Embedded paradigma embedded kameraya karşı
İNGİLİZCE ‘‘embedded’’ sözcüğü ‘‘gömülü, saklı, bünyesinde’’
anlamına geliyor. ABD ordusunun Irak topraklarındaki muharip
birliklerine 600 kadar ‘‘embedded’’ muhabir ve kameraman eşlik
ediyor...
Eskiler yüksek teknolojiyi tarif ederken ‘‘el değmeden’’ tanımını
sıkça kullanır... Canlı savaş yayını da neredeyse ‘‘el değmeden’’
ekrana geliyor.
‘‘Embedded’’ kamera artık savaşın tanığı değil parçası...
Ne kurguya gerek var, ne de özel efektlere...
Ama yine de ‘‘embedded’’ kamera herkesi iknaya muktedir değil.
Örneğin, Türk TV yorumcusu emekli paşalar, Bağdat varoşlarına
dayanan ABD ordusunu yeterince başarılı bulmuyor. Her ne kadar
savaşın ilk günlerindeki ‘‘ABD, Vietnam gibi batağa saplandı’’ türü
yorumlarını yumuşatsalar da General Franks'in stratejisini beğenene
pek rastlanmıyor. Anlaşılan ‘‘embedded kamera’’ ile ‘‘embedded
paradigma’’ çatışması söz konusu.
Son kuşak Türk paşaları savaş doktorasını Güneydoğu'da
tamamladı.
Bizim paşalar düzenli orduyla hiç azımsanamayacak sayıda gerillayı
ezdi... Askeri tarihte eşine az rastlanan başarı sergiledi.
Dolasıyla ‘‘embedded’’ Türk askeri paradigması düzenli orduya
dayalı, gerilla savaşına kapalıdır... O yüzden gerilla savaşı veren
düzenli orduyu hayal edemiyor, hatta ne yazık ki görse bile
tanıyamıyor.
Halbuki ABD ordusunun bu savaştaki stratejisi kaba tanımıyla
‘‘gerilla taktiği’’ eksenli... Saldırıyor, kaçıyor, yeniden
toparlanıyor, zorlanınca ilk planından vazgeçiyor. Bir kente girişi
kolaysa çullanıyor, direniş görürse kuşatıp düşmesini
bekliyor...
Yani cephe açan, savunma hattı yaran, toprak işgali amaçlayan
stratejiye hiç rağbet etmiyor. Tıpkı gerilla gibi kendisinden hiç
beklenmeyeni yaparak sadece bizim paşaları değil Irak güçlerini de
şaşırtıyor.
CNN Türk'ün askeri yorumcusunun doğru olarak tespit ettiği
gibi;
Liderliği yok edip, Irak ordusunu yenmek,
Sivil kaybı asgaride tutmak,
Irak altyapısına zarar vermemek gibi birbirleriyle çelişen,
dolayısıyla gerçekleştirilmesi zor hatta imkánsız üç ayrı hedefe
koşuyor.
Bu savaştan en fazla ders alması gerekenlerin askeri yorumcular
olması da galiba tarihin ve talihin başka bir cilvesi!
Embedded haber korsanları
Hazır bu haftayı medya analizine ayırmışken...
Çuvaldızı size batırabilir miyiz?
Mesleğin ilk yıllarında çoğu meslektaşım gibi ben de hep bindiğim
uçağın kaçırılmasını, eylemi izleyen tek gazeteci olmayı hayal
ederdim.
Geçen cuma gecesi kaçırılan THY uçağında Hürriyet muhabiri Metehan
Demir'in olduğunu öğrenince ne yalan söyleyeyim çok sevindim...
Meğer çok iyimsermişim... Daha kaçırılan uçak Atina Havaalanı'na
iner inmez, yolcular Metehan'a fırsat bırakmadan cep telefonlarını
açıp canlı yayına bağlandı, haberciliğe soyundu... Yetmedi, yolcu
yakınları önce uçağı sonra TV kanallarını arayıp izlenimlerini,
yorumlarını aktardı. Bitmedi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve
AKP'li milletvekilleri de sahneye çıkıp siyasi parsa toplamaya
kalkınca ortalık panayır yerine döndü.
‘‘Embedded’’ ve gönüllü haber korsanları uçağın, yolcuların, hatta
belki de hava korsanının dahi güvenliğini tehlikeye atarken
aklımıza geldi...
Aynısını profesyonel haberciler yapsaydı ne düşünürdünüz?
ENİS BERBEROĞLU´DAN MEDYA ANALİZLERİ
Enis Berberoğlu, bugünkü yazısında "emmedded" gazeteciler, ekranları parselleyen emekli paşalar ve kaçırılan uçakta muhabirliğe soyunan yolcuları yazıyor...
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin