Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında bir araya gelen kabine toplantısı sona erdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ana gündem maddesi İran-İsrail savaşı olan toplantı sonrası açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
"Millet olarak Kurban Bayramı'nı barış ve güven içerisinde geride bıraktık. Bir kez daha İslam aleminin ve milletimizin Kurban Bayramı'nı tebrik ediyorum.
Bu vesileyle Gazze ve Batı Şeria başta olmak üzere Filistin topraklarında İsrail'in alçakça saldırıları altında Kurban Bayramı'nı idrak etmemeye çalışan Filistinli kardeşlerime de muhabbetlerimi iletiyorum. Hayırseverlerimize de bu bayramda da Filistinli kardeşlerimizi yalnız bırakmadıkları için teşekkür ediyorum. Bayram boyunca vatandaşlarımızın emniyeti ve huzuru için fedakarca görev yapan güvenlik kuvvetlerimize de buradan tebriklerimi sunuyorum.

"GEREKLİ TEDBİRLER ALINDI"
Trafik kazalarında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Can kaybının önüne geçmek için yoğun çaba harcadık. Emniyet görevlilerimiz sahadaydı. Kelimenin tam anlamıyla seferber oldular. Gerekli tedbirler alındı.
4-9 Haziran arasında otoyollarımızdan 16,3 milyon araç geçişi yapıldı. Yani ülkemizdeki toplam araç sayısının yarısından fazlası yollardaydı. Havalimanlarımızdan 3,9 milyon yolcuyu uğurladık. İstanbul Havalimanı'nda 1,152 bin yolcuya hizmet verdik. Esenboğa Havalimanını ise 189 bin 470 yolcu kullandı.
Ulaştırma altyapımızın geliştirilmesi için yaptığımız yatırımların önemini bir kez daha görmüş olduk.
Ankara-Kırıkkale -Çorum arasında kesintisiz hızlı tren bağlantısı sağlanacak. Ankara- Samsun arası seyahat süresi de 2,5 saat olacak. Yılda 12 milyon yolcu ve 14 milyon yük taşınacak bu hat ile Samsun Limanı ile Mersin Limanı'nı birleştireceğiz. Türkiye'yi küresel ticaretin lojistik merkezi haline getireceğiz. Bu hattı Allah nasip ederse 2029 yılında devreye almayı planlıyoruz.
Milli Muharip Uçak Kaan projesinde çok önemli bir sözleşmeye imza attık. 48 adet Kaan'ın Endonezya'ya satılmasına yönelik mutabakata varıldı. 15 milyar dolara varan tarihi anlaşmanın da Endonezyalı kardeşlerimiz için hayırlı olmasını diliyorum.
"ÇATIŞMALARI DURDURMAK İÇİN YOĞUN ÇABA HARCIYORUZ"
Bölgemizde bir süredir çok ciddi gerilimler, çatışmalar, savaşlar yaşanıyor. Rusya-Ukrayna Savaşı her iki tarafı da yıpratan ağır sonuçlarıyla sürüyor. Pakistan-Hindistan arasındaki gerilim çatışma boyutuyla çok uzun sürmese de tarafların sahip oldukları güç sebebiyle potansiyel tehlike vasfını koruyor. İsrail şimdi de komşumuz İran’a karşı bir saldırı başlattı. İran’ın nükleer tesislerini hedef alma bahanesiyle girişilen saldırının aslında çok kapsamlı ve sinsi amaçları olduğu her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Cuma gününden beri gerek şahsen, gerek dışişleri bakanımız çatışmaları durdurmak için yoğun bir diplomasi trafiği yürütüyoruz. Çatışmaları durdurmak için yoğun çaba harcıyoruz. Şimdiye kadar Amerikan Başkanı sayın Trump, Pezeşkiyan, Putin, Sisi, II. Abdullah, Muhammed bin Selman, Şerif, Şara, Heysen bin Tamık, El Sabah, Sudani'nin de aralarında olduğu birçok liderle görüşmem oldu. Bu görüşmelerde İsrail’in artık haydutluğa varan saldırganlığının tüm bölgemiz için oluşturduğu tehdit ve tehlikelere dikkat çektik. Sorunun çözümünün diplomasi ve diyalogla mümkün olduğunu ifade ettik. Türkiye olarak kolaylaştırıcılık dahil üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazır olduğumuzu tüm muhataplarımıza açık açık aktardık.

"İSRAİL KABADAYILIK TASLIYOR"
Masada çözülebilecek meseleleri silahla, yıkımla, kanla, kaosla sivil-asker ayrımı yapmadan önüne gelen her şeyi bombalamayla halletmeye çalışmanın ileride nelere yol açacağını kimse tahmin edemez. Bu tür şımarıklıkların beklenmedik sonuçlarını ortaya koyan örneklerle doludur. İran’a saldıran Gazze’yi yerle bir eden bölgedeki her ülkeye kabadayılık taslayan İsrail, aslında ne yaptığının farkında değil. Belki ileride yaptığı hatanın farkına varacak ama korkarız o vakit iş işten çoktan geçmiş olacak. Unutulmamalıdır ki bu kadim coğrafyada hiçbir ülke kendi sınırlarından ve yönetiminden ibadet değildir. Bölgedeki her hadise tüm toplumları yakından ilgilendirir. Filistin halkına ve topraklarına saldırmak sadece oradaki birkaç milyon insanla sınırlı bir hadise, yine İran topraklarına ve halkına saldırmakta sadece İran devletini ilgilendiren bir vaka değildir. Hele Türkiye mevzubahis olduğunda kıtaları aşan bir etki gücünden söz etmek mümkündür. İsrail yaptığı her zulümler döktüğü her kan işlediği her insanlık suçuyla adım adım kendi varlığını ve toplumunun geleceğini riske etmektedir. Biz Türkiye ve Türk milleti olarak medeniyet mirasımızın bize vaaz ettiği ahlak vicdan adalet hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde önce kendi vatandaşımızı onunla birlikte dost ve kardeş toplumları en nihayetinde de tüm insanlığı kucaklamak için samimi bir gayret içerisindeyiz. İnşallah bundan sonra da sadece kendi içimizde birliği beraberliği kardeşliği yüceltmekle kalmayacak aynı iklimin bölgemizde de hakim olmasını sağlayacak girişimlerimize devam edeceğiz. Toprağın üstünde onursuzca yaşamaktansa, toprağın altında şereflice yatmayı iyi biliriz. Bu irademizi mücadelelerle dolu tarihimizde defalarca ortaya koyduk. Bu duruma düşmemek kimilerinin yaptığı gibi öyle lafla edebiyatla mangalda kül bırakmayan afaki söylemlerle olmuyor. Bunun için çalışacaksınız, geliştireceksiniz, üreteceksiniz, ter dökeceksiniz rüştünüzü tüm dünyaya ispat edeceksiniz.
"EN ZORU ARTIK GERİDE KALDI"
23 yılda bu noktaya ulaşmak öyle kolay olmadı. Dışarıdan gelen engellemeleri zaten normal karşılıyoruz ama içeride birilerinin yapılan her işi kötüleyerek bürokraside, akademide, medyada olmadık engeller çıkartarak sabote etmeye kalkışmalarını asla unutmadık, unutmayacağız. Her ne yaptıysak, bizden gözüküp oklarını bize fırlatan bu emperyalist uşaklarına rağmen yaptık. Geldiğimiz noktada bilhassa insansız hava araçları konusunda dünyanın önde gelen ülkeleri arasına girdik. Zırhlı kara araçları konusunda adeta küresel bir markaya dönüştük. En zoru artık geride kalmıştır. Bir ürünü tasarımı yazılımı donanımı ve diğer unsurlarıyla üretim aşamasına getirmenin ne demek olduğunu en iyi biz biliriz. İnşallah çok uzun olmayan bir süreçte hiç kimsenin bize efelenmeyi dahi göze alamayacağı bir savunma kapasitesine erişmiş olacağız. Devlet ve millet olarak bazı sıkıntıları çekecek bazı fedakarlıklar yapacağız ki, hedeflerimize ulaşabilelim. Şundan kimsenin şüphesi olmasın iktidarımız ve ittifakımız bölgemizin içinde bulunduğu bu sancılı dönemde Türkiye’nin istiklal ve istikbalinin temelidir ve teminatıdır. 86 milyonun emaneti emin ellerde güvendedir.
"HESABINI VEREMEZLER"
İktidarı zaafa düşürmek için ülkenin zaafa düşmesine bile eyvallah diyenler, tarih önünde de mahşeri vicdanda da bunun hesabını veremezler. Muhalefetin tribünlere oynama uğruna Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlangıcında yaptıkları yanlışa tekrar düşmemelerine arzu ediyoruz. Birileri gibi ateşe benzin dökmenin değil daha fazla büyümeden bir an önce yangını söndürmenin derdindeyiz. Gelişmeleri günlük siyasete polemik malzemesi yapmanın bölgesel istikrarın tesisi ve ülke güvenliği için verilen mücadelede ortadayken haksız ve mesnetsiz suçlamalarda bulunmanın hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Bugün de Türkiye’nin en büyük ihtiyacı birlik ve kardeşlik siyasetidir. Durmadan duraksamadan çalışmaya ülkemizi milletimizi kalkındıracak hizmetlere imza atmaya devam edeceğiz."