İstanbul'da 3 ilçede yılan alarmı! Uzmanlardan "öldürmeyin" uyarısı

Havaların ısınmaya başlamasının ardından İstanbul'un bazı ilçelerinde yılan görülme sıklığının arttığı görüldü. Bu olay vatandaşların korkmasına neden olurken uzmanlardan da dikkat çeken uyarılar geldi.

Google Haberlere Abone ol
İstanbul'da 3 ilçede yılan alarmı! Uzmanlardan "öldürmeyin" uyarısı

İstanbul'un kırsal ve yeşil alanlara yakın bazı ilçelerinde yılan görülme sıklığının artması vatandaşlarda endişeye yol açarken, uzmanlar ekosisteme sağladığı faydalar nedeniyle zaruri olmadığı sürece yılanların öldürülmemesi gerektiğini belirtti.

3 İLÇEYE DİKKAT

Kent genelinde son haftalarda Küçükçekmece, Arnavutköy, Sultangazi gibi ilçelerin yer aldığı bazı bölgelerde yılan görülmesi tedirginlik yarattı.

Megakentte daha önce de Büyükçekmece, Başakşehir, Avcılar ve Eyüpsultan da yılanlar görülmüştü.

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Ormancılık Bölümü, Avcılık ve Yaban Hayatı Programı Öğretim Görevlisi Dr. Ergün Bacak, yılan görülen ilçelerin ortak özelliğinin kırsala ve yeşil alana yakınlık olduğunu söyledi.

YILANLA KARŞILAŞIRSANIZ BUNLARI YAPIN

Dr. Bacak, yılanla karşılaşan vatandaşların gerek olması durumunda itfaiyeyi, belediyeyi, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünü arayabileceğini belirterek, "Yetkililer yılanı canlı bir şekilde alırlar, başka bir alana götürüp uzaklaştırırlar. Yılanları öldürerek ekosisteme çok büyük zarar veriyoruz.

Yılanlar hastalık taşıyıcısı olan hayvanlarla bedavadan mücadele ediyor, tarım ürünlerimizi koruyor. Fare salgını olduğu zaman çiftçiler milyonlarca lira kaybediyor. Yılanlar bunlarla mücadele ediyor. Organik, sağlıklı beslenelim diyoruz ama tarıma fayda sağlayan, ilaç atmamızı engelleyen yılanları öldürüyoruz. Önce bilinçlenmek, zehirli-zehirsiz ayrımına bakmadan hiçbir yılanı öldürmemek lazım." dedi.

ZEHİRLİ VE ZEHİRSİZ YILANIN AYRIMI NASIL YAPILIR

Zehirli ve zehirsiz yılanları ayırt etmekteki ipuçlarına da değinen Bacak, şöyle devam etti:

"Zehirsiz yılanlar daha gerginlerdir, hızlı hareket edip, daha çabuk saldırabilirler. Bir de hafif zehirli yılanlar vardır, onlar fare zehirler, insana zehir aktaramazlar. Olası zehirlenme anında en yakın tıp kuruluşuna gitmek lazım. Özellikle büyük araştırma hastanelerinde panzehirleri vardır. Zehirli yılanlar daha yavaş hareket ederler. Türkiye'deki zehirli yılanların göz bebekleri, kedilerin göz bebeği gibi dikeydir. Zehirsizlerinki insan gözbebeği gibi daha yuvarlaktır. Yılanlara karşı olan toplumsal ön yargıyı aşmak gerekir. Biyoçeşitliliği ve ekosistemi korumamız lazım, o yüzden önce bir tanıyalım, tanıdıktan sonra korumaya çalışalım."

"ZEHRİ AĞIZLA ALMAK EFSANEDİR"

Hangi yılanın zehirli, hangisinin zehirsiz olduğunun hemen anlaşılamayacağını dile getiren Demir, "Dolayısıyla başımıza bir ısırılma olayı geldiğinde acilen sağlık kuruluşlarına başvurmalıyız. Sağlık kuruluşu bize gelene kadar ısırılan yeri biraz sıkıp kanını akıtmaya çalışmalıyız. Bunun dışında bir işlem yapılmamalıdır. Filmlerdeki gibi, zehri ağızla alıp atmak efsanedir. Isırılan yeri ağzına alıp dışarı atmaya kalkarsan, o zehirliyse sen de zehirlenirsin. Asla böyle bir işe teşebbüs etmemeliyiz." uyarısında bulundu.

Kaynak: A.A
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin