Cahide: Melekler Yeryüzünde Yaşayamaz romanının filmi yapılacak mı?

Roman’da, Cahide Sonku’nun neredeyse hiç bilinmeyen yönleriyle karşılaşıyoruz. Romanı yazarken sizi en çok etkileyen hangi yönü oldu?

Cahide, roman olarak hiç yazılmadı. Hatta onun hakkında bütünlüklü bir biyografi çalışması da bulunmuyor. Hakkında epeyce gazete yazısı var ama onların da birçoğu birbirinden “apartılmış” klişe meseleler.

Cahide Sonku, sık sık tiyatro oyunlarına konu oluyor ama onlar da inanılmaz derecede kasvetli hikayeler. Çoğu bir karanlık bir kabus gibi gelip seyircinin göğsüne oturuyor. Bu oyunların üstlerinde 80’lerden kalma tuhaf arabesk bir duygu var. Nedense onun son dönemini anlatıp, meczup bir kadınmış gibi sunmayı seviyorlar. Ne acı gerçekten de fakat Cahide’nin ilk elli yılı hiç anlatılmıyor.

Benim dışımda hiç kimse kalkıp “süreli yayınlar” arşivine girmedi. Eski gazete ve dergileri taradığınızda onun ne kudretli bir kadın olduğunu hemen görüyorsunuz. 40-50 yıllık gazete ve dergi taraması yapıp, onun hakkında her şeyi okuyup, romanın özetini yazdığımda, karşımda kocaman bir kadın olduğunu gördüm.

Son yıllarda “alkol”le içli dışlı olduğu dönem gerçekten de bir tercihti. O eski ve pırıltılı hayatını geride bırakmış, artık o hayata geri dönmek istemiyordu. Attila Dorsay, hem gazete yazılarında hem katıldığı televizyon programlarında bunu çok güzel anlatır. 1970’lerin sonuna doğru, ona SİYAD’ın Yaşam Boyu Başarı Ödülü verdiklerinde, Cahide Sonku, tören alanına gitmemiş ve ödülünü onun adına Hasnun Galip, sokaktaki bir meyhanede bizzat Attila Dorsay’ın elinden almıştır. Bu nedenle onun hayatının ilk yıllarını anlatmayı tercih ettim.

Onun en etkilendiğim yönüyse; arzuları için çok çabalaması ama onu ele geçirince de arkasını dönüp gitmesiydi.

Çocuğu kanlar içindeyken TikTok yayını açtı Korkutan anlar. Boğa seyircilerin arasına daldı! Hataylıları şaşırtan görüntü! Bir cisim belirdi 12 saat çalışıp 900 lira kazanıyorlar!