Cumhurbaşkanlığı'ndan Can Atalay açıklaması!

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, tutuklu TİP Hataya Milletvekili Can Atalay hakkında AYM kararının TBMM'de okunmasıyla milletvekilliğinin geri verilip verilmeyeceği ile ilgili değerlendirmede bulundu.

Google Haberlere Abone ol
Cumhurbaşkanlığı'ndan Can Atalay açıklaması!

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, milletvekilliği düşürülen Gezi davası hükümlüsü Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay hakkındaki Anayasa Mahkemesi kararının TBMM Genel Kurulu'nda okutulasıyla ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı.

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Şubat 2024'te gerekçesini açıkladığı, 1 Ağustos 2024'te de Resmi Gazete'de yayımlanan hak ihlali kararı, bugün (16 Nisan 2025) TBMM Genel Kurulu’nda okutulmuştu.

Oturumu yöneten Meclis Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, gelecek hafta Milli Egemenlik Haftası olduğunu anımsatarak Gezi Parkı davası hükümlüsü ve milletvekilliği düşürülen Can Atalay'ın durumuna değinerek, "Anayasamızın 153. maddesine göre Anayasa Mahkemesi kararlarının, başta yasama organı olmak üzere tüm kurum ve kuruluşları bağlayıcı olduğu aşikar olması ve amir hüküm olması hasebiyle bugün Anayasa Mahkemesi kararının, Milli Egemenlik Haftasına girdiğimiz bu süreçte hüküm kısmını bir kez daha hatırlatmak bakımından okutulmasına karar verdim." ifadesini kullanmıştı.

Karaca, Anayasa Mahkemesi'nin, Atalay'la ilgili karar hükmünü CHP'li katip üye Sibel Suiçmez'e okuttu. AK Parti bu yaşananları 'korsan eylem' olarak değerlendirdi. Kararın okunmasının ardından Atalay'ın Silivri Cezaevi'nden tahliye edilip edilmeyeceği konusu tartışmaya açılmıştı. Konuyla ilgili Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum şu açıklamayı yaptı:

HUKUKUN KATLİAMINA DEVLET DE MİLLET DE SEYİRCİ KALMAZ!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönetimlerinde hukuk yoluyla demokrasiyi geliştirmek dedik, gereğini 16 Nisan öncesinde, 16 Nisanda ve sonrasında yaptık ve reform iradesi devam ediyor.

Demokrasi hukukunu inşa etmek ve geliştirmek dedik, Cumhurbaşkanı Erdoğan Liderliğinde bu hamleleri yapıyoruz, daha da kapsamlısı yapılacak.

Terörsüz Türkiye’ye ilişkin Sayın Bahçeli’nin öncülüğünde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde Devlet İnisiyatifini hayata geçirdik. Terörsüz Türkiye hedefi tamamlandığında çok güçlü bir demokrasi hukuku reformu yapılacağını ilan ettik, bu ilerlemenin sağlanacağı görülüyor.

Ama onlar hukuk tanımazlığı muhalefet sayıyorlar. Yolsuzluğu, usulsüzlüğü, hukuksuzluğu siyaset olarak uyguluyorlar. Yeni nesil emperyalist proje olan gayri meşru eylemlerle demokrasi hukukunu tahrip etmeye çalışıyorlar. Yolsuzluğun ve her türlü hukuk dışılığın aktörünü, dış misyonların işbirlikçisini siyasal tarihin en büyük liderlerinden biri Cumhurbaşkanı Erdoğan’la karşılaştırıyorlar. Sonra o şahsı istismar ederek kendilerine alan açmaya çalışıyorlar.

Türkiye’yi küresel emperyalizmin odak gücü olan ülkelere şikayet ediyorlar, mandacı siyaset konusunda arsızlıkta sınır tanımıyorlar. Bu hukuk devleti ve halk düşmanı yaklaşımlarla övünüyorlar.

Şimdide hukuku katletmeye çalışıyorlar. Meclisin hukukuna ve Anayasaya karşı korsan gösteri yapıyorlar.

Bizim sistemizde ve Anayasa’da kesinleşmiş mahkumiyet kararının okunmasıyla milletvekilliğinin düşme usulü var. Tersi yok. Yani AYM kararı okunarak milletvekilliği ihya edilemez, milletvekilliği iade edilemez. Böyle bir hüküm yok, böyle bir kural yok, böyle bir usul yok. Kaldı ki okunan karar da “karar verilmediğine yer olmadığı” kararıdır yani ortada bir karar da yok.

Kesinleşmiş mahkumiyetle milletvekilliği düşen bir kişinin milletvekilliği ancak kesin kararın, yargılamanın iadesiyle ortadan kaldırılması ve bu durumun TBMM’ye bildirilmesiyle olur. Bunu da sadece karar veren mahkeme yapabilir. Ortada böyle bir durum var mı, o da yok.

Hukuku katletmeye çalışanlara Devlet ve Millet asla geçit vermez. İki kez Gazi olmuş Meclisimiz bu oyunlara gelmez.

Şu ya da bu şekilde Türkiye’den yana görünüp idareyi ve yargıyı hedef göstererek ajan-provokatörlük yapanları da Devlet affetmez, önce kaydeder sonra gereğini yapar.

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin