Araç sahiplerine çifte fatura şoku: Trafikte sakın bunu yapmayın

Son dönemde yürürlüğe giren "değer kaybı tazminatı" uygulaması ise bu yükü daha da ağırlaştırdı. Artık sigorta şirketleri, hasar bedelinin yanı sıra aracın ikinci el değerindeki düşüşü de karşılamak zorunda kalıyor. Bu gelişme, poliçe tutarlarını tarihsel zirvelere taşıdı.

Artan maliyetler karşısında sigorta firmaları, zorunlu trafik sigortasında zarar etmeye başladı. Kaza başına ödenen tazminatlar hızla artarken, prim gelirleri aynı hızda yükselmiyor. Bu dengesizlik, şirketleri yeni poliçe düzenlemekten kaçınmaya itiyor. Ancak bu durumun devamı halinde, sigorta yapmayan şirketler idari yaptırımla karşı karşıya kalabilir.

Yeni sistemde kazaya neden olan sürücünün sigortası, sadece tamirat değil, aynı zamanda aracın piyasa değerindeki azalmayı da kapsıyor. Uzmanlar, bazı olaylarda bu kayıp bedelinin, onarım masrafını bile geçtiğine dikkat çekiyor.

Mevcut düzenlemelere göre kişi başı 2 milyon 700 bin TL, kaza başına ise 13 milyon 500 bin TL’ye kadar ödeme yapılabiliyor. Bu rakamlar, sigorta şirketlerinin mali yapısını tehdit eder boyutta.

Zararını telafi etmeye çalışan bazı sigorta şirketleri, vatandaşa zorunlu poliçeyle birlikte ek ürünler sunmaya başladı. Ferdi kaza teminatı, çekici hizmeti, düşük kapsamlı sağlık poliçeleri gibi hizmetler, tüketiciye adeta bir şart gibi sunuluyor. Bu durum, trafik sigortasına ödenen toplam bedelin ikiye katlanmasına neden olabiliyor.

Sigortalılar, artan fiyatlar ve zorunlu ek ürünler karşısında ya yüksek maliyetleri kabullenmek zorunda kalıyor ya da sigortasız kalma riskiyle baş başa kalıyor. Uzmanlar, bu dengesizliği ortadan kaldırmak adına sektör genelinde köklü bir reforma ihtiyaç olduğunu vurguluyor.