CHP Beyoğlu Belediye Başkan Adayı Alper Taş, bugün Beyoğlu'ndaki Ses Tiyatrosu'nda düzenlenen etkinlite seçim projelerini açıkladı. Yoğun katılımın olduğu etkinlikte kalabalık salona sığmadı...
Sözlerine 8 Mart Kadınlar Günü'nü kutlayarak başlayan Taş, "Kadınların özgür ve mutlu yaşayacağı bir Beyoğlu'nun sözünü veriyoruz" dedi.
İşte, Alper Taş'ın açıklamalarından satır başları:
"Kadınlarımızın 8 Mart'ını kutluyoruz. Kadınların özgür ve mutlu yaşayacağı bir Beyoğlu'nun sözünü veriyoruz.
Öyle bir algı oluşturmaya çalışıyorlar ki, halkı soyanlar halkçı, halkı için düşünenler elit oldu. Bunu değiştireceğiz.
Beyoğlu'nun bütün renkleri soldu, Beyoğlu'na büyük ayıp ettiler. Biz Beyoğlu'nu almaya geliyoruz, Beyoğlu'nu Beyoğlulara vermeye geliyoruz.
Bizlere elit diyorlar ama Beyoğlu'na bizlerin giremeyeceği, sadece belirli bir elit kesimin yer alacağı bir yer yapmak istiyorlar. Biz buna karşı koyacağız, Beyoğlu halkın olacak.
Beyoğlu Belediyesi Başkanı olduğumuzda Alper Taş nasıl geldiyse öyle gidecek; asla mal, mülk biriktirmeyeceğiz.
Bizi tanıyorlar, kim olduğumuzu biliyorlar. Ben, Rize’nin Pazar ilçesinde bir çay emekçisi olarak çalışan ve geçtiğimiz Aralık ayında kaybettiğim Yaşar Taş’ın oğluyum. Annem de bir ev kadını. Nasıl geldiysem öyle gideceğim…
Herkes diyecek ki "İstanbul'un kalbi Beyoğlu'nda farklı bir demokrasi var". Bunu herkese göstereceğiz.
Yerel yönetimlerin yetkileri kısıtlanmış vaziyette ama şunu bilin; biz sınırlı alanlar içerisinde top koşturmayacağız. Yerel yönetimleri bir mücadele parçası yapmaya çalışacağız. Yerel demokrasiyi büyütmeye çalışacağız.
Beyoğlu açısından en temel mesele barınma ve kentsel dönüşüm. Herkes doğduğu, büyüdüğü yerde yaşamaya devam edecek. Hiç kimse emekçi arkadaşlarımızı yaşadığı yerden süremeyecek.
Beyoğlu'nda işsizlik ve yoksulluk çok fazla. Yerelde bir dayanışma ekonomisi inşa edeceğiz. "İnsan insanın kurdu değil insan insanın sığınağıdır" anlayışına göre hareket edeceğiz.
Kooperatifler bizim için çok önemli bir örgütlenme olacak. Sağlıklı ve ucuz gıdaya ulaşmak için Beyoğlu'nu bir kooperatif kenti haline getireceğiz.
Biz yönetime geldiğimizde sosyal yardımları 3 katına çıkaracağız. Aile sigortası ve yurttaş kartı çok önemli. Dar gelirli yurttaşlarımızın gıda ve benzeri ihtiyaçlarını karşılaması için yurttaş kartını hayata geçireceğiz.
Beyoğlu'nu 45 mahallesi ile bir kültür-sanat merkezi haline getireceğiz. Muammer Karaca Tiyatrosu asla sahipsiz kalmayacak.
Kent ve bina tasarımları engelli yurttaşlarımıza uygun olmalı. Engelli yurttaşlarımız için sokaklarda sesli ve görsel uyarılar hayata geçirmeliyiz.
Çocukların eğitim, sağlık ve beslenme konusunda duyarlı olacağız, oyun alanlarını genişleteceğiz, mahalle kreşlerini çoğaltacağız.
Beyoğlu'nda gittiğimiz her yerde eğitim sorunu ile karşılaşıyoruz. Aileler çocuklarını okutmak için Şişli'ye, Beşiktaş'a getiriyorlar. Bilim Atölyeleri ile Hazırlık Akademileri ile çocuklarımızın nitelikli eğitimi için çabalayacağız.
Bugünkü kentsel krizin önemli sebeplerinin başında yönetim anlayışı geliyor. Tepeden, yukarıdan, halka rağmen, "Her şeyi ben bilirim" edasıyla halkın yaşamına müdahale eden anlayış. Biz bu anlayışı değiştirmek için aday olduk.
Temsili demokrasi krizde, temsili demokrasi büyük bir yabancılaşma yaratmış durumda. Biz doğrudan demokrasi esas almalıyız. Bizim yerel yönetim anlayışımızda "ben" değil "biz" olacak.
Bütçeyi halkımızla birlikte yapacağız. Kaynakları, öncelikli olan yerlere halkımızla birlikte aktaracağız.
Beyoğlu bir demokrasi kürsüsü olmalı. Yetkililerden talebimiz; polis barikatlarıyla, TOMA'larla kuşatılmış bir Beyoğlu'nu ortadan kaldırsınlar. Bu talebimizi Beyoğlu Belediye Başkan adayı olarak iletiyoruz."