dönüşüyor. Zeytin ağaçlarını taşıyacaklarmış. Nereye taşıyacaksınız? Beştepe'deki sarayın bahçesine mi? Anadolu toprağı, sizin offshore hesabınızdaki para mıdır ki taşıyacaksınız. Ne Anadolu'muz ne de Cumhuriyet tarihimiz böylesini görmemiştir." şeklinde konuştu.

Kaynak: ANKA
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin