İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında 26 Nisan'da İstanbul, Ankara Tekirdağ ve düzenlenen operasyonda aralarında İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa, İBB Boğaziçi İmar Müdürü Elçin Karaoğlu, Cevat Kaya'nın da bulunduğu 52 kişi gözaltına alındı.
Soruşturma kapsamında aralarında İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu'nun ağabeyi Cevat Kaya, Bakırköy Belediyesi Başkan Yardımcısı Ali Rıza Akyüz ve Ekrem İmamoğlu’nun giriş yaptığı otelin güvenlik kamerasını kapatan güvenlik görevlisi Çağlar Türkmen'in de bulunduğu 18 kişi tutuklandı, İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa dahil 34 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa, İBB Başkan Danışmanı ve MEDYA AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun'un eşi Zeynep Ayten Gözdem Ongun, İSKİ Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Adem Şanlısoy, iş insanı Rasim Kaya hakkında "konutu terk etmemek" şeklinde adli kontrol tedbiri uyguladı.
İBB'ye yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Dilek İmamoğlu'nun ağabeyi Cevat Kaya'nın sulh ceza hakimliğindeki ifadesi ortaya çıktı.
Cevat Kaya ifadesinde, "Ben çok küçük yaşta çalışmaya başladım, yaklaşık 40 yıllık bir ticaret hayatım vardır. Bugüne kadar yüz kızartıcı bir suç işlemedim, kimseyi mağdur etmedim, ticaretlerimi son derece sağlıklı bir şekilde yaptım. Biz tekstil işi yapmaktayız. Aniden Cumartesi günü gözaltına alındım, bugün de huzurda bulunmaktayım. Bazı telefon mesajlarında ise, benim bir arkadaşımın sormak istediği parselde bir yerin nerede olduğunu merak etti. Ben de bunu öğrenmek için mesaj attım. Nevda benim eskiden beri tanıdığım mahalleden arkadaşımdır. Önceden alkol ithalatı yaparlardı. Firması vardı, ancak ismini hatırlamıyorum. Bu işi babasıyla beraber yapıyordu, daha sonra firma kapandı. Turan’ı ben tanımam. Ben Dilek Hanım’ın abisiyim, ancak belediyeden hiçbir şekilde menfaat sağlamadım, belediyede aracı olup iş bağlamadım. Ben dürüstüm, benim zaten halihazırda kendi işim vardır. Dostlarımıza yardım etmek için birkaç mesaj atmış olabilirim, hepsi budur. Merter’de kumaş sattığım firmanın ikinci bir firması vardır, et mamulleri satmaktadır. Bir alacağı vardı, bize “para yok” diyorlar dedi. “Sana olan kumaş borcuna karşılık sana temlik veririm” dedi. Ben de Tonguç Medya’dan bu konuda bana destek olmasını istedim. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, serbest bırakılmamı talep ediyorum" dedi.
