EVET KÖPEĞİMİN İSMİ ARAP !!!

Bilgisayar başında Başbakan Erdoğan'ın yapmış olduğu açıklamaları okuyordum, açıklamalardan en ilgimi çekeni ; “Bu ülkede köpeklerine Arap ismi takanlar oldu, köpeklerini arap arap arap diye çağıranlar oldu.” idi.

Google Haberlere Abone ol
EVET KÖPEĞİMİN İSMİ ARAP !!!

EVET KÖPEĞİMİN İSMİ ARAP !!


 


Bilgisayar başında Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarını okuyordum, açıklamalardan en ilgimi çekeni ; “Bu ülkede köpeklerine Arap ismi takanlar oldu, köpeklerini arap arap arap diye çağıranlar oldu.” idi. Bu açıklamadaki ilk aklıma takılan “arap arap arap diye çağıranlar oldu” kısmı. Ne yani Türkiye'de köpeklere Arap ismi takılmıyor mu artık, Ya da bir ikinci emre kadar köpeklere arap ismi takılması yasaklandıda benim mi haberim yok..


 


 


Köpeğim daha sekiz aylık ve ismi arap. Açıklamanın ana fikri şu; “artık köpeklere arap isminin takıklmasını istemiyorum, bu böyle biline..”  Ama nafile... Mahalle aralarında milyonlarca çocuk, sokak köpeklerine Arap ismini takmaya ve onlarla öyle oynamaya, onları sevmeye devam edecek. Çünkü arap ismi özellikle sokak köpeklerine takılır, ben hiçbir ev ya da süs köpeğinin isminin arap olanına rastlamadım. Benim köpeğimde sokaktan bulduğum, yavru simsiyah bir köpek. Onu'da çok seviyorum, günün üç beş saatini kimseyle olmadığım kadar köpeğimle harcıyorum. Yani arap ismini verirken tam sokak normlarına göre hareket ettim, basit olsun istedim.. Amacım bir ırkın aşağılanması değildi, çok sevilen bir şeye aşağılama sıfatı zaten olmaz.. Başbakan'ın anlatmak istediğini anlıyorum ama bu benzetme çok basit, ucuz, ikna gücü yerlerde, gülüp geçinilesi bir açıklama olmuş.


 


Çocukluğumuzda dayılarımdan duyduğum “peygamber efendimizin çorbasına kara bir sinek düşünce, çıkartıp almak yerine, kara sineği çorbayla karıştırmaya başlamış, çevredekiler neden böyle davrandığını sorunca sineğin bir kanadında zehir, diğer kanadında panzehir olduğunu söylermiş” gibisinden sadece çocukların ağzını açık bırakabilecek hikayelere benzemiş başbakanın açıklaması. Bu tarz hikayeler bende olduğu gibi ergenlikle birlikte anımsandıkça komik, gülünç, bilimsellikten uzak, “politik araç”tan başka bir şey olmadığı bir hal alıyor.


Ayrıca sokaklarda çocukların köpeklere taktıkları birkaç ismi daha anımsatmak isterim; karabaş, sarı, toni... Bakılmak istendikten sonra bu isimlerede başbakan ın açısından bakılır, ama yanlış olur.


 


O zaman meclise şöyle bir önerge verilsin... “arap saçına döndüm, çöz beni arap saçı, çivi çiviyi söker, budur bunun ilacııı..”, “gavur”, “kızılbaş”, “yolda görülen her siyahiye amokachi, nouma, okacha diye dalga geçilmesi”, “çoğu siyahinin yolda yürürken emniyet güçleri tarafından çevrilip kimlik sorularak potansiyel uyuşturucu satıcısı muamelesi görmesi”, “güneşte çok yanan birine araba dönmüşsün”, “yalan söylüyorsam arap olayım” gibisinden sokaklarda çokta yerleşik olan, başbakanın kendi semt kültüründen Türkiye'ye buram buram yayılan bu davranışlar yasaklansın.. 


 


Aslında Başbakan'ın söylemek istediği son otuz yıldır, siyasal islamla birlikte yayılan tek taraflı, samimi olmayan, sadece arap yarımadasına sahip çıkan “ırkçılık karşıtı” söylemin savunuculuğunu yapmak. Ki Başbakan'ın bu köpeklere yapılan arap benzetmesi ve sokaklarda kullanılan “arap” aşağılamasının, tamamıyla ten renginden dolayı olduğunu, arabistan ve arap yarımadası kültürüyle alakası olmadığını bildiği halde.


 


Çünkü dayım biz çocukken köpeklere arap dediğimizi duyduğunda, köpeklerin ismini “tobby, tony” gibi isimlerle değiştirirdi.. Şimdilerde dayımla buluştukça anlatıyorum ona, aslında aynı ırkçılığı her zaman tersten kendisinin ürettiğini.. 


 


Cem Semercioğlu,


cemsemercioglu@gmail.com


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin