Hiçbir an sonsuza dek sürmez!

'Yalnızlık Ölümden Çok' Sayfazar Yayınevi'nden çıktı.

Google Haberlere Abone ol
Hiçbir an sonsuza dek sürmez!

“Bazen zihnimde bir düşünce dolaşır. Her insanın diğerlerini, tıpkı benim şimdi bu camekanın ardından izlediğim gibi izlediğini düşünürüm. Bana öyle gelir ki bu cam hep bizimle birliktedir, en yakınlarımızla bile aramıza örülmüştür ve o kadar saydam ve incedir ki elinizi uzattığınızda bir başkasına dokunduğunuzu sanır ama kısa, çok kısa bir süre sonra yanıldığınızı fark edersiniz. Parlak ve yalancı bir yüzeye temas ettiğinizi görür, kimseye dokunmadığınızı, asla dokunamayacağınızı anlar, aranıza girmiş bu saydam duvarın sizleri hissizleştirdiğinden ve havasızlıktan öldürdüğünden şüphe etmezsiniz.„



Onur Orhan’ın ilk romanı Yalnızlık Ölümden Çok, Sayfazar Yayınevi'nden çıkarak raflardaki yerini aldı.



Onur Orhan edebiyat dünyasının kapısını aralıyor. Yazarın akıcı dili ve sürükleyici anlatımı güçlü kurguyla birleşince yetkin bir metin ortaya çıkıyor.

“Her hikaye bir yerden başlamalı,” diyen yazar, romanının merkezine aslında sizi alıyor. Roman boyunca geçmişten tamamen kopmuş bir “an” yaratabilir miyiz ya da kurguladığımız hayatların içinde ne kadar “kendimiz” olabiliriz sorusu peşimizi bırakmıyor. Yalnızlık Ölümden Çok, alışılmış bir aşk romanından fazlasını sunuyor. Bu roman yalnızlık üzerine, aile üzerine, köksüzlük üzerine ama umut etmek üzerine aynı zamanda. Huzur üzerine ve masumiyet üzerine ve bir baba-oğlun hesaplaşması üzerine, açık yaralarımız üzerine, kapanmayan izler üzerine, affetmek ve ihanet etmek üzerine ve kadere inanmak üzerine. Ve gölgeler ve cinler üzerine, hatta tüm gölgelerimiz ve cinlerimiz üzerine.



1975 yılında İstanbul’da doğan Onur Orhan, Marmara Üniversitesinde bir dönem hukuk öğrenimi gördükten sonra aynı üniversitenin gazetecilik bölümünden mezun oldu. Genç yazar, yayınlanan bu ilk romanıyla edebiyat dünyasında kalıcı bir iz bırakacağının müjdesini veriyor.



ARKA KAPAK:



“Torpidonun küçük lambası ellerimi aydınlatıyor ve yüzük parmağımdaki izi görüyorum. Filiz ve çocuklar... Resimleri gözlerimi dolduruyor, sonra Bay Z tepeme bir şimşek gönderiyor, sonra bir takvimin yaprakları süratle dönüyor ve bankadaki param günden güne eriyor. Her şeyin iç içe girdiği bu dünyada bir kapı aralanıyor, Mira o kapının aralığından başını uzatıyor. Bu güzel hayalden kaçmam gerektiğine inanıyor ama bunu yapamayacağımı seziyorum. Ve ben, ‘Gerçekler iyidir ama yalanlar daha da iyidir!’ diyorum.” 



Sürükleyici bir metin, akıcı bir dil ve derin bir roman sunuyoruz sizlere. Evet, bu üçü her zaman bir araya gelmez. Yalnızlık Ölümden Çok, okuduğunuz her sayfayla sizi

içine biraz daha çekecek ve parmak uçlarınız yaprakları iştahla çevirecek. Romanı okurken, tüm öykünün sona bağlanmasını dileyecek, her şey nihayete erip roman bittiğindeyse, "Keşke bitmeseydi," diyeceksiniz. Ama yazarın da kaleme aldığı gibi...



Hiçbir an sonsuza dek sürmez!


Etiketler roman kitap yalnızlık
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin