Ahmet Kaya’nın hiç mi suçu yok?
Ahmet Kaya’nın ölümünü sadece Hürriyet’in o dönem attığı manşete
bağlayanlara bir çift sözüm var.
Hürriyet o manşeti atmasaydı, Kaya Paris’e gitmek zorunda
kalmasaydı ne değişirdi.
Ahmet Kaya’nın kendine ne kadar kötü baktığını hepimiz
biliyoruz.
Çok içerdi, çok yerdi, spor yapmazdı, kiloluydu, kalp sorunları
vardı.
Dün Ali Eyüboğlu, Osman İşmen’in Ahmet Kaya’yla ilgili notlarını
yazmıştı, oradan aktarıyorum;
* Ahmet Kaya deli gibi yemek yerdi
* Bir o kadar da içki içerdi, içtikçe açılanlardandı.
* Çok iyi bir masa adamıydı, harika güveç ve çig köfte yapardı.
* Sık sık kalbi tutuyordu, sadece çok yemekten kalp spazmı
geçiriyordu.
* Sık sık Amerikan Hastanesine giderdi, biraz yatıp çikiyordu.
Hastane onun için otel odası gibiydi.
* Polonezköy’deki ünlü mayfly kampında bile Goreville rüşvet verip
rakı aldırtırdı.
* Korumaları mutfakta soğan doğrar, çigköfte yoğururdu.
Şimdi arkadaşlar bu kadar dikkatsiz yaşayan birinin ölmek için
Hürriyet’in manşetine ihtiyacı mı var?.
Paris’e gittiğinde de Fransız doktorların “Kendine dikkat
etmelisin, bu gidişle çok yaşamazsın” dediğini, anjiyo tavsiye
ettiğini, buna rağmen Ahmet Kaya’nın anjiyo yaptırmadığını da
biliyoruz.
Bunları yaptırmadığı, sağlığına dikkat etmediği için gencecik
yaşinda 43’ünde Paris’te kalp krizinden öldü Ahmet Kaya.
İstanbul’da olsaydı bu yaşam tarzıyla aynı son değişir miydi, Osman
Müftüoğlu‘na sormak lazım...
Tamam Hürriyet’in manşeti çok ağırdı ama Ahmet Kaya’nın yaşam
tarzını bilmeyip, bu ölümü getirip sadece Hürriyet’in manşetine
bağlamak da bana fazla zorlama geliyor...
Cengiz Semercioğlu / Hürriyet