Ahmet Kaya, düzenlediğimiz o gecenin bedelini canıyla
ödedi
Fatih Vural/Zaman
Magazin Gazetecileri Derneği'nin (MGD) 10 Şubat 1999'da
düzenlediği gecede Kürtçe klip çekmek istediğini açıklayan Ahmet
Kaya'ya yönelik linç girişimi sıcaklığını kaybetmedi. Kaya'ya o
gece çatal-bıçak fırlatan ve sahneye çıkarak 10. Yıl Marşı'nı
okuyan Serdar Ortaç'ın, "Çok pişmanım. Bir anda her Türk genci gibi
gaza gelip marş okumaya başladım." sözleri acı olayı yeniden
hatırlattı. Ancak o geceyi en iyi anlatacak isim, törene katılmak
istemediği halde Ahmet Kaya'yı ısrarla ödülünü almak için davet
eden ve geceyi düzenleyen MGD'nin o dönemki başkanı Uğur Güneri.
Deneyimli magazinci ödül törenini anlatırken şu tespitte bulunuyor:
"Önde giden adamlar, her konuda faturayı ödüyor. O gece yaşananlar
olmasaydı, Ahmet belki de ölmeyecekti. Gelen tepkiler yüzünden
Fransa'ya gitmeseydi, bugün yaşıyor olabilirdi. Kendisine
yapılanların bedelini canıyla ödedi. Bunun karşısında yüreği cız
etmeyenin insanlığından şüphe ederim."
Albümü satış rekorları kırdığı bir dönemde Ahmet Kaya'yı ödüle
layık gördüklerini belirten Güneri, Kaya'nın sanki olacakları
hissetmiş gibi ısrarla arka masalarda oturmak istediğini söylüyor:
"Ahmet salona girdiği zaman soğuk bakışlar oldu. Onun politik bir
duruşu ve lafını esirgemeyen tavrı vardı. O zamanki çoğunluk da
bunu tedirginlikle karşılıyordu." Bunu hissettiği anda Ahmet
Kaya'ya, "Kurban olayım, damara basma. Tatsız bir şey çıkmasın."
diyen Güneri, "Merak etme Uğur ağabey, hiçbir şey olmayacak."
karşılığını almış. Kaya'nın sahneye çıkıp Kürtçe şarkı okuyup, klip
çekeceğini söylemesiyle de kıyamet kopmuş.
Yaşanan linç girişiminin ardından Kaya ailesiyle yüz yüze
gelemeyen Güneri, Yusuf Hayaloğlu'nun cenazesinde Gülten Kaya'yla
yaşadığı diyaloğu anlatırken gözyaşlarına engel olamıyor:
"Taziyeler sunulurken Gülten sarıldı ve başladı ağlamaya.
'Ahmet'ten sonra Yusuf abim de gitti. Yalnız kaldım ağabey.' diye.
O kız ağlayıp sarılırken ister istemez Ahmet'in çektikleri geldi
gözümün önüne."
Yurtdışında konser veren herkes PKK'ya haraç ödüyordu
Uğur Güneri'nin Kaya'yı politik kimliğiyle öne çıkaran ve 90'lı yılların sonlarını anlatan çok çarpıcı bir iddiası da var: "O günlerde yurtdışına konsere giden bütün sanatçılar, PKK'ya haraç veriyordu. Haraç vermeden konser düzenlenemiyordu." Böyle zamanlarda Ahmet Kaya'nın PKK bayrağı altında gösterilen fotoğraflarının fotomontaj olacağını insanın aklına getiremediğini söyleyen Güneri'ye göre medya bugün bile Ahmet Kaya gerçeğindeki 'günahıyla' yüzleşebilmiş değil: "Ahmet'in ölümünden 5-6 yıl sonra herkes konuşmaya başladı. Bu aradaki zaman süresince medya neredeydi? Ortalık duruldu... Kürt kelimesi telaffuz edilmeye başlandı. Herkes gibi medyaya da cesaret geldi."