CHP içerisinden 'şaibeli kurultay' tartışmaları sürüyor. CHP'nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Mutlak Butlan' kararı çıkması durumunda kayyumu kabul etmemek için görevi kabul edeceğini 13 yıl nasıl yönettiyse yine partiyi o şekilde yöneteceğini açıkladı.
Gazeteci Fuat Uğur’un, tv100’de kaleme aldığı yazısında Kemal Kılıçdaroğlu'nun planlarını yazmıştı. Uğur şu ifadeleri kullanmıştı:
“Kılıçdaroğlu ilk iş olarak gidip ilçe seçim kurulundan mazbatasını alacak. Kendisinin CHP Genel Merkezi’nin olası aşırılıklarına karşı A ve B planları var. Artık CHP Genel Başkanlığı’ndaki günleri sayılı olan, bu yüzden de muvazenesi iyice bozulan Özgür Özel’in ne yapacağına, daha doğrusu Marmara’dan alacağı talimatla ne yaptıracağına bağlı her şey.
Şayet hukuka saygılı davranıp normal davranışlar sergilerlerse kuşkusuz Kılıçdaroğlu CHP parti Genel Merkezi’ne gidecek ve partinin FİZİKİ BİNASINI teslim alacak.
İmamoğlu – Özel taraftarları CHP Genel Merkezi’ni işgal ederse, mazbatasını alır almaz bir başka binaya geçip CHP Genel Merkezi’nin çalışanlarına çağrıda bulunup “Artık CHP Genel Merkezi bu binadır. Eğer maaşlarınızı almak istiyorsanız orayı terk edip buraya gelmenizde fayda var” diyecektir. Böylece mevcut CHP Genel Merkezi sadece bina olarak orada duracaktır.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun görevine yeniden başladıktan sonra partiyi en baştan yapılandıracağı, çok güvendiği isimleri kritik noktalara getireceği, bu kez eşeği sağlam kazığa bağlayarak kongrelere gideceği belirtiliyor.
Kimileri Kemal beyin yeni kurultayda genel başkanlığa aday olmayabileceği yolunda iddialar ortaya atıyor ama kesin kaynaklardan teyit ettim böyle bir şey yok. Kemal Kılıçdaroğlu yeniden CHP Genel Başkanı olacak. Yalnızca Cumhurbaşkanı adayı olmayacak 2027 ya da 2028 seçimlerinde.”
Kritik dava 30 Haziran'da görülecek. Dava öncesinde kritik gelişmeler yaşandı.
CHP'nin 4-5 Kasım 2023'teki 38. Olağan Kurultayı'nda "para karşılığı oy kullandırıldığı" iddialarına ilişkin 12 kişi hakkında "oylamaya hile karıştırma" suçundan hazırlanan ve Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianame, görevsizlik kararına yönelik itirazların değerlendirilmesi için dün nöbetçi Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP'nin 38. Olağan Kurultayı’nda usulsüzlük yapıldığı iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamenin Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildikten sonra görevsizlik kararıyla ağır ceza mahkemesine gönderilmesine esas ve usul yönünden itiraz etti.
NormHaber'den Yasemin Güler'e bazı CHP delegeleri şu açıklamaları yaptı...
CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin;
“4-5 Kasım’da yapılan 38. kurultayın bütün süreçlerinin içindeydim. Hatta Bursa’da Özgür Özel’in adaylığı için ilk imza veren kişiyim. İmza vermekle kalmayıp aynı zamanda hem imza hem de oy sayısını artırmak için çalıştım da.
İddianamede adımın geçtiği bölümlerde bana para teklif edildiği, ama kabul edip etmediğimin belli olmadığı yönünde bir ifade verilmiş. Hem de hayatımda hiç yüz yüze gelmediğim biri tarafından. Hayatın doğal akışı zaten gönüllü olan ve Özgür Özel’e çalışan birine bir şey teklif edilemeyeceğini açıkça gösterir. Tamamen hayal ürünü ve şizofrenik bir ifade ve konuyla ilgili hiçbir adli merciden ifade vermek için çağırılmadım” diyor mesela…
Maltepe Kurultay Delegesi Prof. Tahsin Bakırtaş;
“Bana herhangi bir teklif yapılmadı, söz konusu bile değil. Kurultaydan bir gün önce eşimle birlikte Ankara’ya gittim. Otel paramı da aracımın yakıt parasını da kendim ödedim. Kurultayda iddia edilen telefon verilmesi konusuna şahit olmadım. Benim bir telefonum var, taksitle aldım telefonumu. Buraya kadar saydığım harcamalarla ilgili faturalarımı gösterebilirim.
Özgür Özel’e oy vereceğim belli olduğu halde kurultay günü saat 16.00 gibi Kılıçdaroğlu ekibinden çok önemli bir isim bana ‘Seni bilim kurulumuzda görmek istiyoruz’ diyerek bir teklifte bulundu. Bunlar kurultay süreçlerinde gayet normaldir. Herkes ekibini kurmaya çalışır bu dönemde. Ancak delegeler aklı başında insanlardır, kendilerine gelen teklifler ile partinin geleceğini birbirine karıştırmaz. Kime oy vereceğini hür iradesiyle belirler.
Özgür Özel ekibinin içinde olduğum için sürekli İstanbul’daydım ve parasal bir konunun İstanbul’da ve Kurultayda hiç olmadığını söyleyebilirim. Özgür Özel ekibi 720 civarı oy bekliyordu. Kimseye oy için gitmediler. O parasal konular tamamen hayal ürünü.
İlk turdan sonra Kılıçdaroğlu ‘çekileceğim’ dediğinde, yani ikinci tura kaldığında ben de Ekrem Beyin yanında kendisiyle görüşen ekibin içindeydim. Görüşme sırasında nasıl çekilmesinin uygun olacağı konuşuluyordu. Onursal genel başkan olarak kalması fikrini ortaya atan isim benim. Görüşüm kabul edilmişti. Sonra İmam Bakır Ülküş bağırıp çağırınca konu değişti. Kılıçdaroğlu çekilmekten vazgeçti” diyerek özetliyor süreci.
Şanlıurfa Delegesi Hüseyin Kılıç;
“Hiçbir şekilde ifadeye çağırılmadım, Kılıçdaroğlu’nu destekledim, ama ben CHP’liyim. Benim için parti önemlidir, liderler gelip geçicidir. İkisi de bizim genel başkanımız. Partimizin böyle konularda anılmasından çok rahatsızız. Bahsedilen konuların hepsi yalan, hepsi iftira. AK Partililer bizi bölmeye parçalamaya çalışıyor, buna inanıp yanına geçen destekleyenlere de yazıklar olsun. Ben 12 Eylül döneminde Diyarbakır cezaevinde 3 yıl yatarak bedel ödemiş bir kişiyim. Ülkemizin kurtuluşu için bir imkan doğdu ve bunu engellemeye çalışıyorlar” sözleri ile kırgın delegenin sesi oluyor.