Olay, 12 Kasım Çarşamba günü Fatih'te bulunan bir otelde meydana geldi. Almanya'dan İstanbul'a gelen Servet ve Çiğdem Böcek çifti, çocukları Kadir Muhammet ve Masal ile birlikte Fatih'teki otelde konaklamaya başladı. Gece saatlerinde anne Çiğdem Böcek, kızı Masal'ı hareketsiz halde buldu. İhbar üzerine otele sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Hastaneye kaldırılan çocuklardan Masal Böcek ardından da ağabeyi Kadir Muhammet hayatını kaybetti. Anne Çiğdem Böcek ise çocuklarının ölümünden 2 gün sonra kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastaneye kaldırılan baba Servet Böcek de hastanedeki tüm müdahalelere rağmen dün akşam saatlerinde hayatını kaybetti. Öte yandan tahtakurusuyla mücadele etmek için otelin giriş katındaki bir odanın ilaçlandığı belirlendi. İlaçta bulunan 'alüminyum fosfit' içeren maddenin, ailenin bulunduğu odaya banyo boşluğundaki havalandırmadan ulaşarak ve odadakileri zehirlemiş olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor.
Bir aile ihmallerle yok oldu! Şüphelilerin kan donduran ifadeleri ortaya çıktı
Fatih’te zehirlenme şüphesiyle hastanede tedavi altına alınan, ardından hayatını kaybeden Böcek ailesinden 4 kişinin ölümlerine ilişkin soruşturma sürüyor. Olayla ilgili tutuklamalar var. Ailenin konakladığı otelin resepsiyon görevlisi tarafından kilitlendiği ve baba Servet Böcek'in kucağında çocuğu ile bir süre kapıyı kırmaya çalıştığı gün yüzüne çıktı. Şüphelilerinde skandal ifadeleri ortaya çıktı.
‘İLAÇLAMA YAPILDIĞINDA İSTANBUL’DA DEĞİLDİM’
İlaçlama firmasının sahibinin oğlu Serkan K. savcılıktaki ifadesinde, "İlaç Firması babam Zeki K.'ye aittir. Benim bu şirkette herhangi bir yetkim bulunmamaktadır. Sadece şirket babamın olduğu için şirket üzerinden SGK girişim bulunmaktadır. Yaklaşık 4-5 ay kadar önce babamla aramızda anlaşmazlık çıktı. Ben bunun üzerine Fatsa’ya taşındım. İlaçlama yapıldığı tarihte ben Fatsa’da bulunuyordum. 14 Kasım günü ailemi ziyaret etmek amacıyla İstanbul’a geldim. 15 Kasım günü sabah saat 08.30 sıralarında babam Zeki K.'nin yanında çalışan Doğan C. beni aradı. Bir otelde yapmış olduğu ilaçlama işlemi nedeniyle polisin kendisini çağırdığını, aracının olmadığını, benim kendisini götürmemi istedi. Ben de kendisini Fatih’te bulunan otelin olduğu yere götürdüm. Burada polis ekipleri inceleme yapıyordu. Doğan C. yanında bulunan ilaç örneklerini polislere verdi. Benim yapılan ilaçlama işlemi ile herhangi bir alakam yoktur. İlaçlama yapıldığı gün İstanbul’da değildim’ ifadelerini kullandı.
‘DOĞAN’I YÖNLENDİRDİM’
İlaçlama firması sahibi Zeki K., ‘Üzerime kayıtlı İlaçlama Şirketi bana aittir. Ben bu şirketi yaklaşık 6-7 yıl önce kurdum. Genellikle özel işletmelere ve ikametlere hizmet veririz. İş yerimde gündelikçi olarak Doğan C. çalışır. Ayrıca şu anda ismini hatırlamadığım, yaklaşık 1 aydır yanımda çalışan bir kişi daha vardır. Benim ilaçlama işi ile ilgili herhangi bir sertifikam yoktur. Doğan C.’nin de bildiğim kadarıyla bir sertifikası yoktur. İlaçlama işlerini Doğan C. ve şu anda ismini hatırlamadığım yanımda çalışan şahıs yapar. Bu ilaçlama işlemlerinde Alfasc ve Cypermetrin isimli ilaçlar kullanılır. Ben bu ilaçların suya karıştırılarak yapıldığını bilirim. Başka bir bilgim yoktur. Bu ilaçlardan başka ilaç kullanmayız. Alfasc ve Cypermetrin isimli ilaçları tam olarak nereden aldığımızı hatırlamıyorum. 11 Kasım günü bana bir telefon geldi. Arayan kişi otel işlettiklerini, otelin bir odasında böcek olduğunu, böcekler için ilaçlama yaptıracaklarını söyledi. Ben de bunun üzerine Doğan C’yi yönlendirdim. Doğan tek başına giderek ilaçlama yaptı. Ben Doğan’ın hangi otele dahi gittiğini bilmiyorum. 15 Kasım günü Doğan beni arayarak polislerin kendisini çağırdığını, ilaçlama yaptığı yerde zehirlenme olayı olduğunu söyledi. Doğan ve Serkan gözaltına alındığını öğrenince ben de karakola gittim. Benim bu olayda herhangi bir kusurum yoktur’ dedi.
‘SORUMLULUK İLAÇLAMA ŞİRKETİNE AİTTİR’
Otel işletmecisi Hakan O., ‘Ben oteli yaklaşık 5-6 ay önce devir aldım. Ben şeker hastası olduğum için bacağımda rahatsızlık vardır. Bu nedenle yaklaşık 3 aydır otele gidemiyorum. Bu süreçte otelle ilgili bütün işlemleri otel müdürü Halil D. yapar. Halil 10 Kasım günü beni arayarak otelin 101 numaralı odasından böcek şikayeti geldiğini söyledi. Ben de kendisine ilaçlama firmasını çağırmasını söyledim. Halil, benden aldığı talimatla daha önceden de ilaçlama işlemi yaptırdığımız şirketin sahibi ile iletişime geçmiş. Bunun sonucunda 11 Kasım günü 101 numaralı odada ilaçlama işlemi yapılmıştır. İlaçlama şirketi işlerini bitirdikten sonra oda yaklaşık 2-3 gün boyunca kapalı kalır. Sonrasında temizleme işlemi yapılarak kullanıma açılır. Benim ve çalışanlarımın ilaçlama işlemi ile ilgili herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Aynı firmaya ağustos ayında da ilaçlama yaptırmıştık. Herhangi bir sıkıntı yaşamamıştık. Ben bu firmaya ilaçlama konusunda yetkili olup olmadıklarına dair herhangi bir sertifika sormadım. Olayda vefat edenler otelin 202 numaralı odasında konaklıyorlardı. Benim yaşanan olayda kusurum yoktur. Ölen şahısların ilaç zehirlenmesi sonucu öldüğüne kanaat getirilse bile sorumluluk bu ilaçlama işlemini yapan şirkete aittir’ şeklinde konuştu.