İşte o açıklama:
Bugün, çArşı olarak duruşumuzun neden ve sonuçlarını açıklamak üzere burada bulunuyoruz. Gençliğimizi 12 Eylül cuntasıyla çalan zihniyetin devamı olan; hayatımızı dayatılan yasaklar, baskılar, zulümler ve işkencelerle karartarak, emperyalizmin hedeflediği şekilde iktidara gelenler yeni bir tiranlık kurmak ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yapı taşlarını parçalamak için, “evet” dememizi istiyor… “Kel Hasan – Hasan Kel” arasında fark yaratarak yoksul halk kitlelerine; makarna, kömür ve boş umutlar dağıtarak iktidardaki süreçlerini palazlanarak geçirenler, “evet” dememizi istiyor…
YÖK’ü kaldıracağız diyerek iktidar olanlar, kendi YÜK’lerini
yaratmanın hazzıyla, “evet” dememizi istiyor… Memura “grevli, toplu
iş sözleşmeli grev hakkı” vaat edenler, memuru kapı-kulu yapma
gayesiyle alel-acele hukuksuz atamalarla kendi kadro katarlarını
yaratanlar, “evet” dememizi istiyor… Cennet yurdumuzda var olan
doğal enerjileri; rüzgârı, güneşi adil ve verimli kullanmak varken,
devasa tahribatı bilinen nükleer enerjiyi ve onun batmakta olan
çok-uluslu nükleer santral şirketlerini rantçı teşviklerle
palazlayan, HES ile doğal hayatı tahrip eden projeleriyle
yaşamımızı zindan edenler, “evet” dememizi istiyor… 2002 öncesi,
tarım ve hayvancılık ülkesi konumunda olan yurdumuzun dünya
pazarında söz sahibi olması için yeni projeler yaratmak varken;
“fındık piyasasını işbirlikçi yöntemlerle İtalyanlara, şekeri ve
pamuğu İngilizlere, hububatı Amerikalılara, hayvancılığı ise
Siyonistlerle işbirliği yapan araplara” devredenler, “evet”
dememizi istiyor…Bir türlü doymak bilmeyen iktidar hırsıyla her
yere her şeye egemen olma hissi ve kirli planlarıyla sivil toplum
kuruluşlarında, spor kulüplerinde hatta köy ve mahalle
derneklerinde söz ve yetki sahibi olmak ve emperyalizme daha şirin
görünmek için halkımızı ikram etmek isteyenler, “evet” dememizi
istiyor… Bilimsel özerk eğitim yerine daha bilinçsiz kitleler
yaratmak adına; eğitim ve öğretim sistemini tarumar ederek,
cumhuriyet okullarına medrese sistemini getirmek isteyenler, “evet”
dememizi istiyor…
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve onun
değerlerine dil uzatanlar, “evet” dememizi istiyor…
Şimdi bize dayatılan iki seçenek var:ya 12 Eylül cunta
anayasasına sözde, “hayır” ya da banayasaya, “evet” …
Her ikisi de emperyalist işbirlikçilere onay anlamı taşıdığından,
bizler hayır diyoruz! çArşı olarak; bugüne kadar içimizdeki
Beşiktaş, yurt ve halk sevgisini tribünlerden sokaklara taşıyarak
toplumun vicdanı olmaya çalıştık. Bu zamana kadar karşılıksız bir
sevdanın mücadelesini verdik ve bedellerini ödedik, hiçbir vakit de
bundan imtina etmedik. çArşı olarak; 12 Eylül cuntasının devamı
olan 1982 anayasasına “Hayır” derken, 12 Eylül cunta anayasasının
perçinlenmesini sağlayacak referandum sürecinde, Türkiye
Cumhuriyeti’nin değişmez ilkelerini değiştirip emperyalizme
sunanlara da bir çift sözümüz var:
size de; hayır ulan!
belagat yok!
feragat yok!
çArşı var!
ama hayır demek yetmez!
nayır ulan nayır !
çArşı