Deniz Feneri davası başladı

Almanya'daki Deniz Feneri e.V. bağlantılı soruşturma sonucunda aralarında Zekeriya Karaman ve Zahid Akman'ın da bulunduğu 20 sanık hakkında açılan davanın görülmesine başlandı.

Google Haberlere Abone ol
Deniz Feneri davası başladı

İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, İstanbul Adalet Sarayı'ndaki büyük salonda yapılan duruşmaya, aralarında Zahid Akman, Zekeriya Karaman, Mustafa Çelik'in de bulunduğu 14 tutuksuz sanık ile müştekiler CHP Milletvekili Mahmut Tanal, avukat Zeynel Öztürk ve tarafların avukatları katıldı. Diğer 6 tutuksuz sanık ise duruşmaya gelmedi.



Sanık ve avukatların yoklamasının yapıldığı duruşmada söz alan müşteki Mahmut Tanal ile sanık avukatlarından Ersan Şen arasında müdahillik konusunda kısa süreli tartışma yaşandı.



Müştekiler Mahmut Tanal ve Zeynel Öztürk, tekrar söz alarak, davaya katılma talebinde bulunduklarını söyledi.



Duruşmada daha sonra sanıkların kimlik tespitine geçildi. Sanık Zahid Akman, evli ve 5 çocuk babası olduğunu belirterek, yayıncılık yaptığını, aylık gelirinin 25 bin lira olduğunu ifade etti. Zekeriya Karaman, evli ve 3 çocuk babası olduğunu belirterek, yöneticilik yaptığını, aylık gelirinin 40 bin lira olduğunu dile getirdi. Mustafa Çelik, evli ve 3 çocuk babası olduğunu söyleyerek, ticaretle uğraştığını, aylık gelirinin 20 bin lira olduğunu kaydetti.



Şikayetinden vazgeçti



İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, Mahkeme Heyeti Başkanı İsmail Hakkı Yolmaz, müşteki Sadık Deniz'in mahkemeye faksla gönderdiği dilekçede şikayetinden vazgeçtiğini belirttiğini söyledi. Bunun üzerine söz alan müşteki avukatı, bu dilekçeden haberinin olmadığını ifade ederek, dilekçeyi inceleyip beyanda bulunmak üzere süre istedi.



CHP'den "Terörle Mücadele Savcılığı"na gönderilsin talebi



Müşteki CHP Milletvekili Mahmut Tanal da hem kendi adına hem de millet adına davaya katılma talebinde bulunduğunu ifade ederek, söz konusu sanıkların eyleminin örgütlü suç kapsamına girdiğini öne sürdü. Tanal, mahkemenin yetkisizlik kararı vererek, dosyayı TMK 10. maddesiyle görevli mahkemeye göndermesini talep etti.



Sanık avukatlarının bu talebe yaptıkları itiraz üzerine, salonda kısa süreli tartışmalar yaşandı. Başkan İsmail Hakkı Yolmaz da tarafları söz almadan konuşmaması konusunda uyardı. Yolmaz, müşteki Tanal'a hitaben "Siz davaya katılma talebinde buldunuz. Henüz bununla ilgili bir karar vermedik. Eğer katılma talebinizi kabul edersek dosyayla ilgili talepte bulunabilirsiniz" dedi.



Katılma talebine ilişkin söz alan bir kısım sanık avukatlarından Ersan Şen ise iddia olunan suçu doğrudan ihbar eden kişilerin Hatice Yılmaz ve Sadık Deniz olduğunu ifade etti. Deniz'in şikayetinden vazgeçmesine ilişkin dilekçeyi mahkemeye gönderdiğini anımsatan avukat Şen, Hatice Yılmaz'ın ise suçtan doğrudan zarar görmediğinin aşikar olduğunu söyledi.



Avukat Şen, davaya katılma talebinde bulunan müştekilerin suçtan doğrudan zarar gören kişiler olmadığını, bu nedenle de katılma taleplerinin hepsinin reddedilmesini istedi.



Katılma taleplerine ilişkin görüşleri sorulan cumhuriyet savcısı da müşteki Sadık Deniz'in şikayetinden vazgeçtiğine ilişkin dilekçenin aslının istenmesini, diğer katılma taleplerinin ise suçtan zarar görmedikleri gerekçesiyle reddedilmesini talep etti.



Verilen aranın ardından müdahillik taleplerine ilişkin kararını açıklayan mahkeme heyeti, Sadık Deniz'in celse arasında faksla gönderdiği dilekçenin aslı istenerek, aslı geldikten sonra bu konuda bir karar verilmesine hükmetti.



CHP milletvekillerinin müdahillik talebine red



Mahkeme heyeti, CHP Milletvekili Mahmut Tanal ve avukat Zeynel Öztürk'ün de aralarında bulunduğu duruşmaya katılan müştekilerin, suçtan doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle müdahillik taleplerini reddetti.



Mahmut Tanal: "Peşinizi bırakmayacağım"



Mahkemenin ara kararının ardından duruşma salonundan çıkan Mahmut Tanal, sanıklara hitaben, "Bana güle güle demeyin, takipçiniz olacağım. Her gün burada duruşmayı izleyeceğim. Yetimin hakkını yedirmeyeceğim. Peşinizi bırakmayacağım. Bir de utanmadan güle güle diyorsunuz" dedi.



Duruşma, mahkemenin ara kararı gereğince TRT'den görevlendirilen iki spikerin dönüşümlü olarak 526 sayfalık iddianameyi okumasıyla devam ediyor.



İddianameden



Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 20 sanığa "özel belgede sahtecilik", "kamu görevlisinin sahtecilik suçuna iştiraki" ve "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçlamaları yöneltildi, 25 şüpheli hakkında ise "ek takipsizlik kararı" verildi.



Hazırlanan iddianame, Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi ancak suçlama konusu eylemlere ilişkin yargılama yerinin İstanbul olduğuna kanaat getirilerek, "yetkisizlik" kararıyla dava dosyası, görevli ve yetkili İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.



Dosyaya bakmakla görevlendirilen İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi de Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'nin "yetkisizlik" kararını yerinde bularak, davanın kendi mahkemelerinde görülmesine karar verdi.



CHP'liler açıklama yaptı



Duruşma öncesinde CHP'liler, adliye önünde toplanarak "Deniz Feneri davasını söndürmeyeceğiz" yazılı pankart açtı. Burada basın açıklaması yapan Tezcan, davaya konu olan olayın "yüz yılın yolsuzluğu olduğunu" öne sürerek, şunları söyledi:



"Tarihin en büyük yolsuzluğuna imza atılmıştır. Bugün burada bütün engellemelere rağmen davanın bu noktaya gelebilmesi ne yazık ki bizlerin içini ferahlatacak noktada değildir. Çünkü bugün burada olması gereken sanıkların çoğu, bu davada bulunmamaktadır. Bu davanın sanıkları sadece bugün mahkemeye çıkarılanlar değildir. Alman yetkilileri ülkelerinde davayı sürdürürken, 'Bu işin asli failleri burada değildir. Türkiye'dedir' dediler."



Bu davaları adalet anlayışıyla soruşturan savcıların, baskılara maruz kaldığını iddia eden Tezcan, "Davayı namusuyla savunan savcılar, sanık durumuna düştüler. Mahkeme önünde yargılanmak durumunda kaldılar. Görevden el çektirildiler" diye konuştu.



Bülent Tezcan, davanın üstünün örtüldüğünü de ileri sürerek, "Ama bunu büyük bir cesaretle söylüyoruz. Başından beri bu davaya, soruşturmaya sahip çıkan yurtseverler, milletvekilleri, aydınlar ve Türk halkı bu yolsuzluğun arkasını bırakmayacak" ifadelerini kullandı.



CHP'li Milletvekilleri Kadir Gökmen Öğüt, İlhan Cihaner ve Mahmut Tanal'ın katıldığı açıklamanın ardından, gruptakiler bir süre daha slogan attıktan sonra dağıldı.



www.cnnturk.com


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin