Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’dan terörsüz Türkiye mesajı: Silah bırakmanın en kısa sürede olması lazım

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, tv100 ekranlarında gündemin sıcak gelişmelerini ele aldı. Yılmaz, "Çok önemli bir döneme girdik" diyerek terörsüz Türkiye sürecine ilişkin kritik mesajlara yer verdi. İşte o açıklamalar...

Google Haberlere Abone ol
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’dan terörsüz Türkiye mesajı: Silah bırakmanın en kısa sürede olması lazım

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaztv100 ekranlarında gündemin sıcak gelişmelerini değerlendirdi.

Yılmaz, tv100 Genel Yayın Yönetmeni Deniz Gürel ve tv100 Moderatörü Cansu Canan Özgen'in sorularını canlı yayında yanıtladı.

Yılmaz, terörsüz Türkiye sürecine ilişkin kritik mesajlara yer verdi.

İşte Cevdet Yılmaz'ın açıklamalarından önemli satırbaşları:

FERDİ ZEYREK'İN VEFATI

"Yerel seçimlerden önce Manisa ziyaretimde Cuma namazı sonrası vatandaşlarla otururken yanıma geldi ve kendisini tanıttı, ‘Siz bizim de Cumhurbaşkanı Yardımcımızsınız, dedi.’ Böyle de bir anımız oldu kendisiyle.

Arayarak taziyelerimi de ilettim, tekrar başları sağ olsun diyorum.  Hep beraber soruşturmanın da sonucunu bekliyoruz. Çocuklarına ve ailesine de Allah sabırlar versin, diyorum.

İSRAİL'E TEPKİ

İsrail işlediği suçlara bir yenisini daha ekledi. Bu tamamen hukuk dışı bir müdahale. Netanyahu hükümeti her türlü insanlık dışı eylemi gerçekleştiriyor. Bu manzaralar insanlığın vicdanını kanatıyor. Bir insanlık ittifakında da bahsetmemiz lazım. Orada insanlık ve insanlık değerleri katlediliyor. İsrail’in bir an önce bu insanlık dışı muamelelerden vazgeçmesini ve bölgede bir an önce iki devletli bir çözüm ve anlaşmaya varılmasını istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti olarak da mazlum Filistin halkının yanında olduğumuzu bir kez daha söylemek istiyorum.

TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİ

Buraya geldiysek şehitlerimizin fedakârlığıyla, güvenlik güçlerimizin fedakârlığıyla geldik. Buraya geldiysek yine Türkiye’deki demokratik reformlarla, gelişmelerle, bölgesel kalkınmayla geldik. Bu bir kere Türkiye Cumhuriyeti’nin başarısı bunu görmemiz lazım. Hem terörle mücadelede ki etkinliği hem de demokratikleşme, gelişme, kalkınma yolundaki kat ettiği mesafe belirleyici husus oldu. Bu vesileyle şehitlerimizi rahmetle anıyorum, gazilerimize, şehit yakınlarımıza şükranlarımı sunuyorum.

Onlar sayesinde biz bugün huzur içinde bu ülkede yaşıyoruz. Onların hassasiyeti bizim hassasiyetimiz. Bunun altını çizmek istiyorum. Cumhurbaşkanımız da bunun altını hep çiziyor. Şehitlerimizi muazzeb edecek tutumun içinde asla olmayız. Bunu tekrar vurgulamak istiyorum.

'TÜRKİYE  BU AĞIRLIKTAN KURTULACAK'

Artık çok önemli bir döneme girmiş durumdayız. Ancak bu dönem hala devam eden bir süreç. Öncelikle bu kendini feshetme ve silahları bırakma kararını sahada görmemiz gerekiyor. Bunu da ilgili kurumlarımız takip edecek. Bunun teyit edilmesi ile beraber Türkiye artık çok farklı bir atmosfere girmiş olacak. Türkiye uzun yıllardır karşı karşıya kaldığı bu ağırlıktan kurtulmuş olacak.

Terör kalkınmanın ve demokrasinin düşmanı. Terörün olduğu yerde hiçbir özgürlüğünüz olmaz, temel haklarınızı yaşayamazsınız. Terörün olmadığı bir ortam çok farklı bir atmosfer oluşturur.

'TÜRKİYE TERÖRÜN MALİYETİNDEN KURTULACAK'

Terörün çok büyük maddi maliyetleri de var. Farklı varsayımlarla hesaplar da yapılıyor. Yakın zamanda yapılan bazı hesaplara göre 2 trilyon dolara kadar maliyet hesaplayanlar var. Bu çok önemli bir kalkınma meselesi aynı zamanda. Terörün zararı gibi ortadan kalkmasının da ciddi faydaları var. Doğu ve Güneydoğu’nun uzun zamandır kullanılamayan potansiyel devreye geçecek. Bu da ülkemizin genel kalkınmasına katkıda sağlayacak. Gabar petrolü, yeni tesis sanayileri, tarım, turizm bunlara örnek verilebilir.”

SİLAH BIRAKMA İÇİN NET TARİH BELLİ Mİ?

Tam bir takvim vermek kolay değil bu süreçte. En kısa sürede olması gereken bir süreç. Provokasyon yapmak isteyenler olabilir, vatandaşın kafasını karıştırmak isteyenler de olabilir. Dolayısıyla bu işin en kısa sürede gerçekleşmesi esastır. Bir taraftan da bu provokasyonlara, dezenformasyonlara karşı çok uyanık olmamız lazım halk olarak. Bu konuda acı tecrübelerimiz var. Bu konularda en önemli unsur kısa sürede bu sürecin tamamlanması.”

YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI

Öncelikle şunu tespit etmemiz lazım. Bizim mevcut anayasamız bir darbe anayasasıdır. Türkiye, cumhuriyetin 2’nci yüzyılına girmiş durumda. Bir taraftan 15 Temmuz’la vesayeti tasfiye etmiş bir ülkeyiz. Sivil otoritenin tamamen hakim olduğu tarih 15 Temmuz sonrası çok daha net ortaya çıktı.

Türkiye artık eski Türkiye değil. Bu darbe anayasası utancından Türkiye’nin kurtulması ve sivil bir anayasanın yapılabilmesi lazım. Bu partiler üstü bir mesele. Türkiye’yi sivil ve özgürlükçü bir anayasa yakışır. Yeni anayasa da ortak akıl ve vicdanla olacak.

Bunu çeşitli bahanelerle farklı yerlere çekmeye çalışanlar da Türkiye’ye haksızlık yapıyorlar. Yapmaları gereken kabul etmedikleri konuları ortaya koymak ve ortak akılla, müzakereyle bu işlerin olgunlaştırılması.

İNFAZ DÜZENLEMESİ

Mevcut infaz düzenlemesi ne getiriyor hatırlatmakta tekrar fayda var. İnfaz düzenlemesinde toplumdaki cezasızlık algısını ortadan kaldıracak önemli değişiklikler var. Bunun dışında kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve hastalar için bu düzenlemede iyileştirici düzenlemeler var.

Kovid düzenlemesi ise ayrı bir başlık. Kovid döneminde de birtakım düzenleme ihtiyaçları doğmuştu. Burada şöyle bir argüman var. Aynı tarihte 2 kişi suç işliyor örneğin. Birinin hükmü daha erken belirleniyor. Hükmü daha erken belirlenenler kovid yasalarından faydalandılar. Aynı tarihte suç işleyip karar süreci uzayanlar bundan faydalanamadılar. Bu konuya ilişkin hususlar önümüzdeki süreçte Meclis’imizin takdiridir.

ENFLASYONDA TEK HANE HEDEFİ

Geçen yılın mayıs ayında 75,5 olan yıllık enflasyon oranı, bu yılın mayıs ayı itibarıyla 35,4’e düştü. Yani 40 puanın üzerinde iyileşme var. 12 aydır üst üste bu yıllık oran düşüyor. En son 1,5 gibi bir rakam çıktı. Bu OVP programımızın bir başarısı. Önümüzdeki 6 aylık dönemde de bu eğilimin devam etmesini bekliyoruz ve yıl sonu itibarıyla da 20’li rakamları konuşmayı hedefliyoruz. Gelecek yıl 10’lu rakamlar ve bir sonraki yıl ise tek haneye düşmeyi hedefliyoruz.

Hedef aldatıcı değil, kalıcı bir refah artışı. Hangi göstergeye bakarsanız bakın Türkiye ekonomisi istikrarını artırıyor, sağlıklı bir büyüme yapısı geliştiriyor ve her geçen yıl bu hedeflerine daha fazla yaklaşıyor.

DESTEK PAKETLERİ 

Bizim programımızda selektif bir yaklaşım zaten var. Çiftçilerimizin, esnafımızın ödediği faizin yüzde 50’sini devlet olarak biz karşılıyoruz. İhracatçılarımıza yüzde 29 faizle ihracat kredisi sağlıyoruz. Belli kesimlere dönük selektif uygulamalarımız zaten var.

Burada emek yoğun sektörlerimiz var mesela. İstihdam yoğunluğu daha fazla ve iş gücü olan… Son dönemde mesela istihdamını koruyan KOBİ’lere çalışan başına 2 bin 500 destek vereceğimizi duyurduk. Diğer yandan geçen Hazine ve Maliye Bakanımız açıkladı. KOBİ’lere 30 milyar TL’lık ek imkan oluşturuldu. Sanayi ve Teknoloji Bakanımız geçen günlerde paylaştı. Yeni teşvik sistemi. Örneğin İstanbul’da tekstil sisteminin atıl makineleri var. Bu makineleri başka bir bölgeye taşırsa kullanılmış makine olsa bile en az 50 istihdam üretmek kaydıyla yeni teşvikler vereceğiz bu yeni teşvik sisteminde.

CEVDET YILMAZ'IN tv100'DEKİ AÇIKLAMALARININ TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

ABD-ÇİN İLİŞKİLERİ

Bu sadece ABD ve Çin arasındaki bir konu değil. Biden döneminde de çok farklı bir hava yoktu. Dünya korumacılık eğiliminde hareket ediyor biraz daha. ABD’de de bu durum böyle. Eski küresel düzende değiliz. Eski düzende büyümeden daha çok ticaret olurdu. Dünya büyümesi 3,5 iken dünya ticareti 4-5 artardı. Daha açık bir piyasa vardı. Bugün gelinen noktada bu sene İMF dünya büyümesi 2,8 olacak diyor. Dünya ticareti ise sadece yüzde 1,7 artacak diyor. Dünya Ticaret Örgütü eksiye gidecek diyor. Dünyada içe kapanmanın arttığı, korumacı eğilimlerin yükseldiği bir dönemdeyiz ve bu dönem de kendine özgü belirsizlikler içeriyor. Biz de bu dönemi yakından takip ediyoruz. Fırsatlar ve tehditleri yakın takipteyiz bu anlamda.

'İMAMOĞLU KENDİNİ CUMHURBAŞKANI ADAYI İLAN ETTİ'

Ben bu yolsuzluk soruşturmalarını siyasi bir alana çekmeyi doğru bulmuyorum. Geçtiğimiz dönemde şöyle bir şey oldu. Ortada bir seçim yokken daha 3 yıl var seçimlere, Ekrem İmamoğlu kendini Cumhurbaşkanı adayı ilan etti, şehir şehir dolaşmaya başladı. Ortada seçim yok.

Niye böyle yapıldı? Bu gelen süreci ‘Ben aday oldum diye bunlar başıma geldi’ diye algı oluşturduklarını düşünüyorum. Bu kesinlikle yanlış durum. Suçlu mu değil mi bunun kararını verecek olan yargıdır. Olayı tamamen baştan herkes suçsuzdur deyip olayı siyasi bir alana çekmeyi doğru bulmuyorum.

Herkesin bu süreci dikkatlice takip etmesi gerekiyor. İtiraflardan bahsediliyor. Varsa bir itiraz üst yargıya başvurulur ama yargıçlara hakaret etmek, tehdit etmek doğru bir yaklaşım değil. Yargının kararını beğenmeyebilirsiniz ama saygı duymak zorundasınız.

Kurultay tartışmalarında da şikayet eden de CHP, mağdur olan da CHP’li, mağdur da CHP’li. CHP kendi içindeki kavgaya kutuplaştırma yapmamalı

Kaynak: tv100
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin