AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İnsan Hakları Başkanı Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın Özel Röportaj ile tv100'e konuk oluyor. Başak Şengül, gündemin en merak edilen konularını soruyor, Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın yanıtladı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın’ın konuşmasından satır başları şu şekilde;
“Geldiğimiz noktayı tarif etmek bir yönüyle kolay ama bir yönüyle de oldukça zor. Bir barışın olup olmayacağı meselesini düşünüyoruz Gazze’de. Gazze meselesini sadece 7 Ekim 2023 üzerinden değerlendirmek gibi bazen bir hata yapıyor. Bazen İsrail özellikle o konuyu oradan alarak anlatmaya özen gösteriyor bazen de karşılık buluyor.
"DURUMA 7 EKİM'DEN DEĞİL 77 YILLIK FİLİSTİN MESELESİNDEN BAKMAK GEREK"
Bence bu meseleyi 77 yıllık Filistin meselesi üzerinden konuşmak, çıkarılacak dersler varsa oralardan o dersleri çıkarmak, önümüzdeki dönemde neler olabileceğini öngörmek istiyorsak o zamanlardan bu zamana kadar olup bitene bakmak gerekiyor. Bugün bir barış anlaşması çıkıp çıkmayacağını, ateşkesin yapılıp yapılmayacağı meselesini konuşuyoruz. Biz bunu ilk defa konuşmuyoruz. 77 yıldır insanlık bu konuyu ilk defa konuşmuyor.
Bir barış anlaşmasının ortaya çıkması için 2 şeyden bir tanesi olması gerekiyor. Ya iki tarafın birden tükenmesi gerekiyor ya da bir tarafın tamamen tükenmesi gerekiyor. Böyle bir şey olmadığında yapılan barış anlaşmaları ateşkes gibidir. Taraflar bunu yürütmenin bir anlamı yok noktasına gelmesiyse bir anlaşması çıkmaz.
Barış anlaşmaları yapılsa bile soluk almak için yapılan ateşkes anlaşmalarına dönüşebilir. Filistin- İsrail meselesine geldiğimizde bu daha çok böyledir. Basit düzenlemeler ile çözülecek meseleler değil.
"70 BİN ÜZERİNDE İNSAN, İSRAİL ÖRGÜTÜ TARAFINDAN KATLEDİLDİ"
Bir barış anlaşmasına baktığımız zaman iyimser olmalıyız karamsar mı olmalıyız meselesine değerlendirilen gerçekçi olmakta fayda var. Bizim için en önemli kısmı insani kısmı. Şu an Gazze’de yaşanan bir insanlık dramı, bir soykırım. 70 bin üzerinde insan, İsrail örgütü tarafından katledildi. Ve şu anda Gazze’nin etrafında bir abluka var. İnsanların açıklıktan kırılmasını sağlamaya çalışan bir abluka. Herhangi bir insani yardım sokulmuyor.
‘İSRAİL’İN EN RAHATSIZ OLDUĞU ŞEY BU BASKILAR’
Bu baskılar tek başına sonuç üretmez. İsrail bu baskılardan rahatsız mı derseniz, İsrail’in en rahatsız olduğu şeylerin başında bu baskı geliyor.
”SUMUD BENZERİ EYLEMLER İSRAİL’İ RAHATSIZ EDİYOR”
İngiltere’de herhangi bir televizyonda insanlar, belki gazeteciler bile açıkça bu suçun işlendiğini dile getiremiyor. Ama Londra sokakları bu suçun işlendiğini açıkça dile getiriyor. Bu tür eylemler Sumud Filosu ve benzerlerinin yaptığı eylemler İsrail’in en rahatsız olduğu eylemlerdir.
GAZZE VE TRUMP'IN BARIŞ PLANI
Bundan 6 ay önce Gazzelilerin deport edilmesini konuşuyorduk. Bugün onu konuşmaz olduk. Mesela bu anlaşmada ne var. Gazze’de ‘silahlaştırılmamış Gazze’ gibi şeyler konuşuluyor. Aslında baktığınızda sürecin içerisinde her şeyin tekrar edildiğini ve bu tür metinleri yazanların da gerçekleri görmeye başladıkları bir düzleme gittiğini görebilirsiniz.
Burada da başı sonu belirli bir anlaşma metni yok aslında. Özü itibariyle söyleyecek birincisi ateşkes sağlanmalı ve barış anlaşması 1967 sınırları çerçevesinde özgür, bağımsız, egemen, bütünleşik bir Filistin Devleti’nin kurulması ve tanınması. Filistinliler için vazgeçilmez olacak olan şey bu. Bir Filistin Devleti kurulmadan, Filistinlilere yaşam garantisi sağlanmadan yapılan hiçbir anlaşma gerçek bir anlaşma olmayacaktır.
"TRUMP BİR BARIŞ ANLAŞMASI ÜRETMEK İSTİYOR”
Burada bir şey planlanıyor. Birinci aşama, ikinci aşama, üçüncü aşama… İsrail buralardan çekilecek, karşılığında tüneller yıkılacak. Burada zalimlik devam ettiği sürece bu bir barış anlaşması olmaz. Bu sadece tarafların nefes almasıyla ilgili bir anlaşma olabilir.
Trump bir anlaşması üretmek istiyor. Bu çok anlaşılır bir şey. Bu barış anlaşmasının çok daha ayrıntılı şekilde çalışılmaya ihtiyaç var.
"İSRAİL MASAYA 'OTURUYORMUŞ' GİBİ YAPIYOR"
İsrail, bu anlaşmayı kabul etmeyecektir. 77 yıllık tarih içinde İsrail, Filistinlilerle her masaya oturduğunda istisnasız masaya oturuyormuş gibi yaptı. Şu an Netanyahu'nun buna razıymış gibi gözükmesi Trump'ı oyalamak, onu geçiştirmek, ona 'ben masaya oturuyorum' demekten ibaret gözüküyor.
‘TONY BLAIR’İN KİM OLDUĞUNU BİLİYORUZ’
Bunlardan daha çok çalışmamız gerektiğini anlamalıyız. Tony Blair dediğimiz kişi George Bush ile birlikte ‘Irak’ta kitle imha silahı var’ yalanını söyleyerek Irak’a savaşı başlatmış, 800 bin Iraklının ölümüne neden olmuş, Irak coğrafyasını paramparça hale getirmiş baş sorumlulardan biridir. Şimdilerde günah çıkartır gibi ifadeler kullanıyor.
'ORTA DOĞU'DA BARIŞ İSTİYORSAK BİR POZİSYON ÜRETMEYE İHTİYACIMIZ VAR'
Orta Doğu’da yapılan şey uzun yıllardır böl-parçala-yönet. Ben artık Orta Doğu devletlerinin İsrail tehdidinin ne olduğunu çok daha net bir şekilde kavrayarak ‘Biz kendi aramızda birbirimizi eleştirdiğimiz müddetçe yarın İsrail teker teker hepimize saldıracak, bundan kaçış yok’ fikrini kavramalarını istiyorum. Hepimizin en nihayetinde Orta Doğu'da barış istiyorsak bir pozisyon üretmeye ihtiyacımız var.
“İSRAİL’İN DİĞER DEVLETLERE SALDIRMAYACAĞININ GARANTİSİ YOK”
İsrail, İran içerisinde çok güçlü bir istihbarat ağı oluşturabilmiş. İran eğer 'İsrail bana büyük bir zarar veremez' diye düşündüyse büyük bir hata yapmıştır. İsrail tehditinin uzağı yakını yok. Yarın öbürgün diğer devletlere yönelik bir saldırının olup olmayacağının garantisi var mı yok. Bir hafta içinde Lübnan'a saldırdı, Katar'a, Yemen'e saldırdı.
MECLİS’TE ‘CHP’SİZ MUHALEFET’ FOTOĞRAFI
Biliyorsunuz o gün meclisin açılışında CHP’nin milletvekillerinin o gün mecliste olması gerekiyordu ama CHP ‘küstüm oynamıyorum’ mantığıyla mı, bir tür şımarıkça tavırla mı neyi düşünerek neyi elde edeceklerini kavrayamadığım bir şekilde meclis açılışını protesto ettiler ve gelmediler.
"SÖYLEYECEK SÖZÜNÜZ VARSA MECLİSE GELİR SİYASETİNİZİ YAPARSINIZ"
Ben milletvekili değilim, çok bilmiyorum ama milletvekili olan arkadaşlarımız ‘CHP olmayınca meclisin oldukça huzurlu bir alana dönüştüğünü’ söylüyorlar şakayla karışık.
Tabi beklediğimiz şey bu değil. Milletin vekili olarak seçilmiş her kişi kutsal görev bilinciyle meclisteki görevini yerine getirmeli. Siyaset mecliste yapılır. Söyleyecek sözünüz varsa, kurgulayacak siyasetiniz varsa, bu millete anlatacak şeyini varsa, bu millete anlatacak şeyiniz varsa meclise gelir siyasetinizi yaparsınız.
"CHP’NİN BU TAVRINA ÇOK ANLAM VEREMİYORUZ"
O tür şeylerle Türkiye’de sonuç almak, siyaset yapmak mümkünde değil doğru da değil. O yüzden CHP’nin bu tavrına çok anlam veremiyoruz, çok doğru bulduğumuz bir tavırda değil. Biz siyasetin siyasete uygun zeminler içerisinde yapılması gerektiğini düşünüyoruz ve uyguluyoruz.
“CHP’NİN BAŞTAN SONA TUTARLI BİR YAKLAŞIMI YOK”
Maalesef CHP, Türkiye’de sorunları çözmenin bir parçası olmaktan ısrarla kaçıyor. Kendisi de bu topluma dair bu toplumun geleceğine dair bir vizyon ortaya koyarak içini tutarlı şekilde doldurmaya gayret etmiyor. Terörsüz Türkiye süreci yine Cumhur İttifakı’nın ortaya koyduğu bir inisiyatif. Ekonomiye dair bir program var, Dış politikaya dair program var. CHP’nin bu tür konuların hiçbir tanesine dair baştan sona tutarlı yaklaşımı yok.
"CHP'NİN MAALESEF BU TÜR ŞIMARIKLIKLARINA ALIŞTIK"
Tutarlı bir politikadan mahrum oldukları için, Türkiye’nin geleceğine dair bir planlamaları olmadıkları için zaten bir iktidar alternatifi uzun yıllardır olamıyorlar da ama maalesef bu tür şımarıklıklarına alıştık. Herhalde onlardan bir tanesidir diye düşünüyoruz."
