Basın Bayramı'nda gazeteciler sansüre tepki gösterdi, özgürlük istedi

Medya mensupları, basından sansürün kaldırılışının 106. yılını sansürün gölgesinde kutluyor.

Google Haberlere Abone ol
Basın Bayramı'nda gazeteciler sansüre tepki gösterdi, özgürlük istedi

Türkiye Foto Muhabirleri Derneği, basından sansürün kaldırılışının ve Basın Bayramı'nın 106. yılına özel açıklama yaptı.



'Gazeteler hürdür, sansür yasaktır' mesajını veren dernek, gazetecilerin  daha özgür yazabileceği ve deklanşöre daha özgür basabileceği günler yaşamasını diledi.



İşte, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği'nin Basın Bayramı mesajı:



"1908’in yaz ayları 2. Abdülhamit için zor geçiyordu.. Selanik’ten yayılan İttihatçı isyanını ne Şemsi Paşa bastırabilmişti ne Müşir Osman Paşa. Binbaşı Enver Bey ve adamları dağlardaydı. Ayaklanmanın 40. gününde Abdülhamit geri adım attı.. Bir başka açıdan da ileriye doğru atılmış bir adımdı bu: 24 Temmuz 1908’de 2. Meşrutiyet ilan edildi. Bu adımla artık Osmanlı dönülmez bir yola çıkmıştı.  Osmanlı Matbuat Cemiyeti adıyla örgütlenmiş gazetecilerin büyük bölümü meşrutiyeti sevinçle karşıladılar. Sansürün karşısına dikilebileceklerdi artık. 1876’dan kalma sansür kararnamesini uygulatmayacaklardı. Yani sansür memurları yayından önce gazeteleri kontrol edemeyecekti. Meşrutiyetin ilan edildiği günün gecesinde İkdam gazetesinin sahibi Ahmet Cevdet ile Sabah Gazetesi sahibi Mihran Efendiler, gazete provalarını görmek için gelen sansür memurlarını aynı sözlerle geri çevirdiler: GAZETELER HÜRDÜR, SANSÜR YASAKTIR…



25 Temmuz 1908 sabahı dağıtılan gazeteler farklıydı artık. Uzun yılların ardından ilk kez sansür memurlarının değil gazetecilerin tercihlerine göre basılmışlardı. Özgürce yayımlanan gazetelere halkın ilgisi de büyük oldu. Bazı gazeteler satışlarını 2 binlerden 5 binler düzeyine çıkardı. Fiyatı 10 kuruş olan İkdam karaborsada yarım liraya kadar alıcı bulabildi. Bir ay içinde 200 yeni gazete için yayın hakkı alındı. 24 TEMMUZ BİR ANLAMDA GERÇEK GAZETECİLİK İÇİN TARİHİ BİR GÜNDÜR.   Bu nedenle 24 Temmuz Cumhuriyet Dönemi’nde Türk basınından sansürün kaldırılması ve basın bayramı olarak ilan edildi. Daha sonra kutlamalar “geleneksel gazeteciler günü” adı altında yapılmaya başlandı.  İşte böyle kutlamaya başladık 24 Temmuz’ları.



1908 yılında yaşanan olayların aynısı yaşanmasa da o günleri anımsatan zamanlar yaşamıştır Türk basını.. Türk basının yolculuğunu anlamak için Türk demokrasinin yolculuğuna bakmak gerekir. Gazeteciler yani bizler, bu ülkenin tarihinde kara birer leke olarak geçen her askeri darbede yara almış ve kan kaybetmiştir.  Sesimiz kısılırken, manşetlerimizin puntoları küçülmüş, yayınlarımız zaman zaman kesintilere uğramış referansımız olan özgürlüğümüz bizden alınmıştır bu karanlık günlerde.  Bugün 24 Temmuz’u buruk bir bayram havasında karşılıyoruz biz. Basın özgürlüğü konusunda dünya sıralamalarındaki yerimiz arka sıralara düşüyor gün be gün, hantal yargılama sisteminden dolayı halen suçunu bilmeden hapishanelerde yatan gazeteci arkadaşlarımız var bizim. Sansürün adı yok belki ama başka isimler altında uygulanışlar var ne yazık ki… Bugün bizim en doğal hakkımız olan ‘Yıpranma Hakkı’mız elimizden alınmış durumda..



Demokrasinin can damarlarından biridir basın özgürlüğü.. Bizler gücünü demokrasilerden alan bir mesleğin neferleriyiz her ne kadar buruk bir sevinçle karşılasak ta bu anlamlı günü ; gazeteciliğin daha özgür günlerde yapılacağına İNANCIMIZ TAM UMUDUMUZ BAKİDİR. Çünkü özgür basın demek, doğru haber alan doğru ve tarafsız bilgilendirilen vatandaş demektir aynı zamanda. Bu çerçevede Türk basını için en anlamlı günlerden biri olan : “24 Temmuz Türk Basınından Sansürün Kaldırılışı ve Basın Bayramı”nı kutlarız.



Tüm meslektaşlarımızın DAHA ÖZGÜR YAZABİLECEĞİ ve DEKLANŞÖRE DAHA ÖZGÜR BASABİLECEĞi günler yaşamasını dileriz."


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin