'EZEL' DİZİSİ SEYİRCİYE NELER KATTI?

Senaryo, tam saha pres, şiir, kurgu, müzik, Kerpeten Ali, yepyeni bir seyirci, vazgeçebilme, ezber bozma ve Ramiz Dayı...

Google Haberlere Abone ol
'EZEL' DİZİSİ SEYİRCİYE NELER KATTI?

10 maddede Ezel’in dizi seyircisine


KATTIKLARINI HATIRLAYALIM


Memet Güler / HABERTÜRK


1 – Senaryo… Seyirciye sürekli yeni sorular sorduran, her bölümde zihinlerde yepyeni dünyalar kurduran, sonra birden/aniden hepsini yıktıran, hakkında sürekli konuşulan/konuşturan, yazdıran, tartışılan/tartıştıran, daha önce Türk dizilerinde görmeye pek alışkın olmadığımız, yavaşlarken hızlanan, tam duracak derken yeniden gaza basan özgün senaryo.


2 – Tam saha pres… Başroldeki kadın ve erkeğin etrafında şekillenen bir hikayenin yerine, sırasıyla dizinin her karakterini öne çıkartan, ekranda gördüğümüz her tipin arkasına dolu bir öykü katan, seyirciyi tam saha pres altında tutan müthiş bir takım oyunu. Ezel’in en büyük silahı, bütün karakterlerinin bir hikayesi, hepsinin yeri geldiğinde söyleyecek sözü, iki çift lafı oluşu.


3 – Şiir… Karakterin ağzından dile gelen sanat. Diziye şiirin rengini katan, edebiyatın lezzetini sürekli hatırlatan, bizden-dünyadan o müthiş, o güzelim metinler… “Kendi kendimize verdiğimiz sözü tutmak, en çabuk unuttuğumuz şeydir ne yapsak…”


4 – Kurgu… Gel-gitlerle seyircisini hep zinde tutan, şaşırtan, kimi yerde öfkelendiren, “Böyle de olmaz ki” dedirten ve elbette duygulandıran, sonuçta her durumda pazartesi akşamlarını iple çekmemize yol açan kurgu…


5 – Müzik… Elbette, en önde. Ezel denince bu projeyi buralara taşıyan şeylerin en başında geliyor dizinin müziği. Etrafımdaki birçok telefon, onun nağmeleriyle çalıyor, aranıldığında. Ve elbette ellerine sağlık Toygar Işıklı.


6 – Kerpeten Ali… Bir kötü bu kadar iyi mi oynanır! Bir kötünün içine bir iyi bu kadar mı başarılı, bu kadar mı zarif saklanır! Barış Falay öylesine veriyor ki rolünün hakkını, aldı zaten bütün ödülleri bu sene her yerde, her törende. Alkışlanmalı. Alkışlıyorum…


7 – Yepyeni bir seyirci… Yerli dizilere yüz vermeyen, bizim dizileri hiç takip etmeyen, her yaştan, her meslekten binlerce, milyonlarca fanatik yeni seyirci, Ezel seyircisi…


8 – Vazgeçebilme… Kurtlar Vadisi’nden sonra, yeri/vakti geldiğinde dizinin ana karakterlerini bile öldürebilme cesareti… Hani Polat olmasa da Kurtlar devam eder derler ya, Ezel de Ezel’siz gider, dediğim de bu işte…


9 – Ezber bozma… Senaryo istediğinde, gerekirse dizinin ana karakterlerinden Bahar’ı bile vurabilme. Diziyi, oyuncuların üzerinden değil, senaryoyla, kurguyla, aktörün-aktristin kattığının yanı sıra bütün diğer temel unsurla öne çıkarabilme.


10 – Ve Ramiz Dayı… Hep vardı zaten, hep birbirinden görkemli rollere-dünyanın her köşesinde-onlarca ülkede ülkemizden çok daha güçlü ses getiren işlere imza atmıştı. Değişmemiştir biliyorum, Tuncel Baba için bu saatten sonra hayat, ama en azından Ezel’le hayran sayısını üçe-beşe katladı. Ne de güzel bir karakter yarattı! Bu akşam sezon finaliyle perdesini kapatıyor Ezel. Sevenlerine de, ekiple sonbahara kadar vedalaşmak kalıyor. Onlara iyi tatiller, hepinize iyi haftalar…

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin