Gazeteci Fatih Altaylı, dün İstanbul'daki evinde gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı gözaltına ilişkin açıklamada bulundu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın açıklamasında, Fatih Altaylı hakkında 20 Haziran 2025 tarihinde kendi adını taşıyan YouTube kanalında yaptığı yayın nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef aldığı ve 'tehdit içerikli sözler’ yayınladığı iddiasıyla soruşturma başlatıldığı belirtildi.
FATİH ALTAYLI HAKKINDA TUTUKLAMA KARARI
Sabah saatlerinde adliyeye sevk edilen Fatih Altaylı, savcılık ifadesinin ardından Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince 'Cumhurbaşkanını tehdit' suçundan tutuklandı.
Fatih Altaylı, Marmara (Silivri) Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na gönderildi.
SEVK YAZISINDA DOKTRİNE ATIF YAPILDI
Altaylı’nın tutuklamaya sevk yazısında, Altaylı'nın videodaki 3 dakikalık konuşmasındaki bölüme yer verilerek, "Şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve tutuklama nedeninin bulunduğu anlaşılmakla şüphelinin tutuklanmasına karar verilmesi kamu adına talep olunur" denildi.
"Cumhurbaşkanına tehdit” suçlamasıyla dün akşam saatlerinde gözaltına alınan ve tutuklanan gazeteci Fatih Altaylı’nın tutuklamaya sevk yazısında, emsal karar belirtmeksizin yalnızca bir kitapta yer alan paragrafa atıf yapıldı. Söz konusu sevk yazısında şu ifadelerin yer aldı:
"Bilindiği üzere; 5237 sayılı TCK'nın 310/2. maddesinde 'Cumhurbaşkanına karşı diğer fiili saldırılarda bulunan kimse hakkında, ilgili suça ilişkin ceza yarı oranında artırılarak hükmolunur.' şeklinde düzenleme bulunmaktadır. 'Fiili saldırıda bulunmak' terimi, 'hürriyetini ihlale kalkışmak' teriminden farklıdır. Bu nedenle 'hürriyetini ihlale kalkışmak' suçu, 'kalkışma suçu' olarak nitelendirilen, teşebbüsü tamamlanan suç olarak cezalandırılan, müeyyidesi muayyen bir suçken, ikinci fıkra hükmünde öngörülen suç, birinci fıkradan öngörülen suçtan da farklı olarak, bu nitelikte bir suç değildir. Kısacası, söz konusu hüküm, doktrinde, tamamlayıcı bir hüküm olmadığı, kanuni bir şiddet sebebi olduğu söylenmekle birlikte, hükmü gönderme tekniği ile oluşturulmuş bağımsız bir suçtur.
Gerçekten, Kanun, Cumhurbaşkanına diğer fiili saldırılar derken, suçu, bir yandan suikasttan, yani kasten öldürme suçundan ayırmakta, öte yandan 'ilgili suç' ifadesini kullanarak, belirsiz bir usulle, diğer suçlara göndermede bulunmaktadır. Gönderme, TCK 299. maddede özel olarak Cumhurbaşkanına hakaret düzenlediğinden, doğal olarak, hakaret ve sövme suçları dışında kalan, Cumhurbaşkanının şahsına saldırı oluşturan, kişilere karşı kasıtlı diğer suçlardır. Doktrinde, kasıtlı yaralama dâhil, şahsi hürriyetten, haberleşme hürriyetine, kişi hürriyetinden yoksun bırakmadan, özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlardan konut dokunulmazlığına kadar suçların, hatta tehdit suçunun fiili saldırı kavramına dâhil olduğu ifade edilmektedir. Böyle olunca, gönderme kapsamında olan her suç, takip usulü hariç, kendi kimliğini korur ve kendi kuralına tabi olur. Suçun teşebbüs aşamasında kalmasına veya tamamlanmış olmasına göre, Kanunda o suç için öngörülen ceza, TCK 61. Madde hükmü esas olmak üzere belirlendikten sonra, elde edilen ceza, yarı oranında artırılır."
Sevk yazısında, Fatih Altaylı'nın Youtube hesabı üzerinden 20 Haziran 2025'te yaptığı yayındaki videosunun 26.53 dakika ile 29.42 dakikaları arasındaki sözlerine, "Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı kastederek beyanlarda bulunduğu" şeklinde yer verildi.
Savcılığın sevk yazısında, "Şüphelinin dile getirdiği sözlerin, gerek kanun metni ve kanun gerekçeleri, gerekse doktrinsel açıklamalar ile açıklandığı üzere Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a karşı tehdit suçunu oluşturduğu ve tehdit
suçunun da fiili saldırı kavramına dahil olduğu, bu haliyle şüphelinin eyleminin TCK 310/2 maddesi delaleti ile TCK 106/1 maddelerinde düzenlenen suçu oluşturduğu, şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve
tutuklama nedeninin bulunduğu anlaşılmakla şüphelinin tutuklanmasına karar verilmesi kamu adına talep olunur" denildi.
ALTAYLI'NIN İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
Gözaltına alınan Fatih Altaylı'nın savcılık ifadesi ortaya çıktı. Altaylı savunmasında şu ifadelere yer verdi;
"20 Haziran tarihinde yapmış olduğumuz yayında Cumhurbaşkanına karşı herhangi bir tehdit veya hakaret maksadım yoktur. Araştırma şirketinin yapmış olduğu anketlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaydı hayat şartıyla Cumhurbaşkanlığı yapmasına onay verip vermedikleri yönünde araştırma yapılmış, vatandaşların yüzde 70’i de böyle bir anayasa değişikliğine onay vermeyeceklerini söylemiştir.
Yapmış olduğumuz bu yayında da, bu konuyla ilgili Türk halkının Tanzimat’tan bu yana oy kullanarak devlet yönetiminde etkin olmayı sevdiğini, benimsediğini ve herhangi bir kişiye kendi isteği ve denetimi dışında devlette üst düzey görev yapma iznini peşinen vermekten hoşlanmadığını beyan ettim. Türk halkının kendini yönetenlere karşı her zaman eleştirel bir tutum takınabildiğini, padişahlar döneminde dahi padişahların eleştirildiğini, tarihe meraklı entelektüel kimliğim ile ifade ettim. Söylemiş olduğum şeylerin aynıları ya da benzerleri daha önceki tarihlerde, Murat Bardakçı ve Erhan Afyoncu gibi yakın tarihimiz üzerine uzman olan biliminsanları tarafından da defalarca söylenmiştir" dedi.
"VİDEO ALGI YARATMAK İÇİN KURGULANMIŞ"
Altaylı ifadesinin devamında, "Burada kesinlikle Cumhurbaşkanına tehdit veya tehdit algısı çıkarılacak beyanım yoktur. Herhangi bir ima dahi yoktur. Olayın bu şekilde anlam bütünlüğü değiştirilerek saptırıldığını, sadece tarihe bilgi vermeye yönelik beyanlarımın bilinçli bir şekilde Cumhurbaşkanını tehdit ediyormuşum gibi yansıtıldığını görmekteyim. Bu algı bozulmasından ve sözlerimin çarpıtılmasından şahsım sorumlu değildir.
"TEHDİT AKLIMIN UCUNDAN GEÇMEZ"
Zira Sayın savcılık makamına sunmuş olduğum USB içerisinde bulunan suça konu edilen videolar izlendiğinde, yaklaşık 3 dakika olan orijinal video benim açıklama yaptığım ve tarihsel bilgi verdiğim videodur. Diğer yaklaşık 30 saniyelik kısa olan video ise bu videoların kesilerek anlam bütünlüğü oluşturulacak şekilde sanki Cumhurbaşkanını tehdit ediyormuşum algısı yaratmak için kurgulanmış ve kamuoyuna sunulmuş videodur.
Orijinal olan video izlendiğinde herhangi bir şekilde Cumhurbaşkanını kastederek halk nazarında tehditvari bir konuşma yapmadığım, konuşmanın tamamen tarihsel olduğu açıkça görülecektir. 45 yıllık meslek hayatım boyunca sayısız televizyon programına katıldım ve köşe yazıları yazdım. Bunların herhangi birisinde bırakın Cumhurbaşkanını, herhangi bir vatandaşı dahi tehdit etmişliğim yoktur. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik herhangi bir tehdit veya hakaret aklımın ucundan dahi geçmez. Bu suçlamalarla daha önce herhangi bir adli soruşturma ya da kovuşturma dahi geçirmedim.
"ELEŞTİRİ HAKKIMI KULLANDIM"
Burada kesinlikle tehdit maksadım yoktur, şahsen tanımış olduğum Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik eleştiri hakkımı kullandım, tehdit benim asla yaptığım bir şey değildir. Ayrıca savcılık sevk evrakında TCK 310/2 maddesi uyarınca suçlandığımı gördüm. Ancak bu suçun oluşabilmesi için fiili bir hareket gerekliliği açıkça belirtilmiştir. Bu nedenle sadece sözlerimden dolayı, suçun maddi unsurları oluşmamıştır" ifadelerini kullandı.
HANDE ALTAYLI'DAN PAYLAŞIM
Öte yandan Fatih Altaylı'nın eşi Hande Altaylı, sosyal medya hesabından son duruma ilişkin paylaşım yaptı. Hande Altaylı paylaşımında, "Bugün Çağlayan Adliyesi'nde duruşma var. Salıverileceğini düşünüyor ve umuyoruz" dedi.
FATİH ALTAYLI NE DEMİŞTİ?
Fatih Altaylı, söz konusu programında şu ifadeleri kullandı;
"Şu an AK Parti seçmeni ve MHP seçmenin bir bölümü dışında hiç kimse böyle bir şeye onay vermez. Geçmişine bak bu milletin yakın geçmişinden de söz etmiyorum, uzak geçmişine bak. Bu millet padişahını boğmuş bir millettir, hoşuna gitmediği zaman. Az buz değildir öldürülen, intihar ettirilen padişahlar... "