Şike soruşturması kapsamında halen gözaltında bulanan Aziz Yıldırım'ın, Abdullah Gül'e yazdığı mektup gündeme bomba gibi düştü.
İşte Hürriyet gazetesinin sürmanşetten verdiği o mektup
Sayın Cumhurbaşkanım,
Yürütülmekte olan şike ve teşvik soruşturması adıyla anılan ve
benim ve yönetici arkadaşlarımın tutuklu bulunduğumuz soruşturma
hakkında bazı bilgileri ve özellikle de çarpıklıkları sizinle
paylaşmak istiyorum. Sizin şunu bilmenizi isterim ki, bizler de en
az “Temiz benim, diyenler kadar temiziz.”
SİLAHLI ÖRGÜT KURMAKLA SUÇLANIYORUZ
Malumlarınız olduğu üzere 6222 sayılı Sporda Şiddet ve
Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun, 14 Nisan 2011’de yürürlüğe
girmiştir. Yaşadığımız sürecin en başından bu yana bizler de ve
kamuoyu da bizlerin bu kanun maddelerine göre yargılanacağımızı
düşünüyorduk. Ekte sizlere sunduğum tutuklama müzekkerelerinde bile
açıkça gözükmektedir. Ancak aradan geçen bir ayı aşkın sürenin
sonunda gerçeğin bu olmadığını görmeye başladık. Şike ve Teşvik
Soruşturması’nı yürüten sayın savcı bizleri silahlı organize örgüt
kurmaktan yargılamak üzere iddianame hazırlamaktadır. Halbuki spor
suçları için bir kanun çıkarılmıştır. 6222 sayılı Kanun’un 23.
maddesi; “Bu kanun kapsamına giren suçlardan dolayı yargılama
yapmaya, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun ihtisas mahkemesi
olarak görevlendireceği Asliye veya Ağır Ceza Mahkemeleri
yetkilidir” demektedir.
SAVCI SONUÇLARI NASIL BİLİYOR?
6222 sayılı Kanun’un çıkmasından önce yasalarda şike ve teşvikle
ilgili ceza hükmü bulunmamaktadır. Dolayısıyla yasanın çıkmasından
önce oynanmış maçlara ilişkin açılan bir soruşturmaya, örgütlü suç
maskesi giydirilip Sporda Şiddet Yasası’ndan yargılamaya çalışmak
gibi tuhaf bir uygulama yapılmaya çalışılmaktadır.
Sayın Savcı son beş maçta şike olduğunu, maçların skorlarını maçlar
oynanmadan önce bildiğini söylemiştir. Yine benzer şekilde Sayın
Savcı son maçımız olan Sivasspor maçını kaybetmemiz veya berabere
kalmamız ve şampiyon olamamamız halinde bu soruşturmayı açmayı
düşünmediğini belirtmiştir.
O DELİLLER BİR AN ÖNCE AÇIKLANSIN
Sayın Savcı eğer bu kadar kesin bilgilere sahip idiyse bir hukuk
adamı olarak yapması gereken Cumhuriyet Savcılığı’nda bir heyet
teşkiliyle maç neticelerini skorlarıyla tespit ettirmekti. Eğer
bunu yapmış olsa idi şu anki kaos da ortadan kalkmış olurdu. Bunu
yapmamış ve yapmaya gerek dahi görmemiş olduğuna göre Sayın
Savcı’nın elinde çok başka sağlam ve geçerli deliller olduğu
düşünülmektedir. Bu durumda da Sayın Savcı’nın yapması gereken 6222
sayılı Kanun’a göre 3. Ağır Ceza Mahkemeleri’nin olduğu yerlerdeki
Cumhuriyet Savcılıkları’na soruşturma dosyalarını göndererek,
davanın bir an önce açılmasını sağlamaktır.
HANİ GİZLİLİK KARARI VARDI? NE OLDU?
Ancak hukuk ve kuralları bu kadar açık ve yapılması gerekenler bu
kadar ortada iken Sayın Savcı, 2010’da başladığını öne sürdüğü bir
“Silahlı örgüt” suçlaması ile bizleri yargılamak istemektedir. Bu
nasıl bir çarpıklıktır? Şike soruşturması yapılırken neden her gün
görüştüğüm Sayın Bakan, Genel Müdür, Kulüp Başkanları... gibi
kişilerin hiçbiriyle, benimle ilgili soruşturma kapsamında
görüşülmemekte, hiçbirine benimle ilgili soru sorulmamaktadır?
Kamuoyuna Trabzonspor Başkanı, ikinci başkanı ve bazı kişilerin
ifadeleri gizlilik kararı olduğu gerekçesiyle verilmemekte ancak
benim dahi göremediğim bana sorulacak sorular (telefon dinlemeleri
kaynaklı) internet sitelerinde yayınlanmaktadır.
KULÜBÜMÜZE KARŞI TAVIR İÇİNDE
Sayın Savcı benden daha ünlü bir kişiyi alacağını söylemiştir. Bu
kişi kimdir ve neden hâlâ çağırılmamış ya da gözaltına
alınmamıştır? Bu durum akıllara Sayın Savcı’nın da aslında düştüğü
hataların farkında olduğunu ya da kasten bana ve kulübümüze karşı
bir tavır içerisinde olduğu düşüncesini akıllara getirmektedir.
Sayın Savcı da bilmektedir ki, olmayan suçları işkenceyle, dayakla,
hakaretlerle çeşitli baskılar ve kamuoyunda kafa karışıklığı
yaratarak meydana getiremezsiniz. Adalet sonunda tecelli edecektir.
Ancak bu süre zarfında başta kulübümüz olmak üzere bizler ve Türk
sporu çok büyük kayıplar yaşayacaktır. Bunların hesabını kim
verecektir?
ÇARPIKLIKLAR BİR AN ÖNCE GİDERİLSİN
Yapılması gereken ivedilikle hukukun en temel kurallarının bu
soruşturma için de işler duruma getirilmesi ve soruşturmadaki
çarpıklıkların giderilerek bizlere ve kısaca Türk sporuna adil
yargılanma hakkının verilmesidir. Bugün tüm bu çarpıklıkların
neticesinde Metris Cezaevi’nde tutulan ben ve yönetici arkadaşlarım
adına zamanı geldiğinde tüm çarpıklıkları gözler önüne serebilmeyi
umuyorum.