MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmasında birlik ve beraberlik mesajı veren MHP lideri, "Türk-Kürt, İnanan–inanmayan, laik–anti-laik ikilemini körükleyen yine aynı odaklardır. Gönül rahatlığı ile diyorum ki hem aleviyiz hem Sünni, hepsinden evvel Müslüman Türk milletiyiz. Aleviliği inanç ve kültür alanından çıkarmaya çalışanlar büyük yanlıştadır. Cami ne kadar bizimse cemevi de bizimdir" dedi.
ÖZGÜR ÖZEL'İ ELEŞTİRDİ
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i de eleştiren Bahçeli, "Özgür Bey'in İspanya ile başlayan turlarında ülkemizi kötülemesi, sayın Cumhurbaşkanına Gazze konusunda iftira atması kabul edilir şey değildir. Kalabalıkta yapılan sahte kabadayılığın, tenhada yapılan özrü kabul edilmez. Özgür Bey'in yolu yol değildir. Her ülkede Türkiye ve Cumhurbaşkanımızı hedef alması işbirlikçi bir özlemin hezeyanıdır" ifadelerini kullandı.
"ŞEHİTLERİMİZE 'GENCECİK CESETLER' DEMEK DOĞRU DEĞİL"
Terörsüz Türkiye sürecine de değinen Devlet Bahçeli, şehitlerimizle ilgili söylenen sözlere de tepki gösterdi. "Şehitlerimize ‘gencecik cesetler’ demek doğru ve isabetli bir söz değildir. Onlar bizim kahramanımız, manevi rehberimizdir. Bâkî İmrân Sûresi’nde buyurulduğu gibi: ‘Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanmayın; onlar diridirler.’" diyen Bahçeli'nin o sözleri ayakta alkışlandı.
Bahçeli'nin açıklamalarının satırbaşları şöyle;
"Savaş yerine barış, kutuplaşma yerine kucaklaşma, istismar yerine iş birliği, imtiyaz yerine eşitlik, baskı yerine hür irade her sorunu çözecek tariftir.
Eski defterleri karıştırırsak müflis tüccar durumuna düşeriz. Gönüllere ulaşırsak kardeşliğimizi güçlü şekilde pekiştiririz. Türk ve Türkiye Yüzyıl'ındaki dipsiz tartışmaları mutabakata bağlamanın hedefindeyiz. Bu hedef ahlakidir. Temelinde akıl, izan, insaf ve insan vardır. Siyasi, manevi, tarihi, kültürel ve fikrî imkânlarla kireçlenmiş kronik gerilimleri bertaraf etmek mümkün, hatta mukadderdir.
TÜRK VE İSLAM MUHALİFLERİNİN KARA KAMPANYASI
Türk-Kürt, İnanan–inanmayan, laik–anti-laik ikilemini körükleyen yine aynı odaklardır. Dâhili ve harici tezgâh ise Alevî-Sünnî bloklaşmasını siyasî ve ideolojik dürtülerle süreklilik içinde tahrik ve tahkim etmeye kalkışan Türk ve İslam muhaliflerinin kara kampanyasıdır. İnanç ve ifade hakkıyla insan ve fikir hürriyetinin kullanımına ses çıkaran, itiraz eden, tepki gösteren; buna her kim teşebbüs ve tenezzül ediyorsa ya akıl ve vicdan mahrumudur ya da taşeron olarak sahaya sürülmüş bir ajan provokatör mahlûktur.
"İBLİS UŞAKLARININ TEZGAHINI BOZMANIN VAKTİ GELMEDİ Mİ? "
Alevi kardeşlerimizle ilgili düşüncelerimizi samimi şekilde paylaştık. İşin özünde hepimiz Müslüman değil miyiz? İtikadımız bir değil mi? Hepimiz Türk milletinin onurlu mensupları değil miyiz? Mezhebi ayrılıklar kimi mihraklarca silah gibi kullanılmadı mı? Birbirimize yan bakmaktan bıkmadık mı? Yetmedi mi çektiğimiz çile ve eziyetler? Yetmedi mi yanlış anlamalar ve peşin hükümler? İblis uşaklarının tezgahını bozmanın vakti gelmedi mi?
"CAMİ NE KADAR BİZİMSE CEMEVİ DE BİZİMDİR"
Tek yürek olmayalım mı? Gönül rahatlığı ile diyorum ki hem aleviyiz hem Sünni, hepsinden evvel Müslüman Türk milletiyiz. Bu düşüncelerim Alevi kardeşlerimizin beklentilerini seslendirmeye mani değildir. Alevi kardeşlerimiz bizim canımız, can beraberimizdir. Onların her sorunu bizim sorunumuz her isteği bizim de isteğimizdir.
Aleviliği inanç ve kültür alanından çıkarmaya çalışanlar büyük yanlıştadır. Cami ne kadar bizimse cemevi de bizimdir. Gerginlikleri diri tutmanın hiçbir sonu yok. Alevi kardeşlerimizin cemevini ibadet olarak görmelerine anlayış göstermek lazım. Cemevinin ibadethane olarak tescili hususunda atılgan olmak, engelleri birer birer kaldıracak irade cesaretini sergilemek gerekmektedir.
"DÜN NE DİYORSAK BUGÜN DE AYNI ÇİZGİDEYİZ"
Başta Cumhurbaşkanımız dahil olmak üzere Hacıbektaş Horasan Erenleri Dergâhı Cemevi Külliyesi'nde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Dün ne diyorsak bugün de aynı çizgideyiz. Maraş'tan Çorum'a kadar yaşananların iç yüzünü okumayanlar, emin olun ki bizim ilgi ve irtibat sahamızın sonuna kadar dışındadır.
