Yıldız Teknik Üniversitesi Basın Danışmanı ve Sosyal Medya Savaşları Kitabı Yazarı Ümit Sanlav geleneksel medya ile sosyal medyanın halef-selef mücadelesini değerlendirdi. Sanlav, sosyal medyanın güvenilirlik sorunu olduğunu söyledi.
Sosyal Medya Savaşları kitabında; 1947 yılında kullanılmaya başlanılan ilk bilgisayar ENİAC’tan, sosyal medya kullanımına açık, entegre kameralı Yeni Nesil Televizyonların sıradanlaştığı, Hologramlarla 3 boyutlu iletişim sağladığımız günlere dek olan süreci değerlendiren Yıldız Teknik Üniversitesi Basın Danışmanı Ümit Sanlav, sosyal medyanın geleneksel medya ile olan halef - selef ilişkisine değindi.
Gazete, dergi ve televizyon gibi geleneksel basın-yayın
organlarıyla, internet medyasının en temel farkının kabaca;
geleneksel medyanın (yayıncıdan alıcıya) tek yönlü, sosyal medyanın
ise karşılıklı (interaktif) kullanımı ve etkileşimi olarak ifade
eden Ümit Sanlav, sosyal medyanın en önemli sorununun güvenilirlik
sorunu olduğunun altını çizerken, şunları söyledi;
“Gelişen teknolojiye bağlı olarak sosyal medya, iletişim
tarzımızdaki değişikliklerin yanı sıra, haber alma tarzımızda da
bir takım değişikliklere neden oldu. Buna bağlı olarak geleneksel
medya ile yeni medyanın en önemli enstrümanlarından olan sosyal
medyanın temel özellikleri, yayın organlarının çok büyük kitleleri
kapsaması, tek taraflı oluşu, maliyetinin yüksek olması ve
sonucunun doğru ya da yanlış her zaman net olmasıdır.”
Yeni medyayı geleneksel medyadan farklılaştıran özellikleri
değerlendiren Sanlav, “Buna karşı yeni medyada ise; düzeyi ve
etkinliği sözlü iletişimdeki kadar olmasa bile, bilginin
istenildiği anda seçilebildiği, adreslenebildiği, paylaşılabildiği
ve geri bildiriminin anında yapılabildi¬ği bir “sanal” etkileşim
çerçevesi sunuluyor” diye konuştu.
"SOSYAL MEDYANIN EN ÖNEMLİ HANDİKABI GÜVENİLİRLİK
SORUNU"
Geleneksel medyada kariyer ve mesleki yeterlilik aranırken, sosyal
medyada herhangi bir eğitim gerekliliği ve standardının
bulunmadığını ifade eden Ümit Sanlav, “Yayın yapmak isteyen herkes
bu mecrada özgürce ve alabildiğine yayın yapıp, kitleleri peşinden
sürükleyebiliyor. İşte bu durum nedeniyle sosyal medyada çoğu zaman
rastlanabilen bilgi kirliliği ve yanıltılma riski algısı, sosyal
medyanın en büyük handikabı ve dezavantajı. Bunun en bariz örneği
Nejat Uygur’un vefatında ortaya çıkmıştır. Aylarca komada kalan
Nejat Uygur’un vefatına dair sosyal medya aracığıyla oluşturulan
bilgi kirliliği, sürekli olarak yalanlanmıştı. Gerçekten vefat
ettiğinde ise yine sosyal medya aracılığıyla yapılan haberler güven
vermemiş, aile fertleri ve doktorların görsel medyada yaptıkları
açıklamalar ile güvenilir sonuca ulaşılmıştı. Gezi eylemleri,
Berkin Elvan olayı ve Soma faciası gibi yakın geçmişte yaşanan
toplumsal olaylarda, güvensiz haber almaktan kaynaklanan ciddi
dezenformasyonlar yaşandı” diye şeklinde konuştu.
GENÇLER VE ÇOCUKLAR DİKKAT
Çocukların ve gençlerin sosyal medya konusunda dikkatli olmaları
gerektiğini vurgulayan Ümit Sanlav, “Bu güvenilirlik sorunu sadece
haber almada değil iletişim konusunda da özellikle gençlerin en
önemli handikaplarından. Zira sosyal medyanın yapısı gereği
insanlar oldukları gibi değil, kendilerini göstermek istedikleri
gibi gösterdiğinden, özellikle gençler ve çocukların çok dikkatli
olması gerekiyor” dedi. (İHA)