Ümit Alan/BİRGÜN
Zaman gazetesi kendi önyargılarını kıracak mı?
En az bir aydır dönen bir Zaman gazetesi reklamı var. Ne
zamandır yazmak istesem de gündem nedeniyle fırsat bulamadım. Hatta
bu hafta da başka bir konuyu çalışırken sinemada söz konusu
reklamla yüzleşince daha fazla ertelememem gerektiğini düşündüm.
Hem artık büyük bir çoğunluğu izlemiş kabul ederek yazabilirim. Ben
bu reklamı her izlediğimde “Zaman gazetesi acaba önyargılarınızı
kırın derken kendine mi hitap ediyor?” diye sormadan duramıyorum?
Zira söz konusu Zaman gazetesi reklamı bir aydır dalga geçer gibi,
önyargılarımızı kırmamızı öğütlüyor. Ne var ki, Türkiye’de önyargı
deyince, benim aklıma ilkin Zaman gazetesi geliyor. Neden mi?
Örneklerle inceleyelim.
Zaman gazetesinin sabit ön yargılarından biri suçluların dindar
olmayacağı, hatta rakı içeceğidir. Hrant Dink cinayetinden sonra
Ogün Samast ile ilgili haberi buna bir örnek olarak gösterilebilir.
Haber için bir çırpıda Samast’ın arkadaşlarıyla konuşulmuş, cuma
namazına gitmediğinin, dindar olmadığının hatta rakı içtiğinin altı
sıkı sıkıya çizilmiştir. Bu tek örnek değil. Bu olayın evvelinde
Danıştay Cinayeti zanlısı Alpaslan Aslan’a yaklaşımı da aynıdır
Zaman’ın. Aslan hakkında yapılan haberde, apartman yöneticisinin
görüşüne yer verilir ve ‘rakı içtiği’ ısrarla vurgulanır. Bir
kuruluş, katil zanlılarıyla ilgili yaptığı ilk haberlerde ısrarla
dindar olmadığından ve rakı içtiğinden dem vuruyorsa, orada bir
önyargının haber diline sızdığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Önyargıları kırma reklamlarından sonra umarım buna da dikkat
ederler.
ALİ BULAÇ’A ÖZEL PARANTEZ
Zaman’ın ünlü köşe yazarı Ali Bulaç’ın önyargı karnesi de hayli
kabarık. Güngören’deki terör eylemi sırasında Metallica konserinde
olanları “Laik, ateist, agnostik aczmendi müsveddeleri” diye
kolayca tanımlayan Bulaç, sizce de fazlasıyla önyargılı değil mi?
Bulaç’ın önyargıları burada bitmiyor. Bulaç, bir televizyon
programında Irak, Afganistan gibi ülkelerde yapılan sivillere
yönelik katliamların çoğunlukla eşcinsel eğilimli askerler
tarafından yapıldığına ilişkin bir iddianın altını çizerek, bu kez
de eşcinsellere karşı önyargılı bir tutum sergiliyor. Sonrasındaki
bir yazısında ise eşcinselleri, eşcinselliklerini empoze etmekle
suçlayarak eleştiri hakkının olduğunda ısrarcı oluyor. Bu
örneklerden anlaşıldığı kadarıyla Zaman gazetesi reklamını en çok
izlemesi gerekenlerden biri Ali Bulaç.
Daha önce Ekrem Dumanlı’nın tasfiye listesi üzerine yazdığım yazıda
ele aldığım bir takım örnekleri de ‘önyargıları kırma’
çerçevesinde yinelemek gerek. Kemal Kılıçdaroğlu’nu “Dersim
isyanıyla meşhur Tunceli’de doğan” diye tanıtmak, Kılıçdaroğlu’na
övgü için yergi için mi kullanılmış bilemedim ama bir insanı
doğduğu şehirde kendisinin alakası olmayan bir isyanla anmanın
önyargıyla bir ilgisi vardır diye düşünüyorum. Yine Zaman yazarı
Mümtaz’er Türköne’nin Alevileri bir çırpıda darbeci ilan edip,
azınlık oldukları için aşağılaması da ön yargı çerçevesinde
değerlendirilebilir. Zaman yazarı Hekimoğlu İsmail’in
“İslamiyet’ten uzaklaşan, insanlıktan uzaklaşır; Darwin’in de
dediği gibi, maymun çocuklarına döner!” ifadeleri de İslamiyetten
uzaklaşmaya niyetli olan ya da uzaklaşmışları nasıl gördüğüne
dolayısıyla koskocaman bir önyargıya delalet. Öte yandan Zaman
gazetesinin sendika ve emekçi haberlerine yaklaşımını da az çok
biliyoruz. Ne zaman bir emekçi eylemi olsa ‘vandallık’ diyecekleri
bir şey buluyor, eylemden ziyade ‘nasıl manipüle edebiliriz’e
odaklanıyorlar. Emekçilere karşı ayrı bir yazı konusu olarak ele
alınacak kadar çok önyargıları var. Onları sonra ele
alırız.
Evet reklamda abartının yeri vardır. Reklam gazetecilik gibi katı
gerçeklerle hareket etmez. Ama düz vitesli arabayı, otomatik vites
diye tanıtırsanız tüketici bunun hesabını sorar. Gazete biraz daha
soyut kavramlar üzerinden hareket ettiği için sınırları bu kadar
katı çizemiyorsunuz, ama yine de reklamıyla Zaman gazetesi arasında
büyük bir çelişki var. Yukarıda sıraladığımız önyargılara sahip bir
gazetenin diğer gazetelere ve topluma ‘önyargılarınızı kırın’
demesi abes. Eyvallah, reklam iyi. Görüntüler güzel. Mesaj harika.
Ancak reklamcılığın ‘iyi reklam, kötü ürünü batırır’ ilkesini de
unutmayalım veya çocukça bir iyimserlikle Zaman gazetesinin ‘iyi’
olmak için önyargılarını kıracağını umalım.