Şanlıurfa Barosu tarafından düzenlenen 'Değişim Sürecinde Türkiye'de İnsan Hakları' konulu panele katılan Mümtazer Türköne, protesto edilerek konuşturulmadı. Cengiz Çandar ve Altan Tan'ın ardından sırası gelen Türköne, salonda bulunan ve ikna çabalarına karşın vazgeçmeyen gençlerin protestosu nedeniyle konuşma yapamadı.
Hasan Kırmızıtaş/Ömer Pınar -Şanlıurfa/DHA
Baro İnsan Hakları Komisyonu tarafından düzenlenen ‘Değişim
Sürecinde Türkiye'de İnsan Hakları’ paneli Belediye Nikah
Salonu'nda gerçekleştirildi. Yazar Cengiz Çandar, Altan Tan ve
Mümtazer Türköne’nin konuşmacı olarak katıldığı paneli, aralarında
sivil toplum örgütü temsilcileri, avukatlar ve üniversite
öğrencilerinin de bulunduğu yaklaşık 500 kişi izledi. Baro Başkanı
İrfan Güven'in açılış konuşmasıyla başlayan panelde ilk sözü alan
Altan Tan, farklı kültür, dil ve inançlara sahip insanların
yüzyıllardır bir arada yaşadığını ifade etti. Geçmişten günümüze
bir arada yaşayan çok mezhepli, çok dilli halktan Türk ve Kürtlerin
Cumhuriyet’in kuruluşunda birlikte görev yaptığını vurgulayan Tan,
daha sonraki süreçte kutuplaşmaların yaratıldığını kaydetti. Kürt
halkının 23 Nisan 1923'te sahip olduğu hakları geri istediğini
anlatan Tan, bunu intikam düşüncesi ile değiş uzlaşı yöntemi ile
gerçekleşeceğini belirterek, “Gelecek intikam üzerine inşa
edilemez. 20'nci yüzyıl bizim için felaket oldu, 21 yüzyılı da
kaybetmemeliyiz. Bugün Kürt halkının elde ettiği haklar için
binlerce ömür feda edildi. Bugün Kürtçe seçmeli ders için veya ana
dilde eğitim için 50 bin insanın daha ölmesine gerek var mı?
Gideceksiniz Almanya'da ‘asimilasyon insanlık suçudur’
diyeceksiniz, Türkiye'de ana dilde eğitim isteyenlere ‘kimse böyle
bir şey beklemesin’ diyeceksiniz. Peki ne bekleyelim, otobüs mü
bekleyelim? Acele etmeyin diyorlar, ama bugün Kürtlerin yarısı
Kürtçe bilmiyor. Süreç içerisinde bu hızla da ilerleyecek. On sene,
yirmi sene sonra Kürtlerin yüzde 90'ı Kürtçe konuşamaz duruma
geldiğinde, siz ana dilde eğitim hakkı on yıl ana dilde eğitim
hakkı verseniz, bu kime yarayacak?" diye konuştu.
Cengiz Çandar ise, Şanlıurfa'nın Kürt ve Arap kökenli insanların
harmanlandığı bir kent olduğunu ifade etti. Türkiye'de Türk ile
Kürt vatandaşlar arasındaki kilitli kapıların açılması gerektiğini,
herkesin birbirine gönül kapısını açmasıyla mümkün olduğunu
belirterek, "Eğer bu ülkede kimlikler kendilerini özgürce ifade
edemiyorsa, benim de kardeşlerimin gönül kapıları birbirine
kapalıdır. Önce bunu açacağız. Bu da ana dilde eğitim ile mümkün.
Ana dilde özgür değilse insanlar amaca ulaşılamaz. Çözüm için tüm
insanlar bu ülkede dinlerini, dillerini özgürce yaşamalıdır”
dedi.
TÜRKÖNE'Yİ KONUŞTURMADILAR
Panelde, son
konuşmacı olan Mümtazer Türköne sıra kendisi geldiğinde salonun
balkon kısmında oturan bir grup genç alkış ve ıslıklar ile protesto
başlattı. ‘Mümtazer dışarı’ sloganları atmaya başlayan gruba,
salonda bulunan bazı gençler de alkışlarıyla destek verdi. Paneli
yöneten ve Baro yöneticilerinin grubu sakinleştirmeye yönelik
konuşmaları da sonuç vermedi. Slogan atan ve zaman zaman bireysel
olarak Türköne'ye yönelik tepkili sözler sarf eden gruptaki bazı
kişiler ellerinde bulunan gazeteleri de aşağı attı. Grubun ikna
çabalarına olumsuz yanıt verip slogan atması ve Türköne'yi
yuhalamayı sürdürmesi üzerine, panele kısa süre ara verildi.
Protesto karşısında şaşıran ve gelişmeleri ayakta izleyen Mümtazer
Türköne ise tepkilere alkışla karşılık verdi.
Kısa aranın ardından yeniden başlayan panelde Türköne'nin konuşma
girişimi, alkış ve ‘Dışarı’ sloganları nedeniyle yarıda kaldı.
Türköne'nin yazılarında; ‘Kürt sorununu PKK sorunu’ olarak ifade
edip bölgeye geldiğinde bunu siyasi sorun olarak dile getirdiğini
ileri süren grubun protestosunu sürdürmesi üzerine söz alan Baro
Başkanı İrfan Güven, ‘Salonda bulunan diğer kişilere saygı duyun.
Biz sizin dinlememe isteğinize saygı duyuyoruz, siz de dinleme
isteğinde olanlara saygı duyun ve dışarı çıkın’ dedi. Ancak grup,
Güven'in konuşmasına rağmen salonda ‘Dışarı’ sloganı atmayı
sürdürerek Türköne'nin konuşma yapmasına fırsat tanımadı. Güven'in
ardından söz alan Altan Tan'ın ikna girişimi de grubu vazgeçirme
konusunda başarılı olamadı. Bu sırada mikrofonu alan ve “Kürt
sorunu terör sorunudur demedim. Yapmayın” diyen Türköne
yuhalanarak, konuşma yapması engellendi.
İkna çabalarının sonuçsuz kalması üzerine panele son verildiği
duyuruldu. Salonda bulunanların da tepkisine yol açan gelişme
sonrası balkon bölümünden dışarı doğru yönelen protestocu grup
içerisinde tartışma çıktı. Sebebi bilinmeyen tartışma sırasında bir
anda protestocu bazı gençler, tekme tokat kavga etmeye başladı.
Kısa süreli kavga, grupta yer alan kişiler ve özel güvenlik
görevlilerin araya girmesiyle büyümeden sona erdirildi.
TÜRKÖNE: ‘YANLIŞ BİLGİLER ALMIŞLAR’
Protestoların sürmesi ve panele son verilmesiyle Türköne,
çevresindeki avukat ve sivil polislerin nezaretinde salondan
ayrıldı. Islıklı ve alkışlı protestolar arasında salondan çıkan
Türköne, gazetecilerin sorusu üzerine kendisine tepki gösteren
gençlerin yanlış bilgilendirildiğini ifade ederek, “Maalesef beni
dinlemeye gelen Urfalı vatandaşların, dinleme özgürlüğünü
engellediler. Söyledikleri ve anladığım şeyler yalan yanlış şeyler.
Yanlış bilgiler almış, bu yanlışlığı düzeltmeye de fırsat
vermediler. Bu gece yaşananlar, 10 - 15 kişinin marifeti, ama olur
böyle şeyler. Gençlik taşkınlığı, üzerinde çok fazla durmanın
anlamı yok” dedi.