Bugün TV'den ayrılması istendiği iddia edilmişti. Programı bırakması için baskı mı yapılıyor? İşte, birinci ağızdan cevabı!

Programdan ayrılması için baskı gördüğü iddia edilen Hayko Bağdat, Medyatava'ya konuştu.

Google Haberlere Abone ol
Bugün TV'den ayrılması istendiği iddia edilmişti. Programı bırakması için baskı mı yapılıyor? İşte, birinci ağızdan cevabı!

Bugün TV'de yayınlanan 'Özgür İfade' programının dün akşamki bölümünde, programın yorumcularından gazeteci Hayko Bağdatcemaat'e mensup savcı, hakim ve polislere yönelik eleştirilerde bulundu.



Programdaki sözlerinin ardından, sosyal paylaşım sitesi Twitter'dan eleştirilere maruz kalan Bağdat'ın, gelen tepkilerle birlikte bazı medya organlarında cemaat mensubu polis, savcı ve hakimleri eleştirdiği gerekçesiyle programdan ayrılması yönünde baskı gördüğü iddia edildi.



Peki Bağdat, Bugün TV'deki programından ayrılması için herhangi bir baskı gördü mü? Programda kime sitemde bulundu? Gazeteci Hayko Bağdat, tüm bu soruların yanıtlarını Medyatava'ya aktardı.



Cemaat'e mensup kişileri eleştirdiğiniz gerekçesiyle Bugün TV'deki programdan ayrılmanızın istendiği doğru mu?



Tarık Toros beni programa davet ettiğinde sadece iki kriteri vardı; nezaket ve kişilik haklarına dikkat etmek. Bunun dışında hiçbir şekilde sansürün söz konusu olmadığını söylemişti. Öyle de oldu. Şimdiye kadar herhangi bir uyarı, ima dahi olmadı. Hatta şunu da söyleyeyim; Tarık Toros'a söyleme gereği bile duymadan Ahmet Şık'ı programa davet ettim. Ahmet Şık programa gelmeyi prensip olarak uygun bulmadı. Eğer gelseydi, programı yapacaktık. Dolayısıyla şu anda herhangi bir baskı ve sansür durumu yok.



Tarık Toros'la görüştünüz mü?



Bütün bunların sonrasında, bana yönetimden hiçbir şey söylenmedi. Tarık Toros'la konuşmadım bile. Toros'la yaptığım özel sohbetlerde, programda yaptığım konuşmaların benzerlerini de söyledim. Cemaat'ten, hizmet'ten olan bütün dostlarımızın yanında söyledim. Tartışırız da bunları. Ne Tarık Toros'un, ne Ekrem Dumanlı'nın, ne de Savaş Genç'in insani yönlerinden dolayı bir problem yaşamıyorum. Hepsi görüştüğümüz meslektaşlarımız. Fakat özgür bir mecrada da bunları söylemenin garip olduğunu düşünmüyorum.



Programda kime sitemde bulundunuz?



Benim dünkü sitemim kanal yönetimine değil, cemaat'ten gazeteci arkadaşlarımın bir takım eleştirilene yönelikti.



Nedir bu eleştiriler?



Bu eleştiriler iki konudaydı; bir tanesi böyle bir dönemde cemaat'i eleştirmenin yanlış olduğuyla ilgiliydi. Diğeri ise; hep aynı konuları tekrar ettiğim, ısrarcı olduğum yönündeydi.



Eleştirileriniz cemaat'in bütününe yönelik miydi?



Ben ama'sız, fakat'sız bugün cemaat'e yapılan bu operasyonla meslektaşlarımızın tutuklanmasına ve en önemlisi devlet eliyle toplumsal bir kesimin yok edilmeye çalışılmasına alenen karşı çıkıyorum. Üstelik insanların selam vermeye çekindiği, kapısının önünden geçmeye çekindiği bir dönemde, devletin düşmanlaştırdığı insanların yanında olmayı aynı zamanda onurlu bir tavır olarak görüyorum. Fakat 2 saatlik bir programda bizim cinayet dosyalarımızda ismi geçen bazı görevlilerin kahramanvari şekilde konuşulması meselesinde de aynı hassasiyeti cemaat tabanından bekliyorum. İnsanların da ama'sız, fakat'sız 'zulmeden bizden değildir' şiariyle; eğer benim samimiyetime ve şahitliğime inanıyorlarsa, zamanında pankartlarıyla yargılansın diye adını taşıdığımız insanların, cinayet davalarımızda ismi geçen insanların ve adaletle sonuçlanmamış olan davalarımızın takipçisi olma hassasiyetimizi anlamalarını bekliyorum.



Hangi konuları tekrar etmenizden rahatsızlık duydular?



Hrant Dink konusunu bulduğum her mecrada söylüyorum. Berkin Elvan'ı söylüyorum. Roboski katliamını söylüyorum. Ceylan Önkol'u söylüyorum. çArşı davasını söylüyorum. Bu konuları bulduğum her mecrada yine söylemeye devam edeceğim. Zaten gazeteciliği de bu yüzden yapıyorum. Bu bir halk davasıdır. Bu davaların da adaletle sonuçlanmadığı her mesele, bu memleketin çoluğunu çocuğunu tehdit etmeye devam etmektedir. Bu nedenle sonuç alana kadar bu meseleleri tekrar etmeye devam edeceğim. Dolayısıyla bunu başka bir şey bilmediğimden değil, yeri geldiğinde takipçisi olacağım için yapıyorum.



Şunu da belirteyim; Roboski katliamı olduğu sırada, dönemin içişleri bakanı olan ve “Hepiniz Ermenisiniz, hepiniz p..siniz, yaşasın Ogün Samaslar, kahrolsun Hrant Dink'ler" yazılı pankarlarlarla beyaz berelilerin AGOS'a yürümeye çalıştığı eylemde konuşan bir adamdır İdris Naim Şahin. Bugün İdris Naim Şahin'in siyasi bir aktör olarak bazı davalara yakınlaştığında, bir demokrasi kahramanı gibi anılmasına, cinayet davalarında adı geçen şüphelilerin kahraman yiğitler olarak anılmasına tabiki itirazım var.



14 Aralık operasyonuyla ilgili ne söyleyeceksiniz?



Önemle şunu söylüyorum; bugün cemaat büyük bir saldırı altındadır. Cemaat'in dershanesine giden 17 yaşındaki çocuğundan tutun, Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı dahil olmak üzere büyük bir tehdit altındadır. Bu tehdite karşı çıkmak da sadece cemaat'e yanlış yapıldığını savunmak için değil, meslek etiği açısından demokrasi adına bir erdemdir. Ancak bu anlamda bizim yürüttüğümüz davalardaki kamu görevlilerinin de bu kapsamda dokunulmaz olduğunu düşünmüyorum.



Savunduğunuz meseleler neler? Kimden ve neyden yanasınız?



Hürriyet gazetesine verdiğim röportajda ya da Dicle Haber Ajansı'na konuştuğumda, Nuçe TV, CNN Türk ya da Bugün TV'ye çıktığımda, Taraf'ta köşe yazısı yazdığımda ya da herhangi bir eyleme gittiğimde; her yerde aynı şeyi söylüyorum. Beni programına çağıran herkes de artık bu özelliğimi bilerek ve söyleyeceğim şeyleri öngörerek davet ediyor. Bu konuda bir şey'ci olmaktan yana değil; haktan, adaletten, demokrasiden yana olmak gibi bir motivasyona sahibim. Hayata da soldan bakıyorum. İdeolojim de yazdıklarım da gittiğim eylemler de belli. Her tarafta Kürt halkının doğuştan getirdiği hakları ve ana dil hakkını savunuyorum. Devlet cinayetlerini eleştiriyorum. Aynı şekilde Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölüm sebebi bir cinayetse, devletin cinayet işleme alışkanlığından korktuğum için ve Muhsin Yazıcıoğlu'na bunu yapan devletin bizlere neler yapacağını öngördüğüm için adalet arayışına destek veriyorum. Dolayısıyla durduğum yer burasıdır.



 



Canan Kaya / Medyatava



canankaya@medyatava.com



twitter.com/ckayacanan



 


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin