Ali Atıf Bir'den reklamverene uyarı!

Taksim Gezi Parkı olaylarında reklamlarının neden çekildiğini Ali Atıf Bir kaleme aldı.

Google Haberlere Abone ol
Ali Atıf Bir'den reklamverene uyarı!

Doğal afetlerin ve doğal olayların reklamverenler için önemli olduğunu belirterek söze başlayan Bugün gazetesi köşe yazarı Ali Atıf Bir'in bugünkü köşe yazısı şı şekilde:



Sosyal afetler, doğa olayları reklamveren için önemli olaylardır. Bu olaylar meydana geldiğinde reklamveren hemen bir durur, düşünür.



"Bunun iki nedeni vardır: Bir, genel olarak toplumun ve hedef kitlenin yüz yüze olduğu olay ya da afetle ruh halinin değişmesi ve izlediği, okuduğu, dinlediği mesajlara bu nedenle farklı anlamlar yüklemesi... Düşünsenize bir tarafta deprem ya da isyan görüntüleri diğer tarafta bir markanın son derece esprili reklamları. Normal ortamda olsa gülünecek olan bu reklama değişen ruh halinde insanlar "Ne o öyle alay ediyor gibi" demez mi? Der. Nitekim diyor da... Şu anda, içinde yaşadığımız ortamda Twitter'da "Komik bir dizi izliyorum" diye yazın hemen "Yuh yani biz ne haldeyiz, sen ne yapıyorsun" baskısıyla onlarca kişi anında ensenizde bitiyor.



Belki birey olarak siz bu baskıya dayanabilirsiniz ama markalar asla dayanamıyor. Haklılar da çünkü tüketici protestosu maliyeti oldukça ağır oluyor. İkinci neden mecranın afet ya da olay görüntüleriyle kirlenmesi ve reklam mesajının tam olarak geçmesine izin vermemesi.



Kızmaya gerek yok...



Gazeteleri açıyorsunuz çarşaf çarşaf kan revan içinde ya da gaz duman içinde fotoğraflar. Okurun toplumsal morali bozuk, canı sıkkın. Sizin dikkat çekmek için şatafatlı hale getirdiğiniz indirim ilanı geri tepiyor ve son derece "itici" duruyor. Dikkat çekeceği yerde "tahriş" ediyor.



Taksim Gezi Parkı nedeniyle çıkan olaylar nedeniyle de reklamveren, aynen bu bilgi ve duygularla aynı tepkileri verdi, dijital reklam ve yeni başlayacak ya da süren kampanyalarına kısa süreli ara verdiler. Hatta halkla ilişkiler kapsamındaki diğer aktiviteler, satış artırıcı çabalara bile süresiz ara verildi. Her olayda olduğu gibi önce öncüler iptallere başladı, daha sonra medya planlama şirketlerinin uyarısıyla diğer markalar da iptal kervanına katıldı.



Medya planlama şirketlerine bu noktada kızmaya gerek yok. Onlar sadece aracı ve pazar bilgisini müşterilerine aktarmak zorundalar. Çünkü aktarmadıkları durumda "Müşteri kategorisinde duyarsız" algılanacağı için kötü duruma düşebilir ve müşterilerini kaybedebilirler.



Şu anda durum "beklemede." Sektör bugün Başbakan'ın Afrika gezisi dönüşü yapacağı konuşmayı bekliyor. Duruma göre kampanyalara yol verilecek ya da kampanya tonlarında değişim olacak. Mizahi kampanyalar, eğlenceli kampanyalar, ağır promosyonlar kalkacak yerine daha ağırbaşlı kampanyalar gelecek.



Perakende satışlarda yüzde yirmiye yakın düşüşler var. Bu düşüş uzun süre devam etmez. Zaten ederse Türkiye başka bir genel ruh haline geçmiş demektir. Bunun çözümleri de reklamcılık açısından başka...Reklamverene önerim, reklamlarını bu dakikadan sonra kesmemesi. Çünkü endişeli grubun ya da zarar vereceklerini düşündükleri grubun ruh hali stabilize oldu.



Şu anda kesilen reklam altı ay sonranın satışlarını etkileyecek düzeyde bir ağırlığa sahip. Durum iyi değerlendirilmeli ve yeni ruh haline göre uygun tonda reklama devam edilmeli."



Yazının tamamı için tıklayın.


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin