Barzani’nin Bahçeli sözlerine sert çıkış! Silahlı korumalar için soruşturma başlatıldı

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Barzani'nin MHP lideri Bahçeli'ye yönelik sözlerine sert tepki gösterdi. Çelik, 'Sözleri kabul edilemez. Bu açıklamanın düzeltilmesi gerekir. Barzani'nin silahlı korumalarının verdiği görüntü nahoştu, İçişleri Bakanlığı soruşturma yürütüyor' dedi.

Google Haberlere Abone ol
Barzani’nin Bahçeli sözlerine sert çıkış! Silahlı korumalar için soruşturma başlatıldı

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik Habertürk'te canlı yayında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

İşte Çelik'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

AK Parti Sözcüsü Çelik, KIZILELMA'nın görüş ötesi havadan havaya füzeyle hedefini vurmasını değerlendirdi

Terör hiçbir zaman amacına ulaşamadı. Odak noktası PKK'nın feshi ve silah bırakması. Komisyonun çalışmaları pusula olacak.

Cumhurbaşkanımız 20 yıl önce 'kürt sorunu var' demişti. Büyük devrimler yapıldı.

Tüm uzantılar silah bırakacak. Silah bırakıldıktan sonra diğer aşamalara geçilir. Silah bırakma tamamlanır, PKK varlığının sona erdirdiğini gösterirse kanuni düzenlemeler ele alınır.

“DEVLET TAVİZ VERMİYOR”

Komisyon her kesimi dinledi. Farklı düşünceden birçok kişinin görüşüne bakıldı. Süreçte pazarlık olmadı olmaz. Devlet hiçbir taviz vermiyor.

Birisi terör sona ersin çağrısı yapıyorsa komisyonun bunu değerlendirmesinden doğal bir şey olamaz.

Tek vatan tek millet tek bayrak tek devleti zedeleyecek adım yok. Herhangi bir terör örgütüyle ya da yabancı güçle pazarlık söz konusu değil.

Dikkatten kaçtı ama SDG ile ilgili konuşurken bir tanesi silah bırakmaya karşı söylem üretirken sonra buna da bir dibace eklendi. Biz koalisyonun içindeyiz dolayısıyla buna karar veremeyiz diye bir şey söylendi. Birtakım karmaşık ilişkiler vekalet savaşların, birtakım projeler olarak gündeme geliyor. Mesela Suriye bölümünde '10 Mart anlaşmasını uygulayın' deyince karşı şeyler söyleniyor ya. Suriye Kürtlerini emperyalizmin lejyoneri yapmayı kazanım olarak düşünülüyor.

KENDİ ŞEHİR VE DÖNÜŞLERİ GÜVENCE ALTINA ALINACAK

Cumhurbaşkanımız Esad'a daha o zaman 'Senin ülkende Kürtlerin hiçbir hakkı yok, haklarını ver' diyordu. O zamana kadar TBMM'de şimdiki DEM partinin selefi olan hiçbir parti gündeme getirmemişti. Suriyeli mültecilerin kendi şehir ve dönüşü güvence altına alınacak deniliyor. En önemlisi 7. madde. 7. madde, bölünmeye yönelik çağrılar, nefret söylemi reddedilecektir' deniliyordu.

'TÜRKİYE İÇİN TEHDİT TEŞKİL ETMİYORUZ' DEDİLER

'Biz Türkiye için tehdit teşkil etmiyoruz' dediler son toplantılarında. Biz de diyoruz ki, 'Irak ile yöntemle Suriye'deki yöntem ayrı'. Bu anlaşmanın uygulanması bizim açımızdan SDG'in terör örütü olmaktan çıkmasının ispatıdır. Örgütlerin karakteri böyledir. Konjonktürel duruma bakarlar. Türkiye Cumhuriyeti uyarmıştır 'kaotik durumlardan kendinize bir şey çıkarmayın' diye. Burada biz kimseye kötü gözle bakmıyoruz. Ülkemize kötü gözle bakanlara kötü gözle bakıyoruz. Türkmen, Arap, Sünni, Şii, Alevi, Ezidi hepsi kazansın. Ayrılıkçı Dürzi lider dışında hiçbir sorunumuz yok. Onların da haklarını savunuyoruz. İsrail'in ayrılıkçı Dürzi bölgesi ile SDK bölgesini entegre etmesini görüyoruz. Burada doğru olan şudur; bölgedeki Türk, Kürt, Arap ve halkların kazanacağı bir durum.

Terörsüz bölge çağrısı herkesin hakkını koruyan bir şey. Refahı, güvenliği paylaşması açısından önemli bir şey. Burada net şekilde şu mesajları görüyorsunuz: Türkiye'nin öteden beri burada uyguladığı politika ve tezlerin haklı olduğu görüldü. Küçük terör devletçikleriyle bölgenin parçalanması dünyanın başına herkesin başına eski Afganistan'dan daha beter sorunların açılmasıdır. Biz Barrak'ın söylediğinin hangisini tasvip ediyoruz hangisini tasvip etmiyoruz meselesi değil. Başkan Trump kaç kez sayın Cumhurbaşkanımızın yanında ve olmadığı durumlarda sayın Cumhurbaşkanımızı teyit etti.

CUMHURBAŞKANIMIZ G-20 ZİRVESİNDE ABD YETKİLİLERİ İLE GÖRÜŞTÜ

Cumhurbaşkanımız G-20 zirvesinde herkesle ve ABD yetkilileri ile görüştü. Biz de Suriye yönetimine uygun şekilde Cumhurbaşkanımızın mesajını kapsayacak şeklinde herkesi kucaklamalar diyoruz. Türkiye ilk olarak Cumhurbaşkanı Şara ile ilişki kurduğunda mesafeli duran hepsi kendi ülkelerine davet ettiler. Cumhurbaşkanı Şara uluslararası platformlarda Suriye Devlet Başkanı olarak konuşuyor. ABD yaptırımları kaldırdı.

Başkan Trump'ın ilk dönemi inişli çıkışlı dönemdi. O dönemde bir şey gördü. Yolunda sabit duran, verdiği sözün arkasında duran bir tek Erdoğan var. Yüksek düzeyli bir AB yetkilisinden kendi kulaklarımla duydum: Sizin dengeli siyasetiniz, ara bulucu liderliğiniz demişti. Latin Amerika'dan Ortadoğu'ya, ABD'den Asya'ya kadar herkesin kurduğu cümle. Demokratik seçilmiş olarak dünyada en tecrübeli isim sayın Cumhurbaşkanımız. Yasaklı olduğu dönemde ABD'ye davet edildiğinde Bush başkandı. Orada görüşme yapıldı. Ben Cumhurbaşkanımızın yanındaydım. İlk davet Berlusconi'den geldi. Bu tecrübenin politika oluştumada ne kadar isabetli ve dayanıklı sistem kurduğunu tüm ülkeler teslim ediyor. Sayın Cumhurbaşkanı birisi siyaset sahnesinden ayrıldığında mutlaka onu doğum günlerinde arar. Onlar da Cumhurbaşkanımızı ararlar. Bu dünyanın birçok yerinde böyle.

ŞIRNAK'TAKİ PEŞMERGE GÖRÜNTÜLERİ

Türkiye'de kendisini hangi etnik olarak zikrederse zikretsin herkes birinci sınıf vatandaştır. Aynı vatanı, aynı geleceğimiz vatandaşlarımızdır Kürtler. Bu süreçler yürürken bir sürü kişiyle muhatap oluyorsunuz. Bahsettiğiniz konuyu üç bölüme ayırmak lazım. Birincisi oraya geçmiş zamanlarda da gittik. 23 yıldır iktidardayız. Daha öncesini hatırlayanlar da var. Orada terör örgütünün faaliyetlerini yoğun şekilde yaptığı zamanlarda sokaklarda canlılık yoktu. Bakın orada festivaller yapılıyor, kültürel toplantılar da yapılıyor. Şehitlerimiz Allah gani gani rahmet eylesin. Bize mesaj verdiler. Canımızı feda ediyoruz bizim çocuklarımız özgür yaşasın diye. Ege'de nasıl festival havası varsa şimdi orada da aynı şey var. Biz söz vermiştik 'Fırat'ın Dicle'nin, Zap suyunun kuzularını emperyalizmin çakallarına feda etmeyeceğiz'. Bu sözün tutulduğu yerdir.

Sayın Barzani'nin terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge sürecine destek vermesi önemlidir. Sayın Cumhurbaşkanımızla da bir görüşme yapmıştı. Fiilen başkan olduğu dönemde de bir konu hariç bütün konularda Türkiye ile gayet iyi dostluk ilişkisi içinde oldu. O konu da referandum meselesiydi. İyi ilişkilerimiz oldu. Ben KDP'nin kongresine katıldım. Türkiye ile ilgili doğrudan pozitif mesajlar verdi. Orada sadece Türk heyetiyle görüştü. DEAŞ'a karşı oranın korunmasında Türkiye atkif rol üstlendi.

Bahsettiğiniz görüntü tabii ki nahoş ve olumsuz yorumlara zemin teşkil etti. Bununla ilgili olarak İçişleri Bakanlığı bir soruşturma yürütüyor. Sonuç olarak sayın Barzani'nin aktif görevi yok. Tabii ki güvenliğini sağlanması gerekir Türkiye Cumhuriyeti bu kudrete sahiptir. Biz yayına girmeden onun ofisi adına sayın Bahçeli ile ilgili saygısız mesaj yayınlandı. Sayın Bahçeli'nin önemli bir röportajı yayınlandı Türkgün Gazetesi'nde. Barzani'nin ofisinde bir sözcü yapmış bu açıklamayı. Kaleme alınan metin saygısız metin. Irkçı faşist gibi ifadeler kullanılıyor. Sayın Bahçeli'nin bu değerlendirmeyi yaparken sayın Barzani'yi koruyan güvenlikçilerle ilgili değerlendirmesi var ama sayın Barzani'nin şahsına ilişkin bir olumsuz değerlendirmesi yoktur.

BAHÇELİ'YE SAYGISIZLIK KABUL EDİLEMEZ

Barzani'nin şahsıyla, ziyaretiyle olumsuz ifade yok, görüntülerle olumsuz ifadeleri var. Ofis sözcüsü ırkçı ve şovenist gibi ifadeler kullanmış. Sayın Bahçeli'nin terörsüz bölge çerçevesinde etrafımızda kurulan saygı sevgi ilişkisi diyor. Orada asıl açıklamayı yapan kişi kimse onun kullandığı dil ırkçı ve şovenist. O açıklama doğrudan sayın Bahçeli'ye karşı saygısız ifadelerdir. Bu kabul edilemez ve mutlaka düzeltilmesi gerekir. Terörsüz bölge için emek veren bütün bir siyasi hayatın gücünü bu işe seferber etmiş, bu uslubun kullanılması akılsızlık, idraksizlik. Bunu kim kaleme almışsa düzeltilmesi gerekir. Sayın Barzani'nin ülkemize ziyareti milletimizin alicenaplığının göstergesidir diyor sayın Bahçeli.

Orada sayın Bahçeli'nin verdiği mesaj nahoş görüntülerle ilgilidir. Barzani'yle, gelişiyle ilgili bir cümle yok. Ofisin ifadeleri sayın Bahçeli'ye karşı kullanılması asla kabul edilemez. Bu dil terörsüz bölge sürecine zarar verecek bir dil olmuş.

Hukukla ilgili mesele. Bir yandan 'hükümet müdahale ediyor' deniliyor. Bir taraftan 'müdahale et' diye çağrıda bulunuluyor. Bu da garip durum.

Kaynak: Medyatava Haber Merkezi
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin