Basın Konseyi'nce yapılan açıklamada, "Yargı aracılığı ile Cumhuriyet gazetesine karşı girişilen hukuk dışı, ölçüsüz kararlar siyasi niteliktedir. Amacın, gazetenin yayınlarını denetleme, sindirme, hatta kayyım atayarak bitirmeye yönelik olduğu endişesi içindeyiz" denildi.
Açıklama şöyle:
"93 yaşına giren Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşanan olaylar, akılla
hukukla, siyasetle izah edilemeyecek bir noktaya gelmiştir. Asla
tasvip etmediğimiz darbe girişiminden sonra KHK’larla üç aydır
yönetilen Türkiye’de, TBMM de by-pass edilerek en temel insan
hakları olan ifade ve basın özgürlüğü, adil yargılanma gibi haklar,
sıkıyönetim ve tahkikat komisyonları dönemlerinde bile böylesine
kısıtlanmamıştır. Geçmişi Cumhuriyetimizle eş değer olan Cumhuriyet
gazetesinin, yöneticileri hakkında, kamuoyunu tatmin edici olmayan
gerekçelerle başlatılan iddia ve soruşturmaların çok kuvvetli
kanıtlara dayalı olmasının gerekliliği açıktır.
Yargı aracılığı ile Cumhuriyet gazetesine karşı girişilen hukuk
dışı, ölçüsüz kararlar siyasi niteliktedir. Amacın, gazetenin
yayınlarını denetleme, sindirme, hatta kayyım atayarak bitirmeye
yönelik olduğu endişesi içindeyiz. Vakıflara ilişkin çekişmeler,
basın özgürlüğüne müdahale için gerekçe yapılamaz. Ülkemizin çok
değerli yazarları, çizerleri ve yöneticileri, terör örgütleriyle
ilişkilendirilerek ya da vakıf uzlaşmazlığı gibi nedenler
gösterilerek gözaltına alınmıştır.
Özel hukuk kuralları içinde çözülecek meseleye, ceza hukuku
kuralları uygulanamaz. Yalnızca Cumhuriyet gazetesine değil, diğer
kapatılan çok sayıda basın organlarına karşı yapılan bu müdahaleler
kabul edilemez. Belirtilen gerekçeler ve kararlar, bütün
yurttaşlarımız, basınımız ve kurumlarımız için ağır ve açık bir
tehdit oluşturmaktadır.
Basın Konseyi olarak, tutuklu ve gözaltında olan gazetecilerin
serbest bırakılmalarını, yayını durdurulan medya organlarının
yeniden açılmasını istiyoruz. Gazeteciliğin suç olmadığını bir kez
daha yineliyoruz."