Hacıbektaş'ta yaklaşık 6 bin metrekarelik dünyanın en büyük cemevi külliyesinin milli birliğimizin nişanesi olması Allah'tan niyazımızdır. Ehlibeytin aydınlık meşalesi orada yanacaktır. Ehlibeytin aziz büyüklerini saygı büyüklerini saygı ile yad ediyorum.
"NETANYAHU SOYKIRIMIN BEDELİNİ ÖDEYECEK"
Ey soykırımcı siyonist barbarlık Allah sizi bildiği gibi yapsın. İsrail ile Hamas arasında ateşkes tesis edilmiştir. Esir takası insani yardımların sağlanması ve İsrail askerlerini çekilmesiyle ilgili müspet gelişmeler yaşanmaya başlanmıştır. Asıl olan yapılan ateşkes anlaşmasının sahadaki uygulaması ve tarafların imzalarına sadık kalmasıdır.
Eninde sonunda İsrail Başbakanı küresel adalet ve vicdan huzurunda hesap verecekler Gazzeli şehitlerin dökülen kanlarının hesaplarını misliyle ödeyeceklerdir. Netanyahu soykırımın bedelini ödeyecek. Temennimiz kalıcı barışın ve iki devletli çözüm ortamının yerleşmesidir.
"ÖZGÜR ÖZEL'İN YOLU YOL DEĞİLDİR"
Özgür Bey'in İspanya ile başlayan turlarında ülkemizi kötülemesi, sayın Cumhurbaşkanına Gazze konusunda iftira atması kabul edilir şey değildir. Soykırımı tribünden izleyenlere, hala ne duruyorsunuz diyen Türkiye'dir. Böyle bir Türkiye'den iftihar etmek için şu partili bu partili olmaya lüzum yoktur. Mertçe davranmak, ülke sevgisi ile erimek ve adam gibi adamlıktan taviz vermemek yeterlidir.
Kalabalıkta yapılan sahte kabadayılığın, tenhada yapılan özrü kabul edilmez. Özgür Bey'in yolu yol değildir. Her ülkede Türkiye ve Cumhurbaşkanımızı hedef alması işbirlikçi bir özlemin hezeyanıdır.
Dünya genelinde hangi ülkeye bakarsanız bakın, biraz sonra anlatacağım bazı istisnalar dışında, hangi ülkenin muhalefetini incelerseniz inceleyin: Ülke ve milletini seven çürümüşlüğe ortak olanlara da yuh olsun.
"ATATÜRK'ÜN KEMİKLERİ SIZLAMAKTADIR"
Bu yılki Nobel barış ödülü Venezuellalı bir hanım efendiye verildi. ABD'nin ülkesine müdahale etmesini isteyecek kadar zıvanadan çıktı. İmamoğlu da bu hanımefendiyi kutladı. İşte CHP budur. Aziz Atatürk'ün kemikleri sızlamaktadır. Bu barış ödülü elbette yok hükmündedir.
Alın ödülünüzü tepe tepe kullanın sonra da başınıza külah diye geçirin. Yabancı ülkelerde cumhurbaşkanına iftiralar savuranların yeri, memleketi haricimizdeki herhangi bir ülkedir. İstiyoruz ki kol kırılsın yen içinde kalsın. Ülkemizi yabancılara şikayet etmek şerefli bir tavır değildir. CHP yanlış rotadadır, başındaki zat histeri krizine tutulmuştur.
ŞEHİTLER İLE İLGİLİ SÖZLERE TEPKİ
Şehitlerimize ‘gencecik cesetler’ demek doğru ve isabetli bir söz değildir. Onlar bizim kahramanımız, manevi rehberimizdir. Bâkî İmrân Sûresi’nde buyurulduğu gibi: ‘Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanmayın; onlar diridirler.’
Türkiye’ye büyük milletin menfaati ve güvenliği açısından, asla kaos yaratmak isteyenlere yer ve fırsat verilmemelidir. Herkes ve hepimiz, terörsüz Türkiye hedefinin sekteye uğramamasına özenle dikkat etmeliyiz. Maksimalist terör girişimlerinin gündeme gelmesine asla fırsat vermemeliyiz.
"27 ŞUBAT AÇIKLAMASI DIŞINDA HİÇBİR SÖZÜN HÜKMÜ YOKTUR"
Hepimiz Türk milletiyiz. Denizi geçtikten sonra derede bocalamanız hiç kimseye fayda sağlamayacaktır. Terörsüz Türkiye, Türk milletinin müşterek arzu ve amacıdır. Bu arzu ve amaçtan sapma gösterenler ahlaken, vicdanen ve siyaseten çok ağır sonuçlarla karşılaşacaklardır.27 Şubat İmralı açıklaması dışında hiçbir söz, teklif veya değerlendirmenin bizim nazarımızda hükmü yoktur.
27 Şubat açıklaması bize göre esastır; o esas üzerinde yürüyen her insan akıllı insandır.
Değerli arkadaşlarım, bu yaşam yılında sosyal ve ekonomik göstergelerin çıtayı yükselteceğine inanıyorum. Milletimizin aşına aş, işine iş, refahına refah katmak hepimizin görevidir. Bu çerçevede, haklı istek ve ihtiyaçları da mutlaka karşılamakla mesulüz.
ASKERİ HASTANELER AÇILSIN TALEBİ
Devlet Bahçeli, konuşmasının sonunda askeri hastanelerin açılmasına da değinerek, "MHP olarak askeri hastanelerin kapatılması hataydı ama açılması bir sevap olacaktır. Hastanenin tekrar devreye girmesini bekliyorum" dedi.