İNTERNET ALEMLERİNİN BİR TANESİ, REŞAT-THE BALTALI İLAH

Neslihan Acu, internet alemlerinin taçsız prensi Reşat Çalışlar'ın dün geceki "Neden" performansını değerlendiriyor. "Kendisi adeta Darkwood'un baltalı ilahı Zagor olmaya heveslenen bir Çiko! O fikir ağacından bu fikir ağacına uçacağım derken ormanın tüm ağaçlarını baltasıyla katlediyor son üç dört yıldır. Pes!"

İNTERNET ALEMLERİNİN BİR TANESİ, REŞAT- THE BALTALI İLAH



Dün akşam Can Dündar’ın hazırlayıp sunduğu Neden programında “bir internet fenomeni” olan Reşat Çalışlar vardı.


Kendisi adeta Darkwood’un baltalı ilahı Zagor olmaya heveslenen bir Çiko! O fikir ağacından bu fikir ağacına uçacağım derken ormanın tüm ağaçlarını baltasıyla katlediyor son üç dört yıldır. Pes!



Can Dündar dünkü “Gencim, milliyetçiyim, milletten şikayetçiyim” yazısında bir anketten yola çıkarak gençlerin durumunu pek güzel özetlemiş. Aynen alıntılıyorum:


“Çoğu Türkiye’nin geleceğinden umutsuz... Kendi geleceklerinden ise umutlular. Yani? “Ülkem batar, ben yırtarım” sanıyorlar. “Ülkem varsa ben de varım”, “Ülkem batarsa ben de batarım”, hatta “Ülkemi batmaktan ancak ben kurtarırım” diyen kuşakları birbirine kırdırıp darağaçlarında, cezaevlerinde yok ettiler. “Kitap günah, örgütlenmek yasak, siyaset tuzak” diye diye, dayağı, magazini, içi kof bir milliyetçiliği vere vere, her koyunun kendi bacağından asıldığını söyleye söyleye, “Okumadan da yırtmak mümkün”ü işleye işleye, siyasete aklı ermeyen, gözü dışarıda, “Polatist” umutsuzlar yarattılar.”



İşte Reşat Çalışlar bu gençliğin internet fenomeni ve popüler kültürün prensi. Kendisinden kaçıp kurtulmak mümkün değil, çünkü her taşın altından o çıkıyor.


Geçen yaz “Tuna Kiremitçi ve edebiyat” konulu bir yazı yazmıştı bu çocuk. Ben de roman yazarıyım ya, bakalım neler yumurtlamış yine bu arkadaş diye sarkmıştım yazıya. Tam bir saçmalıklar silsilesiydi. Bu muhteşem yazıya göre, Tuna Kiremitçi, popüler kültürün parlak vitrininin, edebiyatın çürümüş griliğine ve yaratıcılık yoksunluğuna galip gelişinin simgesiymiş. (Breh, breh, breh!). Ve de sayın Çalışlar, popüler kültürün bu zaferine inanılmaz derecede seviniyormuş, çünkü Türkiye’nin yeni enerjisini sadece popüler kültür kavrayabiliyormuş.


Bu cambaz sözlerin Türkçesi ne diye mi soruyorsunuz?


Hiiiç. Reşat Kafasıkarışıklar bir yandan edebiyatın ümüğünü sıkarken, bir yandan da çekirdek çitliyor.


Kendisine acil şifalar dilemiştim o zaman. Hala da diliyorum. Hiçbir şey için çok geç değil. İhsan Oktay Anar, Ayşegül Devecioğlu, Mine Söğüt, Hakan Erdem, Murat Uyurkulak, Aslı Erdoğan gibi yazarların romanları bu konuda epey yardımcı olabilir kendisine. Okursa “edebiyatın çürümüş griliği” nasıl oluyormuş görecektir. Güneş gözlüğü takarak okursa, ışıltıdan gözleri fazla kamaşmaz.



Dün gece de, “gerçek sol ruhunu milliyetçilerde görüyorum” buyurdular.


68 kuşağında zeki ve kaliteli insanlar solcu oluyormuş, bugün ise “orta zekalı” insanlar solcu oluyorlarmış sayın baltalı ilaha göre.


Hani türkü var ya, bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır diye, şimdi yani öyle bir offf çekeceğim ki Himalayalar bile yıkılacak. Hatta Avustralya çölleri havalanıp Güney Kutbuna konacak.


Yok abi, bu popüler kültür gençliğini adam etmek için bunları Shawshank hapishanesi benzeri bir yere salacaksın, beş altı ay taş kıracaklar, akılları ancak başlarına gelir.



Geçen hafta Hulki Cevizoğlu’nun programına çıkan Bora Gezmiş (Deniz Gezmiş’in ağabeyi), o günlerin (60’lar, 70’ler) gençliğinin çok kitap okuduğunu, edebiyat sevdiğini, öğrenmeye büyük açlık içinde olduklarını söyledi laf arasında.


Gerçekten de öyleydi.


Bir kere “klasikler” olayı vardı. Her genç muhakkak Dostoyevski’yi, Tolstoy’u, Gorki’yi okurdu. Savaş ve Barış, Karamazof Kardeşler, Anna Karenina, Benim Üniversitelerim gibi romanlar en basit, en sıradan evlerde bile (şayet o evde bir genç varsa) baş köşede olurdu.


İşte bugünkü gençlik nasıl dizileri seyredip tartışıyorsa, o günlerde gençlik bu kitapları okuyup tartışıyordu.


E takdir edersiniz ki Dostoyevski okuyarak yetişen bir gençlikle, ağalı töreli Türk dizisi seyrederek yetişen bir gençlik arasında biraz(cık) fark oluyor.



İnsanları sevmek, özgürlükten ve eşitlikten yana olmak, haksızlıklara isyan etmek kişiyi kafadan “solcu” yapar.


O gençleri, o çocukları sindiren, bastıran, ezen, dağıtan, yok edenler sayesinde, bugün SOL yok ülkemizde.


12 Eylül’de toptan bir kazıma yaptılar. Sol’u toptan imha ettikleri yetmiyormuş gibi, bir de “popüler kültür”den görkemli bir mezar taşı diktiler üzerine.


Sonra günler geçti, yıllar geçti, Özallar, Tansular, Mesutlar geçti…. Dünya yeni tip sömürgecilerin kucağına düştü. İşbirlikçilerini de (yani dünün akıncılarını, sağcılarını) başımıza özgürlükçü diye, liberal diye, demokrat diye tebelleş ettiler.


Sapşaloz pop kültür bebeleri ve beyinleri sulanmış eski solcular da bunlara alkış tutuyor işte.



Reşat Kafasıkarışıklar’a dönersek….


Ben bu zatın bir entry’sini okudum geçenlerde Ekşi Sözlük’te. Yazımı bununla bitireyim.


“Çirkin kadınlardan artık tiksinmemek” gibilerden bir şeydi. Eskiden tiksinirmiş de artık öyle değilmiş. Sevin ey dünya! Takla at sevincinden!



Ol hikayenin özeti budur işte!


Pop kültür, güzelliği ve çıtırlığı hayatın her alanında bir “ön şart” olarak dayar.


İşveren gazeteye “Sekreter olarak prezantabl bayan” aranıyor diye ilan vermiştir bu ülkede senelerce. “Napıcan lan prezantabl bayanı?” diye sormamıştır hiç kimse.


Kadınlar akınlar halinde burun, çene, meme, bacak, gerdan düzeltmek için estetikçilere koşmaktadırlar günümüzde. Hayat şekilden ibaret olmuştur.


Tüm kadınlar güzel olmak istemektedir.


Fenomen Reşat gibiler ve kartlamış eski solcular kendilerinden tiksinmesin diye.



Dünkü programda nasıl da mutluydu, pırıl pırıl yanıp sönen gözleriyle aferin bekleyen veletler gibi bakıp duruyordu çevresine.


Gelecekten çok umutluymuş. Öyle dedi.


Ne diyelim? İyi uykular, tatlı rüyalar!


Biz gökyüzünü maviye boyamaya çalışıyoruz bu arada, dert etmeyin siz.



NESLİHAN ACU


neslidost@gmail.com

Çok sayıda ürün yasaklandı toplatma kararı verildi Yasmin Erbil'in düğün tarzı pek beğenilmedi... Beyaz bikinisiyle fiziğini sergiledi İç gösteren transparan tercihiyle olay yarattı! Simay Barlas yaz tatili pozlarıyla çok konuşuldu Melisa Döngel yeni sevgilisiyle görüntülendi