12 Mayıs tarihinden beri Sözcü'de ekonomi yazıları kaleme alan Mustafa Sönmez'in işine beklenmedik bir şekilde son verildi.
Daha önce Yurt ve Cumhuriyet'te görev alan Sönmez, haftanın 5 günü Sözcü okuruyla buluşuyordu.
Medyatava, Sönmez'e Sözcü'deki ani ayrılığın gerekçesini sordu.
MT: Gazetedeki işinize neden son verildi ve bundan sonra ne yapacaksınız?
Mustafa Sönmez: Herhangi bir gerekçe sunulmadı. Uyarı almadım. Gazeteden 'kendisi ayrılmış' gibi bir ifade kullanılmış. Genel Yayın Yönetmeni ise telefonlarımı açmıyor. Ekonomi servisi şefi arayarak bana Eylül'den itibaren yazılarıma devam etmeyeceğimi söyledi. Ortada tuhaf bir durum var. Uyarı yok, gerekçe yok, kaba bir şekilde bildirildi. Sözcü gazetesinden farklı olarak Kürt meselesinde bir duruşum var. Bunu bilerek çağırdılar. Bunun konusu bile olmadı. Bu gazetedeki 60 tane yazımın 2 tanesi siyasi analizdir. Ben gazetede yazdığımda Sözcü okurlarından sataşmalar oldu. Bunların gazeteyi de etkilemiş olduğunu düşünüyorum. Uyarı, eleştiri gelmemiş ne kalıyor geriye? Gazetenin bu yönden baskı altında kaldığını tahmin ediyorum. Böyleyse durum daha vahim. Gazetelerde bu otoriterlik olacaksa, hesapvermezlik, çokseslilik, yorum farkı olmayacaksa, eleştirdiğimiz faşizme gidişe başka tür çanak tutuyoruz demektir. Yandaş medya düzeninden ne fark kalıyor geride? Bu Türkiye'nin en büyük 3. gazetesinde yaşanıyor. Bana reva görülen bu davranışa medya örgütleri, yazar meslektaşlarım sessiz kalarak omuz silkerlerse, aynı şey her an kendi başlarına gelebilir ve kimseyi de demokrasi, bağımsızlık vb. tiradlarına inandıramazlar. Yaklaşık 7 yıldır gazetelerde köşe yazıyorum. Tabii ki bundan sonra da aynı şeyi sürdüreceğim."
Burcu KILIÇARSLAN / Medyatava
burcu.kilicarslan@medyatava.com