Osmanlı'dan sonra ilk kez izleyici karşısında

DOB, Osmanlı'da sahnelenen operalardan birisi olan ve ilk kez 1846'da prömiyeri yapılan, aşk ve tarihin iç içe geçtiği 'I Puritani' operasını yeniden izleyiciyle buluşturacak.

Google Haberlere Abone ol
Osmanlı'dan sonra ilk kez izleyici karşısında

Devlet Opera ve Balesi (DOB), Osmanlı'da sahnelenen operalardan birisi olan ve ilk kez 1846'da prömiyeri yapılan, aşk ve tarihin iç içe geçtiği 'I Puritani' operasını yeniden izleyiciyle buluşturuyor.



Eseri sahneye koyan Gürçil Çeliktaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 'I Puritani'nin dünya prömiyerinin Paris'te, Osmanlı  dönemi prömiyerinin İstanbul'da, Cumhuriyet dönemi prömiyerinin ise bu yıl Ankara'da yapıldığını anlattı. 



Çeliktaş, librettosu Carlo Pepolli'ye ait eserin, orijinalinde 3 perde olduğunu ancak bazı bölümleri çıkararak ve geçişleri hızlandırarak daha akıcı hale getirdiklerini ve böylece 2 perdeye indirildiğini dile getirdi.



Eserin aşk ve gururun yanı sıra dönemin tarihini ve olaylarını da konu edindiğini kaydeden Çeliktaş, eser için yaklaşık 4 ay süren bir hazırlık aşamasını geride bıraktıklarını söyledi. 



Romantik İtalyan operasının özellikle de Bel Canto türünün en önemli temsilcilerinden biri olan Vincenzo Bellini'nin ününü pekiştiren son opera eserinin, "I Puritani-Aşk ve Gurur" olduğunu ifade eden Çeliktaş, "Eser, İngiliz iç savaşı sırasında Stuart Hanedanı'nın destekçisi Arturo Talbo ile Puritan Vali Lord Gualtiero Valton'un kızı Elvira arasında yaşanan aşk hikayesini anlatıyor" diye konuştu. 



Çeliktaş, eserin dört temel karakteri soprano Elvira, tenor Arturo, bariton Riccardo ve bas Giorgio'nun dünya operalarınca "Puritani Kuartet" olarak adlandırıldığını söyledi. 



Sanatçılar doğaçlama opera söyleyebiliyor



'I Puritani'nin, müzikleri nedeniyle zor bir eser olduğunun altını çizen Çeliktaş, şöyle konuştu:



"Eser DOB bünyesinde ilk kez sahneleniyor. Eserin Osmanlı dönemi prömiyeri 1846'da, İstanbul Naum Tiyatrosu'nda, bir İtalyan opera topluluğu tarafından gerçekleştirildi. Yapımın konser sürümünün ise 1994-95'te Türk Ocağı Sahnesi'nde yapıldı. Eserin müzikleri Bel Canto tarzında olduğu için hem eğlenceli hem de zor. Bel Canto, belli bir şan anlayışını belirtmek, güzel şarkı söylemek anlamını taşıyor. Şanda Cel Canton'un prensipleri önce mutlak mükemmeliyet olan şarkı söyleme sanatıdır. Güzel ses çıkarırken buna virtüözite eklenecektir. Buna şarkı söyleyenin kültürü ve kişiliği eklenecektir. Nefes ona göre ayarlanacaktır. Böylece uzun soluklu cümleler kurulabilecektir. Bazen de doğaçlama yoluyla mükemmeliyet aranacaktır." (AA)


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin