DEM Partili Gülistan Kılıç Koçyiğit: Devlet Bahçeli çok önemli bir yol açtı

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Koçyiğit'in Bahçeli hakkındaki sözleri dikkat çekti.

Google Haberlere Abone ol
DEM Partili Gülistan Kılıç Koçyiğit: Devlet Bahçeli çok önemli bir yol açtı

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, KRT'ye konuştu.

Koçyiğit, Gerçek Gündem Yayın Yönetmeni Seyhan Avşar, gazeteciler Aslıhan Güvenilir, Atakan Sönmez ve Ali Kemal Erdem tarafından yöneltilen soruları yanıtladı.

ÖNDER'İN DURUMU NE?

Gülistan Koçyiğit, hastanede tedavisi süren DEM Parti'nin İmralı heyetinde yer alan İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in sağlık durumuna ilişkin açıklama yaptı.

Koçyiğit şöyle konuştu:

"Hayatı tehlikesi açısından kritik zamanlar içerisindeyiz. O anlamda ne yazık ki yeni bir gelişme, pozitif bir söz söyleyecek durumda değil.

Biz umutlu bekleyişimizi devam ettiriyoruz ama gerçekten şu anda yeni bir şey söyleyebileceğim, dünden hekimlerin yaptığı açıklamanın üzerine söyleyebileceğim bir söz yok."

DEM Parti heyetine yeni bir ismin katılıp katılmayacağına ilişkin Koçyiğit, "Heyete yeni birinin eklenmesini gündem yapmadık" dedi.

BAHÇELİ'NİN ÇAĞRISI

Koçyiğit, Seyhan Avşar'ın, "Devlet Bahçeli'nin kürsüde o açıklamayı yaptığı güne dönelim. Devlet Bahçeli o açıklamayı yaptığı gün ne hissettiniz, ne düşündünüz? 'Bir yıldır kamuoyunun bilmediği bir süreç yürütülüyordu ve bu süreç sonunda Devlet Bahçeli bir şeylerin temelleri atıldıktan sonra çıkıp konuştu' deniliyor. Bu böyle midir?" sorusuna yanıt verdi.

Koçyiğit, "Biz, partimiz, avukatlar İmralı Adası'yla temas edemedik. Bu devletin temas etmediği anlamına gelmiyor. Sayın Öcalan'ın barış tartışmalarını sürekli yaptıklarını düşünüyoruz" dedi.

Koçyiğit şu ifadeleri kullandı:

"Bahçeli'nin açıklamasının backgroundu nedir, bunu bilme koşulumuz yok. Ancak kendileri bunu kamuoyuna açıklarlarsa bilebiliriz.

Türkiye halklarının eşit özgür olarak bir arada yaşamalarına dair bir perspektifle geçen bir 26 yıldan bahsediyoruz. Muhtemelen devlette görüşmeler her zaman devam etti.

Yani biz evet adayla temas edemedik, partimiz temas edemedi, avukatlar temas edemedi. Ama bu devletin temas etmediği anlamına, devletin görüşmediği anlamına, ilgili yetkililerin görüşmediği anlamına gelmiyor.

Sayın hocaların bu barış meselesini ilmek ilmek ördüğünü, barış tartışmalarını bu anlamıyla sürekli yaptığını düşünüyoruz açıkçası.

1 Ekim'de gelip tokalaştığında da Meclis kürsüsünde 22 Ekim'de yaptığı konuşmada da hepimiz şaşırdık. Şaşırmadık desek bu çok doğru olmaz.

O tartışmaları gördüğümüz zaman parti kurulları açısından ifade edelim, ne oluyor diye hepimiz sormaya başladık.

Hem 1 Ekim'de hem 22 Ekim'deki meseleyi yan yana koyduğumuzda o süreç içerisinde bir tutarlılığın bir sistematiğin olduğunu görüyoruz ve biz 1 Ekim'den itibaren de bu süreci hep olumladık. Sayın Bahçeli'nin tutumunu hep olumladık.

Buna bir anlam biçtik, bir değer biçtik ve ilerletilmesi, genişletilmesi, derinleştirilmesi gerektiğini söyledik. Bu anlamıyla çok önemli bir yol açtı diyebiliriz.

Sayın Bahçeli'nin açıklamasının bugün içinde bulunduğumuz atmosfere çok ciddi katkı yaptığı, bunun hakkını teslim etmemiz gerekiyor."

SÜREÇTE İLERLEME VAR MI?

"Sürece dair güven artırıcı adımlarda bir ilerleme var mı?" sorusuna yanıt veren Koçyiğit, "100 yıllık bir Kürt sorununu konuşuyoruz. 40 yılı aşkındır çatışmalı geçmiş bir süreci çözüyoruz. Yarın öbür gün birileri ben bundan vazgeçtim demesin istiyoruz. Kimse barıştan sapmasın istiyoruz" dedi.

'BİZİ BURAYA NE GETİRDİ?'

Gülistan Koçyiğit, Seyhan Avşar'ın, "DEM Parti'nin muhalefete yönelik eleştirileri var mı? Muhalefet süreçte yeterince elini taşın altına koyuyor mu? Selahattin Demirtaş ilk tutuklandığında cezaevine giren ilk cumhurbaşkanı adayıydı. Ancak Sayın Ümit Özdağ şu an cezaevinde, Cumhuriyet Halk Partisi'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu da cezaevinde. Bizi ne buraya getirdi?" sorusuna ise şöyle yanıt verdi:

"Kürde vurulan sopaya karşı sessizlik buraya getirdi. Muhalefeti, kürde karşı yapılan hukuksuzluk karşısında sessiz kalmak buraya getirdi.

2016 yılında kayyım atanmaya başladı. İşte Gülten Başkanlar tutuklandı, cezaevine girdiler. Hiç kimseden doğru dürüst ses çıkmadı.

Bir kişiye karşı yapılan, göz göre göre yapılan hukuksuzluk asla orayla sınırlı kalmaz. Genelleşir. Genelleşti hukuksuzluk. Yaygınlaştı. Bütün topluma sirayet etti.

Bugün geldiğimiz tablonun kendisi çok kötü. Burada ilkesel tutum almak gerekiyor Seyhan Hanım.

Kim yaparsa yapsın, kime karşı yapılırsa yapılsın, hukuksuzluğun, haksızlığın, zulmün karşısında durmak gerekiyor. Amasız, fakatsız mücadele etmek gerekiyor.

Siz mücadele ederken, 'ama şöyle olur, ama böyle olur, ama bana da böyle derler, ama yarın benimle bununla karşılaşırım, ama oy kaybederim...' Biz bunların hesabına hiç girmedik."

Kaynak: Medyatava Haber Merkezi
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin