Azınlıklar hedef alınarak hükümetin zor durumda bırakılmasının hedeflendiği belirtilen 'Kafes Eylem Planı'yla ilgili iddianamenin ekindeki belgede yer alan değerlendirme Türkiye'yi sarsan Hrant Dink, Rahip Santaro ve Malatya'daki Zirve Yayınevi cinayetleriyle ilgili "Belirtilen bu üç eylemin de Ergenekon terör örgütü amaçları doğrultusunda yapılan eylemler olduğu değerlendirilmektedir" denildi. Belgede Dink cinayetiyle ilgili şu saptama da yer aldı: "Ogün Samast'ın (Dink davasında tetikçi olarak yargılanıyor) beyanları doğrultusunda Yasin Hayal ve Erhan Tuncel'le birlikte bir kısım şahıslar daha yakalanmış, fakat bu soruşturmada daha ileriye gidilememiştir."
'Kafes eylem planı' iddialarına ilişkin üçü tutuklu 33 sanık
hakkında açılan davanın iddianame ekleri, DVD ortamına kaydedilerek
avukatlara dağıtıldı. Klasörlerde Emekli Korgeneral Ahmet Feyyaz
Öğütçü, Koramiral Kadir Sağdıç ve Tuğamiral Mehmet Fatih İlgar’ın
da aralarında bulunduğu 33 sanıkla ilgili savcılık ifadeleri,
mahkeme sorguları, soruşturma evrakı, dilekçeler ve çeşitli
yazışmalar yer aldı.
Türkiye'yi sarsan cinayetler
Klasörlerde en dikkat çeken belge 'Kafes eylem planı’nın teyidine
yönelik yapılan çalışmalar' isimli belge oldu. Bu belgede eylem
planında 'operasyon' olarak bahsedilen 'Rahip Santora, Hrant Dink
ve Maltaya'daki Zirve Yayıncık'ta üç Hristiyanın katledilmesiyle
ilgili' olaylar tek başlık altında toplandı ve özetle şu
değerlendirmeler yapıldı:
Samast'ın geceleri
- Rahip Santora olayının faili 16 yaşındaki Oğuzhan Akdin isimli
kişidir. Hrant Dink cinayetinin falinin de 17 yaşındaki Ogün Samast
olduğu görülmüştür. Samast'ın beyanları doğrultusunda olayın
azmettirici ve planlayıcısı olarak Yasin Hayal ve Erhan Tuncel ile
birlikte bir kısım şahıslar daha yakalanmış, fakat bu soruşturmada
daha ileriye gidilememiştir. Samast'ın tutuklu bulunduğu cezaevinde
geceleri, kullanıldığını söyleyerek bağırıp çağırdığı, ve diğer
koğuşlarda bulunan tutukluları da uyutmadığı da basından öğrenilen
bilgiler arasındadıdr. Dink'in avukatı Erdal Doğan cinayetten hemen
sonra medyaya yapmış olduğu açıklamalarda Dink'in ölmeden önce Veli
Küçük tarafından tehdit edildiğini, Küçük adamlarının Dink'in
davalarına süreklmi geldiklerini belirtmiştir. Hayal'in gönüllü
avukatlığını Ergenekon soruşturması kapsamında hakkında işlem
yapılan Fuat Turgut yapmaktadır. Zirve Yayıncılığa yönelik menfur
saldırıda oda olayın azmettirici ve planlayanlarının yakalanan
kişilerden ibaret olduğu görülmüştür."
Belgede bu üç olay ile ilgili yapılan değerlendirmede şöyle
denildi: “Bu üç olay ele alındığında yapılış tarzları ve sonuçları
itibariyle özellikle ülkemizde yaşayan azınlık ve gayrimüslim
vatandaşların dehşete düşmesini ve ülkemizde güvenle yaşayıp
yaşamadıkları soruları gündeme getirmiştir. Ülkemizde güvenlik
güçlerinin gayrimüslim ve azınlıklara yönelik yapılan saldırıları
önleme konusunda zaafiyet içerisinde olduğu, hükümetin de aynı
şekilde bu tür eylemlere duyarsız kaldığı ve bu eylemleri
gerçekleştiren odaklarla işbirliği halinde olduğu düşüncesi
oluşturulmaya çalışarak, hükümetin iç ve dış kamuoyunda zor durumda
bırakılmaya çalışıldığı ve ülkede kaos ortamının hazırlanılmasının
amaçlandığı açık bir şekilde görülmektedir."
Sivil memur gizli tanık olmak istedi
İddianame
eklerindeki ilginç bilgilerden biri de davanın sanıklarından olan
Mayın Filo Komutanlığında sivil memur olan Tanju Veli Aydın’ın,
yürütülen 'Ergenekon' soruşturması kapsamında gizli tanık olarak
ifade vermek istediğini belirtir dilekçe oldu. Aydın’ın bu talebi
davanın sanığı olması nedeniyle kabul edilmedi.
(Radikal)