Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından, Ulusal Kanal’da yayınlanan “Türkiye’nin Seçimi” programında seçim yasaklarına uyulmadığı gerekçesiyle, programın yayımının 3 gün süreyle durdurulması üzerine bir açıklama yapan Basın Konseyi Genel Sekreteri Dr. Hasan Sınar, iletişim ve ifade özgürlüğü açısından “talihsizlik bir karar” olarak nitelendirdiği bu YSK kararının mutlaka gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti.
Uluslararası basın kuruluşları tarafından, her yıl evrensel ölçütlere göre yapılan ifade özgürlüğü sıralamalarında, bu yıl Türkiye’nin 138. sıraya gerileyerek; ifade özgürlüğü alanında açık arayla Avrupa’nın en geri ülkesi durumuna düşürüldüğünü belirten Hasan Sınar, Türkiye’nin dış dünyadaki itibarını fazlasıyla zedeleyen bu durumun ortadan kaldırılabilmesi için, özellikle siyasal iktidar ve yargı erkine büyük görev ve sorumluluk düştüğünü; oysa belirtilen bu YSK kararı gibi yasakçı ve objektiflikten uzak bir anlayışın ürünü olan kararların ise, tam aksi yönde bir etki yarattığının altını çizdi.
Özellikle bir seçim döneminin sonlarına yaklaştığımız şu dönemde, gerek gazetelerde gerekse radyo ve televizyonlarda, seçim çalışmaları yapan siyasi parti ve oluşumların temsilcilerine ve bağımsız adaylara imkân ölçüsünde yer verildiğini belirten Sınar, bu konuda sanki başka hiçbir kitle iletişim aracının siyasi bir duruşu yokmuş ve başka hiçbir gazete, radyo ve televizyonda belirli bir siyasi yaklaşım izlenmiyormuş gibi; YSK tarafından sadece Ulusal Kanal’ın hedef alınarak, bu kanaldaki seçim programına yaptırım uygulanmasının ise, nesnellikten uzak bir yaklaşım olduğunu belirterek, bu tarz sübjektif ve taraflı yorumların YSK’nın ciddiyetine ve güvenilirliğine de zarar verdiğini kaydetti.
Hasan Sınar, bu nedenle, YSK’nın genel seçimlerin hemen
öncesinde Ulusal Kanal aleyhine büyük bir haksızlık yaratan bu
kararının gözden geçirilmesinin ve uygulamadan kaldırılmasının en
doğru çözüm olacağını ifade etti.