'Komedi Dükkanı'na sesiyle hayat veren Fırat Doğu Parlak, TRT'nin dergisine programa ocak ayında son vereceklerini belirterek şöyle konuştu: O olmayacak şeyleri isteyen yönetmen Sinan Çetin'den başkası değil. Yani ben kendimi oynamıyorum..
Tolga Çevik'in 'Komedi Dükkanı' isimli programında ona 'Arkadaşım!' diye seslenen Fırat Doğu Parlak, 7'den 77'ye bütün Türk halkının gözdesi oldu. "Ben ne yönetmen ne de oyuncuyum. Yapımcıyım, öyle de devam etmek istiyorum" diyen Parlak, Plato Film'in televizyon projelerinin sorumlu yapımcısı olarak görev yapıyor. 'Avrupa Yakası', 'Mert'le Gert' gibi seyircisiyle gönül bağı kurmuş özel programların yapımcısı olan Fırat Doğu Parlak, ocak ayında bitirmeyi düşündükleri 'Komedi Dükkanı'nı anlattı.
TOLGA OLMAZSA OLMAZ!
* 'Komedi Dükkanı'ndaki yönetmen olarak karşımıza çıkmadan sizi
tanımıyorduk. Kendinizi biraz anlatır mısınız?
Artvinliyim. Babamın devlet memuru olması nedeniyle Türkiye'nin pek
çok yerini dolaştım. Ortaokul yıllarında sanatçı Erkin Koray'la
tanıştım ve onunla çalıştım. Konserlerinin organizasyonundan tutun,
çantalarının taşınmasına kadar her şeyi yaptım. Best FM ve Tatlıses
Radyo'da uzun yıllar çalıştım.
* Peki, 'Komedi Dükkanı'na nasıl dahil oldunuz?
Tolga Çevik'le farklı bir şey yapmak istiyorduk; ortaya bu proje
çıktı. Tolga, "Yanımda hem sevdiğimiz, hem de iyi pas veren bir
komedyen olsun" dedi. Sonrasında Salih Kalyon'u dahil ettik
projeye... Başlangıçta, programda yönetmen olarak başkası vardı.
Ancak o biraz tutuktu. Bana "Yönetmenliğe sen geç, program iki
seksen yatıyor" dediler. Cesaretsiz bir şekilde gittim, replik
vermeye başladım. Tolga, 'Devam et' diye işaret etti. Böylece
programa dahil oldum.
* Doğaçlama gerektiren bir iş yapıyorsunuz; illa ki görünmek
gerekmiyor ama siz de bir nevi oynuyorsunuz...
Oyunculuğun nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum. Onun için de ben
oyuncu değilim. Bir işi yaparken, ben şuyum derken, onun nasıl bir
şey olduğunu da bilmeniz lazım. Ben oyunculuk nasıl bir şey
bilmiyorum. Bu konuda hiçbir eğitimim ve oyuncu olma isteğim de
yok!
* 'Komedi Dükkanı' denince akla Tolga Çevik geliyor. Kimsenin
sizden haberi yok! Bu haksızlık değil mi?
Ben olmasam 'Komedi Dükkanı' olur ama Tolga Çevik olmadan olmaz.
Ben sustuğum zaman program çalışır ama Tolga sustuğu zaman
çalışmaz.
BANA 'ASABİ'SİN DERLER
* Gerçek hayatta da dükkandaki asabi yönetmen gibi misiniz?
Bana hiç öyle gelmiyor ama herkes çok asabi olduğumu söylüyor.
* Kendinizi mi oynuyorsunuz?
Ben kendimi değil, direkt Sinan Çetin'i oynuyorum. İşte o olmayacak
şeyleri isteyen yönetmen, bildiğiniz Sinan Çetin'den başkası değil!
Çünkü onun çalışma şekli başkadır.
* TRT'de gösterinize başlamadan önce, "Aman TRT'de bunu
konuşamayız" türü kaygılara kapılıp kendi kendinize bir sansür
uyguladığınız oldu mu?
Başlarken kaygımız oldu. Bu kaygıları paylaştık. Sözlerini aldık ve
sözlere de harfiyen uyulduğunu gördük. Şu an hiç sansürümüz
yok!
* Yeni sezonda ne gibi yenilikler var?
Program formatının dışına çıkmak is temiyoruz. Çünkü oturmuş bir
format var. Yeni sezonda da yine hiçbir şeyden anlamayan ama
kendini bir şey zanneden o gariban çocuğa yönetmen birtakım işler
yaptıracak. Fakat çocuğu bir tık yukarı atlamış olarak
göreceksiniz. Tolga'nın performansı üzerine yenilikler olacak.
* 'Komedi Dükkanı'nı ocak ayında bitireceğiniz söyleniyor. Doğru
mu?
Benim fikrim, ocak ayında bu iş tamamdır. Tolga'nın fikri de o
yönde. 'Bizi gazlasınlar da devam edelim' diye bir durum yok! Eğer
enerjimiz yine devam ediyorsa, gazımız da varsa devam edebiliriz.
Ama kararımız ocak ayında bitirmek.
* Bu yoğunlukta ailenize vakit ayırabiliyor musunuz?
Ömer Doğu adında 8.5 aylık bir oğlum var. 'Komedi Dükkanı'nı
bitirirsek, oğluma da vakit ayırabilirim. Bu Tolga için de geçerli.
Onda da iki çocuk var. Tolga geçenlerde çok güzel bir laf etti:
"Çocuklar banka hesabını bilmiyorlar, babalarını yanlarında
istiyor" dedi. Çok doğru! Çocuk sadece babası akşam eve geldi mi,
onu biliyor. O yüzden de kendimizi işlerimize kaptırıp "Hadi bunu
da şunu da yapalım" demek doğru değil!
Program biterse TRT'de bitecek!
* Salih Kalyon'un ayrılmasıyla ne değişti?
Salih Kalyon çok değerli bir oyuncu. Onun sahnede olmasını her
zaman isterim. Ama gidişiyle dükkan eksildi mi derseniz, yanıtım
'Hayır' olur. Seyirci eksilmediğini hatta daha da çok yükseldiğini
gösterdi.
TEKLİFLER VAR
* Önceki TV kanalından neden ayrıldınız?
Daha önceki kanalda devam etmek için çok zorladık. Ancak tek
taraflı zorlama gibi oldu, verilen hiçbir söz tutulmadı. Sonrasında
da TRT'de olsun istedik. Bize birçok özel kanaldan teklif geldi.
İbrahim Şahin gelip programı isteyince kendimizi TRT'de bulduk.
'Mert'le Gert' dizisine başlarken de önce TRT'ye anlattık. Onlar da
kabul ettiler. 'Komedi Dükkanı' için başka kanallardan da çok
teklif geliyor; hatta bu program yüzünden diğer kanallara, başka
işler satamaz hale geldik. Nereye gitsek önce 'Komedi Dükkânı'
konuşuluyor. Şu kadarını söyleyeyim program biterse TRT'de
bitecek.
Okan Bayülgen bizi kötülememiştir!
* Sinan Çetin'le kaç yıldır birlikte çalışıyorsunuz?
5-6 yıldır birlikteyiz. Yapımcı olarak hep yanında oldum ama biz
her işimizde hep beraberiz. Devamlı kafa tokuştururuz. O hiçbir
işten tatmin olmadığı için devamlı sürtüşerek yaşar gideriz. Şu an
beş tane projesi var Plato Film'in hâlihazırda yürüyen... Buna
rağmen, her gün arayıp "Ne yapıyorsun?" diye sorar. "Dizi
yapıyorum" derim. "Hangisini?" der. "Mert'le Gert'i..." derim. "Onu
biliyoruz; yeni bir şey yapmıyor musun?" der. Her gün bir proje
koysak, "Öğlen, akşam ayrı ayrı projeler koyun!" der. O tatmin
olmaz.
* 'Komedi Dükkânı' için, Okan Bayülgen, "Fikir benimdi" dedi.
Sizce kimin fikriydi?
Tolga Çevik, henüz lisedeyken 'Komedi Dükkanı'nın birebir aynısını
yapmış zaten. Okan Bayülgen bu çıkışı yapınca, bir yapım şirketi
sahibi, Tolga'nın 1989'da evde çekilmiş bu görüntülerini gösterdi.
Konsept olarak Okan Bayülgen'in televizyon programlarının bir
bölümünde yaptığına benziyor. Ancak Bayülgen'den dört yıl önce
Beyazıt Öztürk benzer bir şey yapmıştı. Arkadan bir yönetmen
bağırken, 'Beyaz Atlı Prensi' oynuyordu. Beyazıt Öztürk çıkıp da
"Bu benim formatım" demedi. Çünkü ondan 10 yıl önce de yapılmıştı.
Bu işin tarihçesine inmeye başlarsak, Shakespeare'e kadar gider.
Okan ağabeyimizdir, bizi kötülemek için söylememiştir.
TRT / www.sabah.com.tr