ROMANLARDA CİNSEL FANTEZİ ŞARTNAMESİ

Neslihan Acu yazdı. Yazgülü Aldoğan'a canlı yayında hakaretin düşündürdükleri... Bu ülkede "kadın"a bu kadar çarpık bakıldığı yetmiyormuş gibi, bir de "roman" olayına neden böyle yamyamuk bakılıyor?

Google Haberlere Abone ol
ROMANLARDA CİNSEL FANTEZİ ŞARTNAMESİ

ROMANLARDA CİNSEL FANTEZİ ŞARTNAMESİ


 


Şamil Tayyar’ın Yazgülü Aldoğan’a söyledikleri, tüm kadınları isyan ettirecek türden.


 


Aldoğan’ın “medyum” benzetmesine bozulan Tayyar, önce “Susun!” diye çıkışıyor. Olmayınca, “Siz son romanınızdaki cinsel fantezilerle ilgilenin, uzmanlık alanınız budur!” diyor.


Hızını alamayıp , “Sokak kadını ağzıyla konuşuyorsunuz” diyor.


En sonunda da iyice hızını alamayıp, “Sizin fikriniz mi var canım ya…” diyor, fikirleriyle mücadele ettiğini söyleyen Aldoğan’a.


 


Olay her bakımdan yamuk yumuk.


Yazgülü Aldoğan’ın canlı yayında kendini yeterince savunamamış olması da ayrı bir gariplik, onu da belirteyim. “Erkek olsaydım onunla dövüşürdüm” demesine ne gerek var? Tayyar’ın söyledikleri o kadar saçma ve yersizdi ki, o sözleri hemen oracıkta yine “sözcüklerle” nakavt edebilmeliydi. Yazık oldu.


 


 Tayyar'ın sözleri, bir kısım erkek milletinin kadınlara ve romanlara bakışını, ikisini bir arada, kabak gibi yansıtıyor.


 


Bir kere, tepelerinin tası her attığında, karşılarındaki kadını “sokak kadını” türü laflarla aşağılamaya başlıyorlar.


Tabii her kadına yapmıyorlar bunu.


Genelde, “dişli kadınlara” uyguladıkları bir yöntem…


Çünkü dişli kadınlardan hiç hoşlanmıyorlar ve onlarla başka türlü mücadele etmeyi bilmiyorlar.


Hayır, “adam” yerine koysa tartışacak da… Karşısındaki “bir adet kadın” canım yaaaa.


Bakın ne diyor? “Sizin fikriniz mi var canım ya” diyor Aldoğan’a.


 


E peki, bu durumda şunu sorayım: Madem fikri olmadığına inanıyorsunuz, neden çıktınız oraya tartışmaya?


 


Gelelim, “Sokak kadını ağzıyla konuşuyorsun” suçlamasına.


Aldoğan gerçekten çok suçludur (!). Çünkü cinsel fantezilerin geçtiği bir roman yazmıştır (!).


Kazık kesmiş erkek beyni, “romanında cinsel fantezi yazan” bir kadını, otomatik olarak, “sokak kadını” üst başlığındaki listeye alıyor.


 


Romanlarda “cinsellik” yazmak sadece erkek yazarların tekelinde, biliyorsunuz.


Sadece onlar fantezilerini romanlara döküp, sonra da çıkıp siyaset konuşabilirler. (!!)


Bir kadın bunu yaptığında, ancak “sokak kadını” olur. Yerseniz!


 


Tayyar’ın bakış açısıyla sadece kadınlar değil, romanlar da aşağılanıyor.


Onları da savunalım, bir yazar olaraktan.


 


Bu ülkede 35 yaş falan üstü erkekler roman okumazlar genelde, malumunuzdur.


Bunu bir de övüne övüne söylerler. Ben roman okumam, vaktim yok, cırt curt şeklinde.


Roman okumamalarının temel nedeni, romanları “otobiyografik okuma parçaları” sanmalarıdır.


 


O yüzden romanlara, yazarın tipine bakarak,“Ne okuycam yaa bu karının (ya da bu herifin) romanını!” tarzı yaklaşırlar.


 


Tabii, içinde "seks" geçen romanlar çok okunur, o ayrı.


 


Ama romanın “fiction” bir şey olduğu hep unutulur nedense.


Romanlar zaman zaman otobiyografik öğelerden beslense de, “kurgu”dur.


Romanla anı arasında sıradağlar kadar farklar vardır.


 


Tabii bunlar kimin umurundadır?


Kim ipler romanın, edebiyatın aslında ne olduğunu?


Hayatımızın tamamı olmuş " pulp fiction" zaten.


 


Her neyse….


Ben buradan tüm “kadın yazarlara” sesleniyorum.



Bu durumu şimdi protesto etmeyecekseniz, ne zaman edeceksiniz?


 


NESLİHAN ACU


neslidost@gmail.com


 


 


 


 


 


 


 


 

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin