Röportaj: Suzan YURDACAN
Fotoğraflar: Barış AKTINMAZ/FABRİKA
BERGÜZAR KOREL'DEN ÖZEL POZLAR-GALERİ
-Kuruçeşme, Aşşk Kahve’de buluşuyoruz Bergüzar Korel’le... İyice
bronzlaşmış. “Elle için gittiğimiz Kempinski Hotel Barbaros Bay
Bodrum’u çok beğendiğimiz için, Halit ve Ali’yle tatilimizi
uzattık. Harika zaman geçirdik” itirafında bulunuyor. Üzerinden
tatil sonrası keyfiyle karışık mutluluk akıyor.
Araya ekran girdiğinde, pek çok kişi onu mesafeli ve soğuk bir
insan sanıyormuş. “Konuşmaya başladığımda aslında hiç de öyle
olmadığımı söylüyorlar” diye ekliyor. “Kişiyi en çok güzelleştiren,
bakışlarıdır” diyor. “Bir insan ilerleyen zamanlarda ne kadar
estetik yaptırırsa yaptırsın, yaşını bakışları belli ediyor; aynı
şekilde kişinin güzelliği de bakışlarına yansıyor. şimdi mesela çok
mutlu olduğum için kendimi güzel hissediyorum” diyor.
HALİT, BABAMA HİÇ
BENZEMİYOR
Mutluluğunun nedenini hepimiz tahmin edebiliyoruz: Halit
Ergenç ve oğulları Ali! Hep merak ettiğim şeyi sormanın tam sırası:
Kadınların babalarını andıran adamlara aşık olduğu söylenir. Eşi
Halit Ergenç hiç babası Tanju Korel’e benziyor mu?
“Halit babama hiç benzemiyor. Tek ortak noktaları, ailelerine
düşkün olmaları. Karakter olarak çok farklılar. Hemen her kız
çocuğu gibi ben de babama aşıktım. Ancak ona benzeyen bir insanla
olmayı tercih etmedim. Evet, o iyi bir babaydı; ancak eş olarak zor
biriydi. Sevgisiyle sınırlarını belirleyen bir adamdı. Halit’le çok
özgürüm. Hayatımızda hiçbir kural, hiçbir mecburiyet yok. Sadece
özgürlük var. ıkimizin yarattığı bir özgürlük. ılk defa her anımı
bir insanla yaşıyor ve kendimi bu kadar özgür ve mutlu
hissediyorum.”
Aşkları zaten çok konuşuldu. Bu konuda herkes bir şeyler söyledi.
O, bu görüşmeyi bir aşk muhabbetine çevirmeyi istemiyor. “Bizim
hikayemiz çok uzun ama bunu anlatmayı, bu konuda konuşmayı hiçbir
zaman tercih etmedik” diye hatırlatıyor.
“Benim için Halit’in en büyük özelliği ve onunla bu kadar mutlu
olmamın sebebi, bana konuşmayı öğretmesi. Bana konuşarak her şeyi
çözebileceğimizi, hiçbir şeyi saklamamayı; düşündüğüm, hissettiğim
her şeyi söyleyebilmeyi öğretti. Bu kadar. Sen bunu istediğin gibi
yazabilirsin” diyor.
O KADAR KISKANÇ OLSAM EVLİLİĞİM SÜRER
MİYDİ
Mutlu, huzurlu, hayatından ve sahip olduklarından memnun...
Kendisini kötü hissettiği bir şey yok mu gerçekten, merak ediyorum.
Cevaplıyor...
“Olmaz olur mu! Özellikle Ali daha da küçükken, çalışırken, kendimi
çok mutsuz hissettiğim zamanlar oldu. Yetersizlik duygusuyla baş
edemiyordum. Zannediyordum ki her boş anım Ali’ye ait olmalı.
Etrafımdakiler bunu çok abarttığımı söylüyordu. Neyse ki bunun
benim veya Ali için iyi bir şey olmadığını öğrendim. Zamanla bu
konuda da bir denge yakaladım.”
Peki ya bu (sözde) “meşhur” kıskançlığı? Gerçekten eşini rol
arkadaşlarından kıskanıyor mu? Halit Ergenç dizide aşk yaşadı diye
kızıyor mu, akşam evde onun başının etini yiyor mu? Üstelik kendisi
de bir oyuncu...
“Ben tüm bunları gerçekten yapıyor olsaydım bu evlilik sürer
miydi?” diye soruyor. “Özellikle son iki sene bu konu öyle bir
noktaya geldi ki, dokuz yaşındaki bir kız çocuğu bile yanıma gelip
bunu sorabiliyor. ınsanlar ekranda gördükleri her şeye çok
inanıyorlar. Ben Halit’le evliyim, o da Bergüzar’la evli. Dizide
bir karakteri canlandırıyoruz. Biz de herkes gibi işimizi yapıp,
sonra normal hayatımıza devam ediyoruz” diyor lafı fazla
uzatmadan.
“MUHTEŞEM YÜZYIL”A DEVAM ETMEYECEĞİM
Bu arada, laf lafı açıyor, aklıma “Muhteşem Yüzyıl” geliyor. Eşi
Halit Ergenç’i bir kat daha yıldızlaştıran dizi olduğu için değil.
Kendiliğinden. Bergüzar Korel’in konuk oyuncu olarak final bölümüne
katılması, kafaların karışmasına yetmiş.
Diziye neden dahil oldu? Bu, eşi sayesinde mi oldu? Hemen merak
edildi tabii ki. Ben de bunları soruyorum. Daha doğrusu, sadece
“Neden katıldın?” meselesini kurcalıyorum. Anlatmaya başlıyor:
“Bu tamamıyla Meral Okay ve Timur Savcı’nın ricasıyla gerçekleşti.
Çok da keyifli oldu. Bu arada, diziye devam etmeyeceğim. Sadece bir
bölümlük bir işti. Hatta jenerikte ismimin geçmesini de istemedim.
O bölümün tanıtımında da görünmeyip, akşam doğrudan dizide çıkayım,
sürpriz olsun; olsun bitsin diye düşündüm. Meral Abla (Okay)
dizinin kutlama yemeğinde ‘Senin için bir karakter yazdım. Sezon
sonunda bir bölüm giriyorsun, haberin olsun’ dedi. Yani önceden
konuşulmuş, planlanmış bir şey değil. Yazdığı karakteri benim
oynamamı düşündüğünü dile getirdikten sonra ben de ne oynayacağım
diye sormadım. Yurtdışında da tanınan oyuncular bir diziye konuk
oyuncu olarak girerler. Bu yapımcının, senaristin ve oyuncunun
birbirlerine karşılıklı yaptığı bir jesttir. Tabii ki kabul ettim.
Keyifli bir deneyimdi. ış konusunda Halit kimseden benim için bir
şey istemez. Bunun neden bu kadar sorgulandığını anlamıyorum.
Sonuçta ben de bir oyuncuyum.”
BİKİNİYLE YAKALANMA MESELESİ ÇOK KOMİK
Sohbetimizin sonunda sıra Elle’le yaptığı çekimi konuşmaya geliyor.
Fotoğraflardaki kadın genç, enerjik, mesafesiz... Bu çekimden sonra
kimsenin onu “bikiniyle yakalamasına” gerek kalmaz artık diye şaka
yapıyorum. “Bikiniyle yakalanma meselesi çok komik. Denize
peştamalla girsem ve beni çekseler, yakalanmış olacağım. Hepimiz
bikini giyiyoruz!” diyor gülerek.