Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen 'Her Mahallesiyle İstanbul Programı'nda konuşuyor.
Erdoğan'ın açıklamaları:
Hangi görevde olursa olsun bu dava için taş üstüne taş koymuş her bir yol arkadaşımızı her zaman minnetle anacağız. Biz sandığa kadar değil, son nefese kadar yol ve kader arkadaşlığı yapan bir kadroyuz. AK Partili kadrolar olarak daha fazla çalışarak seleflerimizden devraldığımız bayrağı yükseklere taşıyacağız.
Bugün İstanbul tutkumuzu ortaya koyuyoruz. Her toplantıda şu gerçeğe sık sık dikkat çekiyorum. AK Parti olarak milletin emrinde olan bir siyasi hareketiz. Biz sadece hizmet ve eser siyaseti yapan, yalnızca icraat üreten bir partiyiz. Milletimize olan şükran ve vefa borcumuzu aşkla koşarak ödeyen bir ekibiz. Biz bir gönül hareketiyiz. Biz kalbi millet ve memleket sevdasıyla çarpan adanmış kadrolarız. 86 milyon vatandaşımızın, bununla birlikte gözünü ve yönünü ülkemize çevirmiş yüz milyonlarca mazlum ve mağdurun da umuduyuz.
"BİZİM YOLDAŞLARIMIZ YALILARDA MEHTABA KARŞI KADEH TOKUŞTURANLAR DEĞİLDİR"
Bizim yoldaşlarımız elitler, tuzu kurular değildir. Bizim yoldaşlarımız seçkinler, yalılarda oturup mehtaba karşı kadeh tokuşturanlar değildir. Bizim yoldaşlarımız Allah'tan ve devletten başka kimsesi olmayanlardır. Nice ihaneti göğüsledik, nice oyunu bozduk. Millete hizmet yolunda durmadık, duraksamadık. Bizim için esas olan milletin rızasıdır. Bizim için esas olan milletin hayır duasıdır. Hırsı, enaniyeti, senlik-benlik kavgasını yanımıza yaklaştırmayacağız. Samimiyet, hasbilik, tevazu bizim rehberimiz olacak.
"NİFAK SİYASETİNİN BİZİM KİTABIMIZDA YERİ YOKTUR"
AK Parti bölen, ayrıştıran, kutuplaştıran değil; birleştiren, kucaklaştıran, kardeşliği yücelten bir partidir. Biz siyaseti kendi geleceğimiz için değil, millet için yapıyoruz. Hayatımızın hiçbir safhasında siyaseti bir imaj çalışması, halkla ilişkiler faaliyeti olarak görmedik. PR faaliyetleri ile reyting kapmanın değil, samimi çalışmalarla gönüller kazanmanın peşinde koştuk. Milletimize asla sırtımızı dönmedik. Bugün de yarın da aynı şekilde yola devam edeceğiz. Laf değil iş üreteceğiz. Nifak siyasetinin bizim kitabımızda yeri yoktur. Şiddeti kutsamak, sokakları yakıp yıkmak bizim makul görebileceğimiz bir siyaset tarzı değildir. Hele hele sokak ağzı ile konuşarak siyaset yapmayı, birilerini tehdit etmeyi reddediyoruz. Bunlar ancak müflislerin, müfsitlerin, müzminlerin siyaset tarzı olabilir. Biz böyle bir seviyesizliğe kendimizi hapsetmeyeceğiz. Siyaset millete hizmet için yapılır. Siyaset sorunlara çözüm bulmak için yapılır.
"HALKIN SORUNLARINA ÇÖZÜM ÜRETMEZSENİZ YA RANTÇI YA BANTÇI OLURSUNUZ"
Halkın sorunlarına çözüm üretmezseniz halkçı değil, ya rantçı olursunuz ya da bantçı olursunuz. İstanbul'u ne hallere düşürdüklerini hepimiz biliyoruz. Sokaklarda sahnelenen vandallıkları, meydanlarda estirilen terörü, sanat dünyasına basına yönelik faşist dayatmaları hep beraber takip ediyoruz. Kendileri dışında kimseye tahammülleri yok. Kendileri gibi davranmayan herkesi zorbalıkla sindirmeye çalışıyorlar. Hırsızlara, yolsuzlara sahip çıkmadı diye önlerine geleni linç ediyorlar. En ufak bir itiraza nasıl bir tahammülsüzlükle saldırdıklarını milletimiz gibi sizler de görüyorsunuz.
"AHTAPOTUN KOLLARI BİR BİR DEŞİFRE OLUYOR"
Neredeyse her gün suç örgütünün yeni bir yolsuzluğu, hırsızlığı ortaya çıkıyor. İstanbul'un kaynaklarının nasıl yağmalandığı ortaya dökülüyor. Yurt dışına uzanan ahtapotun kolları bir bir deşifre oluyor. Örgütün kimleri maaşa kimleri haraca kimleri de rüşvete bağladığı bizzat kendi arkadaşları tarafından itiraz ediliyor. Eski suç ortakları bavullarla taşınan paralardan, İstanbul'da kurulan mafya düzeninden bahsediyor ama ne bir gam ne bir mahcubiyet söz konusu. Düne kadar yere göğe sığdıramadıkları arkadaşlarını suçunu itiraf etti diye hain ilan ediyorlar.
"SAYIN ÖZEL SUÇ ÖRGÜTÜNÜN POSTA GÜVERCİNİ GİBİ"
Sayın Özel'in Türkiye'nin ana muhalefet lideri gibi davranmak yerine suç örgütünün posta güvercini gibi hareket etmesi düşündürücüdür. CHP'nin bir avuç menfaatperestin çıkarlarını savunma adına böyle bir duruma düşürülmesini doğru bulmuyoruz. Yolsuzluk lekesini bağırmakla çıkaramazsınız. Hırsızlık ayıbını sağa sola saldırarak temizleyemezsiniz. Yargıya hesap vermekten kaçamazsınız. Biz de anayasanın yetkisi çerçevesinde üzerimize düşenleri mutlaka yapacağız.
