Fatih Altaylı, Habertürk'teki bugünkü yazısında dün sonuçlanan davayı şöyle yazdı:
Haysiyet davasıydı
3 yılı biraz aşkın süre geçti.
Adalet geç de olsa tecelli etti. Dinç Bilgin'in TMSF'ye sunduğu
birtakım belgelere dayanarak Sabah Gazetesi'ne ve ATV televizyonuna
TMSF tarafından el konulmuştu.
Biz de o dönem bu el koymanın hukuksuz olduğunu, Dinç Bilgin'in
sunduğu belgelerin sahte ve geçersiz olduğunu söylemiş ve dava
açmıştık. Mahkemenin yürütmeyi durdurma kararına rağmen süreç
durmadı ve Sabah ile ATV, TMSF tarafından bugünkü sahiplerine
satıldı.
Biz ise kendi yolumuza gittik ve gidenin ardından ağlamak yerine
Habertürk'ü kurduk. Sayenizde bugünlere geldik.
Ancak davamızdan vazgeçmedik.
Elimizden alınan gazete ve televizyonda gözümüz yoktu.
Ancak sahtecilikle suçlanmak ağırımıza gidiyordu. Asla ve asla
hukuka aykırı bir işlem yapmamış, kimseyi kandırmamıştık. Bu yüzden
davamızdan vazgeçmedik.
Adalet dün tecelli etti.
Dinç Bilgin'in TMSF'ye sunduğu ve TMSF'nin de gazetemize ve
televizyonumuza el koyma gerekçesi yaptığı belgelerin "sahte"
olduğu mahkeme kararıyla tescillendi. Dinç Bilgin hapis cezasına
çarptırıldı.
Biz "aklandık", doğruluğumuz tescillendi.
Bu bizim açımızdan bir "haysiyet davası"ydı.
Adalet kimin haysiyetli, kimin haysiyetsiz olduğunu karara
bağladı.
Haklılığımız kanıtlandı.
Şimdi biz bambaşka, pırıl pırıl bir yerdeyiz.
Haksız bir şekilde elimizden alınan gazetemiz ve televizyonumuz
satıldı gitti.
Hiç ama hiç gözümüz yok.
Yeni sahibine hayırlı olsun.
Sayemizde devletimizin kasasına 1.1 milyar dolar girdi.
O da helali hoş olsun bu devlete. Önemli olan dürüstlüğümüze leke
sürülmemesiydi. Çünkü hiçbir para onu satın alamazdı.
Sürülmedi. Ne mutlu bize.