Hangi ilçelerde zemin sıvılaşması var? Olası büyük İstanbul depremi tartışılırken Prof. Dr. Süleyman Dalgıç'tan kritik açıklama geldi: İşte İstanbul'daki sıvılaşma riski olan yerler

Kahramanmaraş merkezli 11 ili yıkan 6 Şubat depremleri sonrası gözler İstanbul'a çevrildi. Uzmanlar birbiri ardına açıklama yaparken vatandaşlar evlerinin depreme dayanıklı olup olmadığı konusunda büyük endişeler taşıyor. İstanbul Üniversitesi Cerrrahpaşa Mühendislik Fakültesi'nden Prof. Dr. Süleyman Dalgıç, mega kentte zeminde sıvılaşma riskinin en fazla olduğu noktaları tek tek açıkladı. Prof. Dalgıç binaların temeline dikkat çekti.

Google Haberlere Abone ol
Hangi ilçelerde zemin sıvılaşması var? Olası büyük İstanbul depremi tartışılırken Prof. Dr. Süleyman Dalgıç'tan kritik açıklama geldi: İşte İstanbul'daki sıvılaşma riski olan yerler - Resim: 2

İstanbul'da sıvılaşmanın en çok dere yataklarında yaşandığının altını çizen Dalgıç, "İstanbul'da zeminde sıvılaşma özellikle Marmara Denizi kıyıları, Boğaz kıyıları, Haliç kıyıları, Karadeniz kıyılarında var. Ayrıca Fatih'te dolgu ve alüvyon zeminler var. Bu nedenle Fatih'in kıyı kenarları biraz sorunlu. Bazı yerlerde 30 metrenin üzerinde dolgu zeminler var. Buralarda yapılmış eski binalar var. Bu binaların ilgili belediye tarafından denetlenmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Kuzey Anadolu Fay Hattının Marmara Denizi'nin içerisinden geçtiğini ve İstanbul'a 15 kilometre uzaklıkta bulunduğunu anımsatan Dalgıç, "Bu nedenle bazı ilçelerimiz risk altında olabilir. Bunun için yapılarımızı riske karşı hazırlamamız, yeni yapıları buna göre yapmamız lazım." diye konuştu.

'KUŞ DİLİ' TİPİ ZEMİN

Prof. Dr. Dalgıç, İstanbul'un zemin yapısının kötü olmadığını, insanlara bu durumun yanlış yansıtıldığının altını çizerek, şöyle devam etti: "İstanbul'da bazı yerlerde vadi yatakları, alüvyon oluşumlar ve 'Kuş dili' dediğimiz kötü zemin özelliğindeki bir formasyonumuz var. Diğer formasyonlarımız uygun özelliktedir. Zemin etütlerinin de taşıma gücü, oturma gibi değerlerini belirliyoruz. Böylece İstanbul ölçeğinde yapılan veya yapılacak yapılarda deprem riskini en aza indirgemiş oluyoruz. Binaları yaparken zemin ile yapı kalitesini birbirleriyle uyumlu olması gerekiyor. İstanbul'da bu uyumu sağladığımız zaman çok az hasarla gelecek depremi atlatabiliriz."

Kaynak: A.A