Cumhurbaşkanı Erdoğan BM Genel Kurulu'nda açıklamalarda bulunuyor.
Trump'ın ardında konuşma sırası Cumhurbaşkanı Erdoğan'a geçti. Bugün 4.sırada konuşmasını gerçekleştiren Erdoğan, özellikle Gazze'de yaşanan zulüme değinecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
Filistin'in giderek artan sayıda ülke tarafından tanındığı dönemde Filistin Devlet Başkanı sayın Mahmud Abbas'ın bugün bizzat aramızda olamayışından duyduğum üzüntüyü ifade etmek istiyorum. Bu kürsüde kendi vatandaşlarımızla birlikte sesi kısılmak istenen Filistin halkına tercüman olmak için de bulunuyoruz. Filistin devletini tanıyacağını açıklayan devletlere teşekkür ediyor, bu kararı almayan ülkeler için bir an için kararı almalarını diliyorum.
"700 GÜNÜ AŞKIN SÜREDİR SOYKIRIM DEVAM EDİYOR"
Bizler bu salonda BM'nin 80. yaşını kutlarken dünyanın birçok bölgesinde kuruluş şartının ilk maddesinin ilk kelimelerine gölge düşürecek vahim hadiseler yaşanıyor. Özellikle Gazze'de gözlerimizin önünde 700 günü aşkın süredir soykırım devam ediyor. Biz toplantı halinde iken dahi Gazze'de şu anda siviller katlediliyor. Gazze'de ölen sivillerin sayısı 65 bini geçti. Enkaz altında kaç cenazenin olduğu henüz bilinmiyor.

"146'SI ÇOCUK 428 KİŞİ AÇLIKTAN CAN VERDİ"
Ölenlerin 20 binden fazlası çocuk. İsrail tarafından Gazze'de son 23 aydır her saat 1 çocuk acımasızca hayattan kopartılıyor. Bunlar sayı değil dostlar! Hepsi birer can birer masum insan. Şu anda açlık silahıyla da insanlar öldürülüyor. 21. yüzyılda medeni dünyanın bakışları altında 146'sı çocuk 428 kişi açlıktan hayatını kaybetti.
"2025 YILINDA BÖYLE BİR GADDARLIK OLUR MU?"
Şimdi size Gazze'deki günlük hayatı anlatan bir fotoğraf göstereceğim. Birinci fotoğraf gördüğünüz gibi elleri leğenli kadınlar. Lütfen hepimiz elimizi vicdanımıza koyup, cevap verelim; 2025 yılında böyle bir gaddarlığın mâkul bir sebebi olabilir mi? Fakat insanlık adına bu utanç manzarası Gazze'de 23 aydır her gün tekrar ediyor.
365 kilometre kare içinde yaşayan 2,5 milyon Gazze'li her gün yerinden ediliyor, her gün bir başka bölgeye göçe zorlanıyor. Sağlık altyapısı tamamen çökmüş durumda. Doktorlar öldürüldü ya da gözaltına alındı. Ambulanslar vuruldu. Hastaneler bombalandı, yıkıldı, tedavi mümkün değil. Operasyon mümkün değil. İlaç bulmak mümkün değil.

"BÖLGEMİZ YENİ BİR KRİZİ DAHA KALDIRAMAZ"
Komşumuz İran'la ilgili nükleer dosyanın bir an evvel diplomasi yoluyla çözülmesini temenni ediyoruz. Bölgemiz yeni bir krizi daha kaldıramaz. Komşumuz Irak'ın istikrar, güvenlik ve refahı bölgemizin selameti bakımından fevkalade önemlidir. Kalkınma Yolu Projesi gibi stratejik hamlelere bu bakımdan büyük önem atfediyoruz. Kuzeyde her ikisi komşumuz olan Rusya ve Ukrayna arasında İstanbul sürecine büyük iştiyakle ev sahipliği yapıyoruz. Çok sayıda esirin ve naaşın mübadelesine aracılık ettik. Barış müzakerelerinin modalitelerini belirlemeye çalıştık. Savaşın kazananı adil bir barışı kaybedeni olmaz şiarıyla ateşkes için çaba göstermeye devam edeceğiz.
"VADEDİLMİŞ TOPRAKLAR SAPLANTISI İLE HAREKET EDİYOR”
İsrail yönetimi vadedilmiş topraklar saplantısıyla hareket ediyor diyerek şunları ekledi:
İsrail yönetimi yayılmacı politikayla bölge barışına, insanlığın müşterek kazanımlarına kast etmektedir. Üç semavi dinin kutsal beldesi Kudus-ü Şerif bu radikalizmin doğrudan hedefidir. Viücdan sahibi musevileri de rahatsız eden, onların da tasvip etmediği, tüm dünyada antisemitizmi körükleyen bu cinnet hali daha fazla devam edemez.
Gazze'de ateşkes bir an önce sağlanmalı, saldırılar durmalı, insani yardımların engelsiz girişine mutlaka izin verilmelidir. Soykırım kadrosunun uluslararası hukuka hesap vermesi temin edilmelidir. İnşallah bu mutlaka gerçekleştirecektir. Sesini yükseltmeyen, tavır almayan herkes bu vahşetin sorumluluğuna ortaktır. Bütün devlet ve hükümet başkanlarına samimiyetle sesleniyorum, gün bugündür, gün insanlık adına Filistinli mazlumların yanında dimdik durma günüdür. Halklarınız barbarlığa tepki gösterirken gelin sizler de adım adım cesaretinizi gösterin.
Çocukların çocukları büyüttüğü Gazze'de insanlı görevinizi yerine getirin. Dünyanın farklı ülkelerinde meydanları dolduran, Gazzeli mazlumlara destek olmak için denizlere yelken açan akademisyen, sanatçı, öğrenci, aktivistlere en kalbi selamlarımı yolluyorum.

"İSRAİL YÖNETİMİ KONTROLÜ TAMAMEN KAYBETMİŞTİR"
Gazze Hamas bahanesiyle yok edilirken Hamas'ın yönetimde olmadığı Batı Şeria da adım adım işgal edilmekte, infazlarla masum siviller katledilmektedir. İsrail, Gazze ve Batı Şeria ile sınırlı kalmıyor İran, Suriye, Yemen, Lübnan'a saldırarak bölge barışını tehdit ediyor. Arabulucu Katar'da ateşkes müzakereleri için toplantı yapan heyete İsrail saldırısı gerçekleşmiştir. İsrail yönetimi tamamen kontrolü kaybetmiştir.
Netanyahu'nun barış yapmaya, rehineleri kurtarmaya niyetinin olmadığı bir kez daha anlaşılmıştır. Ortadoğu'daki tüm ülkeler İsrail hükümetinin pervasız tehditlerine muhatap oluyor. İsrail'in artan saldırganlığı sebebiyle Avrupa başta olmak üzere Batı'da 2. Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan değerler ağır yara almıştır. İnsan hakları, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, kadın hakları, çocuk hakları, demokrasi, eşitlik, adalet gibi kavramlar rafa kaldırılmıştır.
"DÜNYA 5'TEN BÜYÜKTÜR DEMEYE DEVAM EDECEĞİZ"
Kıymetli Delegeler, insanlığın bir daha savaş felaketi yaşamaması için kurulan Birleşmiş Milletler'in kökleri içinde bulunduğumuz karanlık döneme ışık tutacak değerlerle doludur. Genel Sekreter Sayın Guterres'in teşkilatımızı etkin ve verimli hale getirmek amacıyla başlattığı Birleşmiş Milletler 80 girişimine desteğimiz tamdır. Bu girişimin Birleşmiş Milletler'in tüm faaliyetlerini daha da güçlendirecek bir süreç olarak başarıya ulaşmasını temenni ediyorum. Bu sürece İstanbul'u bir Birleşmiş Milletler merkezi haline getirme vizyonumuzdan da hareketle güçlü destek vermeye hazırız. 80. yılda Birleşmiş Milletler'i kuruluş ruhuna döndürecek adımları atmak hepimizin ortak sorumluluğudur. Biz güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu bir sistem kurulana kadar dünya 5'ten büyüktür demeye devam edeceğiz.