Pazar günü yüz binin üzerinde insanın katılımıyla son yolculuğuna uğurlanan Türk sinemasının usta ismi Tarık Akan için pazartesi akşamı da müdavimi olduğu Beyoğlu Çiçek Bar'da bir anma gecesi düzenlendi.
Tarık Akan belgeselinin gösterildiği anmaya katılan Akan'ın yakın dostları Nebil Özgentürk, Rutkay Aziz, Arif Keskiner, Bülent Kayabaş, Mustafa Alabora ve Acun Günay, Hürriyet Kelebek'ten Cengiz Semercioğlu'nun sorularını yanıtladı.
İşte, o röportaj:
◊ 50 yıllık dostluğunuzun kilometre taşları neydi Rutkay Abi?
- Rutkay Aziz: 1967 yılında Bakırköy Lisesi’nde başlayan bir
dostluk... Sonra Bakırköy bahçelerindeki arkadaşlığımız... Derken
senin de bildiğin gibi Nâzım Hikmet Vakfı’nda beraber olduk. Çağdaş
Sinema Oyuncular Derneği’nde hep beraberdik. Her türlü demokrasi,
barış ve özgürlük mücadelesi gündeme geldiğinde ikimiz yola
koyuluyorduk açıkçası. Son derece ilkeli, onurlu, gururlu,
paylaşmayı çok seven ve bilen, tavizsiz, kavgacı bir kimlikti ama
kavgası olumluya dönük bir kavgaydı her zaman.
◊ Sizden biraz daha kavgacıydı ama galiba?
- R.A: Doğru söylüyorsun, benden daha kavgacıydı Tarık...
◊ Aranızda lakabınız var mıydı ya da birbirinize takılır
mıydınız?
- R.A: Onunla olan ilişkimiz çok özeldi. Çok has yakın bir dostluk... Ama asla bir laubalilik yoktu. O bana “Başkanım” derdi. Saat iki, iki buçuk olunca telefonlaşırdık. “Tarık’ım ne yapıyoruz bu akşam?” dediğimde “Rutkay’ım saat dörtte oradayım, hadi öptüm” derdi. Burada, Çiçek Bar’da buluşurduk. Şimdi o telefon konuşmaları bana çok koyuyor biliyor musun? Ben o telefonu edemeyeceğim artık... Bitti...
Röportajın tamamını okumak için TIKLAYIN...